Sevgili Anneciğim
Satırlarıma başlarken bir damla yaş akıyor gözlerimden.Yılların verdiği hüznü görüyorum bu bir damla yaşın ışıktaki yansımasında.’’Yirmi yıl koskoca bir yirmi yıl’’-çeyrek asıra ne kalmış ki-nasıl da çabuk geçti.Bana kalsa hala elimde bebeğim,peşimde sen koşturuyorsun.Saçların hala zeytin tanesi ibi siyah,tıpkı ananemin saçları gibi.Yılların hediye ettiği birkaç tel beyazlığı görmezden geliyorum.
Gözlerin hala umutla bakıyor dünyaya.Bana da sen öğretmiştin böyle bakmasını.Göz çevrelerinin etrafındaki her bir kırışıklık kaç yıla denk geliyor kim bilir.Kalbin hala temiz ve sıcak.Hala küçük bir kız çocuğuymuşum gibi öğütler veriyorsun bana.Düştüğümde bir tek sen kaldırıyorsun beni.
Yine ilk beni düşünüyorsun kendinden önce.Parmağım sızlasa yüreğin yanar bilirim.Hep ön planda oldum senin yüreğinde.Yine geceleri kalkıp örtüyorsun açılmış sırtımı sonra bir öpücük konduruyorsun yanaklarıma ve başımı okşuyorsun yavaşça.Hiç ağladığını görmedim anne.Güçlüydün hep sen.Kızardın bana en küçük, saçma sapan,bir şeye ağladığımda ve dönüp meşhur sözünü söylerdin bana:
GÜÇLÜ OL!Kadınlar güçlü olur,YIKILMA KOLAY KOLAY ASLA!
Beraber öğrenmiştik biz seninle acılara göğüs germeyi,Beraber öğrenmiştik acıya gülmeyi ve sımsıkı tutunmuştuk hayat denen o ağacın dalına ve ölene dek bırakmamıştık umudumuzu, yıllar geçsede bırakmayacaktık birbirimize verdiğimiz sözleri ve üzmeyecektik birbirimizi ölene dek.
Yazacak o kadar şey var ki sığdıramıyorum basit bir yaprağa.Özlüyorum seni anne ,Sen benim yanımdayken bile.