- 1156 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
OKULDA TABLETLE BÜYÜYEN ŞANSLI ÇOCUKLAR!!...
Eğitimde sorunlar her geçen gün artıyor.
Veliler sıkıntı çekiyorlar,çektilerine göre işler düzelse bari..
Ne gezer..
Öğrencide veli de karamsar,ilerde ne olacağını bilmeyen bir ruh hali taşıyorlar.
Gelecekte ne olmayı isteyip de olamayanlarla dolu ortalık yıllardır..
Eğitimin içinde olan biri olarak bu sorunları bir gözden geçirdim yıllar önce,
şimdilerde bir daha yakından baktım,inceledim..
İnanın pek değişen bir şey yok..
***
Okullar hala kalabalık,hala şehir merkezlerinde ikili öğretim yapan okullarımız var.
Çocuklar sabahın köründe yedide dikiliyorlar ayağa,uyanıp kahvaltı yapmaları için bir saat
önceden yataktan kalkmaları lazım..
Velileri zengin olanlara bir şey demem.
Onların çocukları özel okullarda yerlerini almış..
Servisle okula gider,ordan evine ordan da dersaneye..
Olmadı birde paralı özel ders aldırır zengin çocuğuna.
Sonra da aynı sınavda yarıştırır bizim Devlet bu çocukları..
Ondan sonra eğitimde fırsat eşitliği edebiyatı yap dur sen..
Neyin eşitliği,nasıl bir eşitlik bu?
Özel okuldaki paralı eğitimle,Çelebideki,Sulakyurtun köyündeki bir okulun eğitimi bir olur mu?
Güldürmeyin insanı...
Bu neye benzer?
Kalp ameliyatını niye Özel Hastanede yaptırıyorsun?
Niye... Devlet Hastanesinde olmuyorsun?
İmkanları,ameliyathaneleri,yoğun bakım üniteleri aynı mı?
2008 de anjiyo olacaktım.Burda olmadım.
Burdaki hastaneler henüz iyi düzeyde değil diye düşünüyordum..
Ankara’da ...Hastanesinde oldum..
Şimdi olsa orada da olmam,en iyisini,özelini ararım..
Parası olan iyi,rahat yaşıyor bu ülkede hala...
***
Dersaneler konusunda şu sıralar bir adım atılmış durumda..
Kapatılacaklar neticede birkaç yıla kadar..
Hükümetle cemaatin kavgasına kurban gidecek onlarda..
Kapatılsın tamamda sonra ne olacak..
Fırsat eşitliğini sağlıyorlardı bir manada onlar..
Garibanın çocuğuyla,zenginin özel okullarda okuyan çocukları bir aynı sınava giriyorsa onlar bu yarışta
geri kalmıyacak mı?
Her Lise aynı mı?
Bu memlekette Fen Liselerinde,Özel okullarda kaliteli eğitim verildiği söylenmiyor mu?
Şimdi ne olacak?
Zenginin çocuğu iyi üniversiteleri okuyacak,başımıza geçecek..
Fakir gariban Ahmet Efendinin çocuğuda taşeron firmalarda çalışmak için sınavlara girecek..
Merdivenaltı dersler,özel ders vermeler çoğalacak..
Denetimsiz derslerde neler verildiği de belli olmayacak..
Ne diyeyim hayırlısı olsun..
***
Devletin okullarında klasik Devlet memurları olan öğretmenler gücü nisbetinde çalışır..
Çalışsada aynı ücreti alır,az çalışsa da yalan mı?
Çünkü başarı ödüllendirilmez de ondan..
Yılda üç ay işe gelen diğer zamanları izin rapor idare edenler doludur Devlet dairelerinde,
Bankamatik memur denir böylelerine,hepsinin bir adamı,kollayanı vardır nasılsa..
Yıllardır hiç işe gelmeyip sağda solda gezenleri ben çok gördüm,adam müdür kadrosunda kimse bir şey yapamıyor..
Devletin okullarında hizmetliler özeldekiler gibi çok iyi performans sergilemezler,istisnalar kaideyi bozmaz,şurayı sil de de gör bakalım...
