- 904 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TUHAF BİR HEYECAN….MAZUR GÖRÜN LÜTFEN.
Sabahtı kalktım yerimden iki adım attım ki telefonum çaldı.
Arayan yakın bir arkadaşımdı.
Laf aramızda aman duymasın. Biraz obez , homili gırtlak ve çok iyi bir gurmedir kendisi.
En iyi yiyecek malzemesinden tutun da, şarküteri,restoran,manav , ocakbaşı aklınıza yemek içmekle ilgili ne gelirse sorun bilir ve tavsiye etmekle kalmaz, ne yapar eder, yedirir, içirir.
Epey oluyordu sesimizi birbirimize duyurmayalı.
“Hayrola nerelerdesin kaçak” dedim.Ankara’da olduğunu söyledi.”Yeni döndük”
Arkadaşım köklü eski bir İstanbul’ludur Hala da İstanbul’da ikamet eder.
Oradan buradan konuşurken birden heyecanlandı ve “dur seninle bu olayı paylaşmazsam ölürüm” dedi.
Hemen de anlatmaya başladı.
Geçenlerde Ankara’da yanında sevgili eşi, Gölbaşı civarlarında bir markete gitmişler.
Derdi yine gırtlak savaşı tabii ki.Market de Kipa falan gibi olsa gerek,büyük alışveriş merkezlerinden birisi.
Bir standın önünde duran çuvallara , oldukça cüsseli gövdesini yerdeki iri taneli pirinç çuvalına , hem de ucuzundan baldo’ ya salvo yaptırırken bir hanımefendinin de aynı çuvala eğilerek zayıf ama narin avucu ile pirinç tanelerini şöyle bir yokladığını görmüş,
“evet hanımefendi hem ucuz hem de kaliteli bir pirinç” deyip kafasını kaldırdığında
Bayan Sezer’ le karşılaştığını büyük bir heyecanla anlattı.
Telefondaki sesi hala o anı yaşadığını hissettiriyordu.
Heyecanla, kelimeleri ardı arkasına sıralayarak büyük bir sitayişle bahsettiği kişi 10.Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer’ in kıymetli eşi Semra hanımdı.
Çok şaşırdığını ifade etti.
Neydi O’nu bu denli şaşırtan doğrusu ilk önce anlamadım.
Çok normal değil mi bir halk pazarında eski bir Cumhurbaşkanımızın eşini görmek.
Normal olmasına normal ama halk pazarında ucuz pirinç almak için de bu kadar normal olmasa mı gerek?
Tam Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer beyefendi nasıllar demeye kalmadan arkasından “teşekkür ederim efendim ben iyiyim sizlerde iyimi siniz?” Cevabı ve sorusu ile karşılaşan arkadaşım ikinci kez bir şokta..
“Sayın Cumhurbaşkanım…” hitabının yarıda kesilerek “ Ben artık Cumhurbaşkanı değil,emekliyim” naifliği, alçakgönüllüğü karşısında “aman efendim siz bizim gönüllerimizin daimi Cumhurbaşkanısınız,bu ülke sizi ve sizler gibilerini çok arıyor,çok da arayacak” diyen arkadaşımın karşısında ciddi ama çok ufak bir gülümseme ile suskun,utangaç, mahcup bir tavır sergileyen cüssesi ufak ama insanlığıyla, her şeyiyle dev bir adam…
Arkadaşımın sesi titriyor,yutkunmaları,tükürük bezlerinin sesi duyuluyor ahizede..ve ekliyor “bu kadar mı mütevazı olunur, çok utandı ya ,keşke utandıracak bir şeyler demeseydim.”.
Etrafında ne bir koruma ne bir önlem hiçbir şey yok.
Sade vatandaş Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER ve hanımefendi eşi Pazar alışverişlerindeler.
Hem de bütçelerine göre .
Anlatılan bu kadar kısa, tabii birbirlerine mutlu ve huzurlu günler temenni ederek selamlaşmanın sonunu getirmişler.
Şimdi diyeceksiniz ki ne var bunda çok normal….. mi sizce de?
Bence de Normal.
Ben bunu en ileri düzeyde demokrasiyi hazmetmiş sosyalleşmenin ileri seviyelerinde bulunan İsveç,Norveç gibi kuzey ülkelerinden birinde yaşayan bir adama anlatsam ne var bunda der..İyi de burası Türkiye, dikkat TÜRKİYE.
Ayağını yorganına göre uzatan ,halkının arasında hiç bir ayırım yapmaksızın mütevazı yaşam biçimiyle de örnek insan TÜRKİYE CUMHURİYETİ 10.CUMHURBAŞKANI Sayın Ahmet Necdet SEZER ve eşi ….
Anlatılanlar harfiyen doğru ve benim arkadaşım zinhar yalan söylemez
“Ne var bu olayı bu kadar büyütecek yazıya dökecek kadar canım?.”
Doğru kendi kendime kızıyorum ne var?
Ama ne yapayım kendime hakim olamıyorum heyecanlanıyorum
Birçok anı kitaplarında okuduğum, büyük kurtarıcımızın bu tür hal ve davranışları hep beni heyecanlandırmıştı.
Herhalde ondan olsa gerek heyecanım.
Mazur görür müsünüz?
Nisan 2008- Bostancı