Hep salatalığın yüzünden
Eşyanın, varlıkların yaratılışını sebeplere bağlayan insanları dinlediğim zaman aklıma liseden bir arkadaşımla yaptığım bir konuşma gelir.
Üniversite sınavında başarılı olamamıştı. Bunun nedenini sınavda yanına şeker ve su almamaya bağlamıştı. Bunun tek neden olamayacağını söylemiştim kendisine (Yani aslında yeterince hazırlanmadığını söylemeye çalışmıştım). O da üç saatlik bir sınavda zihnini uyanık tutabilmiş olsa başarılı olabileceğini iddia ederek olayın bir yönüne dikkat çekmeye devam etmişti.
Sınav esnasında yapılanlar elbette önemsiz değildir ama tek sebep de değildir. Sınavdaki başarıyı ya da başarısızlığı sınav anındaki bir duruma bağlamak akıldan ve hatta ciddiyetten uzak bir bahanedir. Başarı, tıpkı her neticede olduğu gibi, bir dizi işlem yapıldıktan sonra elde edilebilen bir şeydir. Bunlardan bir tanesinin eksikliği hüsranla bitmesine neden olabilir. Ama onun olmamasının doğuracağı neticeyi göstererek bütün neticeyi o şeye vermek haksızlık olacaktır. Bir başkası da kalkıp kaleminin ucunun sürekli kırılıyor olmasına bağlayabilir başarısızlığının nedenini. Bahanelerin sonu gelmez…
Bir varlığın oluşması için onlarca, yüzlerce ve belki de binlerce sebebe ihtiyaç varken, meydana gelmemesi için tek bir sebebin eksik kalması yeterlidir. İşte sebeplere takılan insanların ayırt etmekte zorlandığı nokta bu olsa gerek. O sebep olmadan meydana gelmiyorsa, demek ki onu yapan bu şeydir diye hükmedebiliyorlar.
O arkadaşıma başımdan geçen şu hadiseyi anlattığımda kendisi de çok gülmüştü:
Bir defasında sınava girdiğimizde benden birkaç sıra önde oturan birisi bütün sınıfın dikkatini celbetmişti. Herhalde o da başarılı olmayı sınav esnasında bir şeyler yemeye bağlamıştı. Bir ara bir hışırtı duyduk, sonra birkaç ısırık sesi… Birden bütün sınıfı salatalık kokusu kaplamıştı. Buna diyecek bir şey yok elbette. Üstelik güzel de olmuş, içeriye salatalığın ferahlık veren kokusu yayılmıştı. Fakat olumsuz olan yönü şuydu: O arkadaş belki de aceleyle çıkmış olacak ki salatalığı çok ses çıkaran bir poşetin içerisine koyup yanına almıştı. Her hareket ettirdiğinde sınıfta kulakları tırmalayan bir ses yankılanıyordu. Başlangıçta kimse bir şey dememişti ama bu olay dinmek bilmeyince gözetmenlerden bir tanesi müdahale etmek durumda kalmıştı.
Salatalık sebebine riayet eden o arkadaşın başarılı olup olmadığını bilemiyorum ama ben başarısız olmuştum. Başarılı bir sınav neticesi için gerekli olan sebeplerden birini yani konsantre sebebini bir süreliğine devre dışı bıraktığım için (tembellik vs. gibi diğer nedenleri söylemek işime gelmiyor) ben o sınavda istediğim başarıya ulaşamamıştım. :)
Sebep olarak sıralanan her şey, sınavda (ya da başka bir şeyin oluşmasında) başarılı olmak için bir nedendir, sadece tek bir neden; tek neden değil.
Bir de sebeplerin bir araya getirilmesi meselesi var ki o da ayrı bir yazı mevzuu… Fakat birkaç cümleyle ilmek atmak yerinde olacaktır.
İnsan akıllı bir varlık olduğu için sebepleri bir araya getirip düzenli ve hikmetli bir netice meydana getirebiliyor. Ancak etrafımızda gördüğümüz sebepleri bir araya getiren birisi olmadan onların birleşip hikmetli bir netice çıkarmaları mümkün değildir. Onları bir araya getiren ve bu birliktelikten hikmetli ve gerçekten işe yarar bir netice çıkaran biri olmak zorundadır. Elbette o zat Hakîm’dir. Her şeyi hikmetle yapar. Çünkü etrafımızı saran sayısız hikmetli neticeler bunu haykırır...
ikramarslan.com
YORUMLAR
O zaman herkese birer adet salatalık... Malûm, her anı bir ayrı sınav olan bu hayatta öyle çok başarısızlıklarımız var ki, nedenlere muhtaç...
Güzel yazı için tebrik ve selâm ile.
ikram
Fakat dediğiniz gibi, asıl mesele başarısızlıkları tetikleyen nedenleri tespit etmekte gizli. İnşaallah bu imtihan dünyasında başaranlardan oluruz...
İlgi ve yorumunuzdan dolayı teşekkürler.