Devlet okullarında hizmetli memur kesimi ile bu idare eden müdürler arasında çok sıkı ilişkiler vardır ve birbirlerini çok iyi idare ederler.
Milli Eğitimde bu işlere bakan bir arkadaşın yanındayız,okul hizmetlilerinin tayinleri yapılacağı sırada bıktım bunlardan demişti.Hepsinin on tane arayanı soranı var bakana kadar bağlamış adamlar demişti.Yıllardan beridir siyaset bu işlerin içindedir.
Müdür atamaları bakmayın puana göre yapılıyor dediklerine,bir yerlerde belirlenir bu işler,partide,vs.yerlerde...
Özel okullarda ,dersanelerde kimse kimin ne ücret aldığını bilmez,özel anlaşmalar yapılır..
Devlet okullarında çok başarılı öğretmenler velilerce el üstünde tutulur..
İçlerinde çok çalışkanlar olduğu gibi gayretli olmayanları da vardır tabii..
Çocuğu okula verirken bazı velilerin öğretmen seçmesi bundandır..
Çocuk eğitiminde temel ilkokulda özellikle de 1.2.3.4. sınıflarda atılır.
Temeli almamış öğrencilerin hayatı boyunca bir şey alamadığını çok görmüşümdür..
Öğretmen dersine ilgisizse,dersinde zamanı tüketir sadece..
Böyleleri bazı işlere de ,rahatına da düşkün olurlar,onları başka bir okula zorla bile gönderemezsiniz..
Rahatına düşkün oldukları için ne yapar ne eder,evine yakın okulda hem kendini,
Hemde öğrencileri bitirir durur..
Bir okulda bir öğretmenin kalacağı yıl tesbit edilmeli,süreyi tamamlayan başka okula gönderilmelidir..
***
Öğrencilere tablet bilgisayarlar dağıtıldı..
Çok güzel bir gelişmedir bu..
Matbaanın icadı gibi bir şey bu..
Karatahtalarda eğitim gören bizim kuşaklar, ancak emekli olduğu zaman bu akıllı tahtalarla tanışabildi..
Bilgisayarı on yıl önce pek az derecede kullanmaya başladım..
Zamanla geliştirdim,bilgisayar eğitimlerine iştirak ettim..
1985 lerde Özalın bilgisayarı Türkiyeye tanıttığını biliyorum.
Keşke ta o zamanlar öğretmen eğitiminde bilgisayar eğitimi de bizlere verilseydi.
Demekki alt yapı hazır değilmiş,o kadar kaynak yokmuş...
Öğretmenliğimin büyük çoğunluğunu karatahta başında tebeşir tozu soluyarak geçirdim..
Bu ne demektir iyi anlatabildim mi?
Avrupada,ABD de 1920 lerde televizyonun icad edilip de renkli olarak kullanıldığı,bize 1980 li yıllarda siyah beyazının gelmesi gibi bir durum bu..
Hızlı trenlerin 1970 lerde Japonyada,Fransada 250 km. hızla yol aldığı şehirler ile,bizim bunu sabırla
beklememiz gibi..
Bizi iyi uyutmuş birileri anlıyacağınız..
Teneke arabalara Murat 124 lere binmeye mahkum ettikleri gibi...
***
Bizim Maarif sistemi dökülüyor inanın..
Eğitim araçları değişse ne olur..
Bunu kim kullanacak?..
Müdürlerin beynini yeniliğe açabiliyor muyuz?
Bu adamlar otuz,kırk yıldır vazife başındalar..
Siyasilerin gölgesinde eğitimin başında olanların büyük çoğunluğu..
Liyakata göre değil,siyasete göre makamlara geliyor idareciler yıllardır..
Ahir zaman alameti..
Emanetler ehil olana verilmeyecek o zamanda...Tam da bu zaman..
Kırk yıldır görevde olan adam kendini yenilemediyse onun kafası,fikirleri kırk yıl değil de,onu yetiştiren
Hocanın kafasıdır desem yanlış olmaz..
