ŞEHİRLERİN ARKA SOKAKLARI
ŞEHİRLERİN ARKA SOKAKLARI
Bir kentin arka yollarında yürümemişseniz o kenti anlayamazsınız. Arka sokakları şehirlerin gerçek çehreleridir. Hep dikkat ederim oralara; çünkü yaşamın doğallığını orada görmüşümdür çoğu kez. Hayatı, ilişkileri, oyun oynayan çocukları, içtenlikleri… Bir koku gibi yayılmıştır bu sokaklarda bana göre geçmişin izleri. Asıl arka sokaklara sinmiştir tarih. İlk kez bunları Bursa şehrinde hissettim, sonra Kıbrıs’ta sonra İstanbul’da sonra Ergani’de ve Diyarbakır’da şimdi de Niğde’de.
Şehirlerin ruhları arka sokaklardır. Büyük şehirlerin yüzlerce insan dolu caddelerinde yürürken ruhunuz sıkılmaz mı? Birbirinden alakasız bir o yana bir yana koşturanlar. İnsan, Ziya Paşa’nın “Ya Rab! Nedir bu keşmekeş-i derd-i ihtiyaç?” dizesini hatırlamadan edemiyor. Hep bir koşuşturma. Ankara’da bir şey dikkatimi çekmişti. İnsanlar yürüyen merdivenin üzerinde bile hızlı hızlı yürüyorlardı. Bu bana çok garip geldi. Koşuşturup durmak. Tamam biliyorum çağımız hız çağı; fakat bu kadar da abartmaya gerek yok. Caddelerde yürüyen yüzlerce, binlerce insan ve kimse kimsenin umurunda değil. Birbirlerinin yüzüne hiç bakmayan robotik bir güruh… Bu kadarı da fazla değil mi sizce?...
Oysa ki arka sokaklar öyle mi. Bir samimiyet görürüm hep oralarda. Bursa’da cedlerimin mağfiret iklimini duydum Yahya Kemal üstadın deyimiyle. Osmanlı’nın kokusunu aldım Bursa’nın arka yollarında gezerken. Bursa’da Zaman şiirinin tadını en çok Bursa’nın arka sokaklarında hissetmişimdir. Sonra Kıbrıs’ta yüzyıllarca önceden günümüze gelmiş bütünlüğü hissettim arka yollarında Arnavut kaldırımlarında. Bor’da eski Niğde yolunda da aynı keyfi duyarım kaybolup gitmiş bir kültürün izlerini hissederim; nostaljik keyifler yaşatır bana hep bu yerler. Bor’un arka yollarında yaşlı amcalar selam verirler bana tanımadıkları halde. Eski bir Türkmen geleneği müslümanın müslümana tanımasa bile selam vermesi. Güzel bir alışkanlık eskiler öyleymiş demek. O zamanlarda yaşanmışlıkları gözümün önünde tasavvur ederim: kadınlar, erkekler, yaşlı amcalar, balkonlarından bakan teyzeler, oynayan yumurcaklar. Ve bütün bir geçmiş…
Huzur, bence bir mahallede sabah vakti yükselen çay bardaklarındaki kaşık tıngırtılarındadır. Biraz komik bir tarif oldu ama olsun. O sesler kulağıma geldiğinde tebessümle bu sokaklardan geçmeyi severim; çünkü bu bana kahvaltıda bir arada olan ailelerin olduğunu hatırlatır. Bence en güzel sofralar kahvaltı sofralarıdır. Arka sokaklardan geçerken en sevdiğim ses çayın bu karıştırılma sesidir.
Samimiyeti, geçmişi, hayatın ve kentlerin asıl yüzlerini arka sokaklarda gördüm. Yurdumun dört bucağında asıl hayat, şehirlerin arka yollarında gizlidir. Adana’da çay bardaklarının sesinde, Diyarbakır’da masum yavruların koşuşturmalarında, Niğde’deki yaşlı amcaların selamlarında, Bursa’nın ve Kıbrıs’ın tarih kokan arka yollarında gizlidir Türkiye.
Osman Yaşar TÜFEK
YORUMLAR
Samimiyeti, geçmişi, hayatın ve kentlerin asıl yüzlerini arka sokaklarda gördüm. Yurdumun dört bucağında asıl hayat, şehirlerin arka yollarında gizlidir. Adana’da çay bardaklarının sesinde, Diyarbakır’da masum yavruların koşuşturmalarında, Niğde’deki yaşlı amcaların selamlarında, Bursa’nın ve Kıbrıs’ın tarih kokan arka yollarında gizlidir Türkiye.
katıldım sana...