Maalesef bu eğitimciler en az kitap okuyan,en az teknoloji kullanan idarecilerdir desem bu bana göre doğrudur..
Hiç bilgisayar kullanmayan,sosyal medyayı bir kere görmemiş,bundan korkanı var desem ...
Kendisi kullanmadığı gibi,kullananıda eleştirenleri gördüm desem..
Devletin öğrenciler kullansın diye verdiği bilgisayarları bozulur diye odayı kilitleyip,
eskitmeden çöpe attıranları gördüm desem...
Hala bilgisayar kullanmayı bilmeyen müdürler var desem...
***
Ama bu adamlar eğitimde engel çıkartmayı çok iyi bilirler..
İçi boş bunların bildikleri ancak bu..
İstisnalar kaideyi bozmaz..
Bu hem sadece eğitimde yoktur,her kurumda vardır..
Çünkü onların yetiştikleri kuşak hemen hemen aynıdır..
Hani kitap okumayan,partiye takılan ,oyun salonlarında vakit harcayan kuşak...
Bellemişler iki,üç süslü laf onunla kurumlarını taşırlar ileriye!
Acaba ondan mı kalkınamıyoruz diye kafa yorduğum çok olmuştur.
Bu neye benzer tahayyül eder misiniz?
Hızlı trenin vaponlarının başına 1930 ların buharlı,mazotlu lokomotifini geçirip de haydi çek demekle eşdeğer değil midir bu?
Var mı ki bir farkı?
Ben pek fark göremedim...
Çok başarılı,okulunu,ilçesini çok seven çalışkan müdürlerle de çalıştım..
Çalışkanlarla çalışmaktan zevk aldım.
Aldığım ücreti hakettiğimi düşünerek rahat uyudum.
Ben yıllarca çalıştığım okullarda bu yatan idareci tipleriyle mücadele ettim..
Başarılı olamadım,hep engellendim..
Kalbim çok yoruldu bunca yılın sonunda..
İdarecilerin beş, sekiz yıl sonunda başka yerlere tayin edilmesini isteyenlerdenim..
İllada kalacağım diye eğitimin önünde takoz olmaya gerek yok,bazen kendiliğinden insan bulunduğu makamı zamanında bırakmalı...
Gençlerin önünü açmalı..
Hani ne demişler..
’Ya bir yol ol,Ya bir yol aç,ya da yoldan çekil.’
Bu memleketin mezarlıkları her şeyin kendileriyle var olduğunu savunan küçük adamlarla dolu...
Çocuklar okullarda tablet almışlar..
Akıllı tahtalarına kavuşmuşlar..
Çok güzel bir gelişmedir bu..
Tıpkı gazyağı lambasını atıp,ampülün gelmesi gibi birşey bu...
Bir tanede o müdürlere verin..
Odasından dışarı çıkmayan gelişmemiş müdürlere..
Oyun salonlarında vakit tüketen müdürlere..
Boş zamanları bol nasıl olsa..
Oyun oynayıp memleketimi bir güzelce kalkındırsınlar!..
09.03.2014-KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Anlamlı yazınızı onaylayarak ve dehşete kapılarak okudum , çok haklısınız .Kendimce dr luğun ve öğretmenliğin bir aşk olduğunu düşünürüm .Ne isminin önünde yer alan bir titr ne çalışma şartları rahatlığından dolayı seçilecek meslekler değildir ikiside / ikiside kutsaldır verim alabilmeniz için bu zihniyetlerin değişmesi gerekir, aksi halde sonuçlar üzerine daha çok yazılır çizilir . dr hastanın hikayesini iyi dinlemediği takdirde gelişemez bence .kendileride buna zamanları olmadığını savunuyor sorun hastaneler değil kanımca mr tomo türlü tahliller yapıyorlarda yine de teşhisi zor koyuyor hatta koyamıyorlar çünkü hasta hikayelerini iyi dinlemiyorlar ,
EmsalZ tarafından 3/10/2014 4:18:15 PM zamanında düzenlenmiştir.