- 560 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Seni Sevmek Unutmanın Yarısıydı
’Seni sevmek unutmanın yarısıydı. Gidişinle diğer yarımı da kaybettim’’
Acılar içinde geçti çocukluğum. Öyle ki büyüdüğümün farkına bile varamadım. Yalnızlıkla ilk tanıştığım yıllardı. Çocukluğumda hep bakir mutluluklar vardı. Ne dost yüzlü insanlarla doluydu çevrem ne de aşk denen ilet vardı hayatımda. Havyaları severdim. Kuşlarla şarkı söyler bir kelebek olur konardım mutluk çiçeklerine. Doğayla bütünleşirdim adeta. Çünkü bende körpecik bir fidandım o zamanlar. Hastane koridorlarında da geçti yıllarım. Hastalıkla boğuştum yıllarca. Çok insan tanıdım hastanede hepsinde ayrı dert aynı umut ve tek çare vardı yaratandan beklenen rahmet. Hastanede tanıdığım insanlar hep büyüklerdi benden. Hep kendimden büyüklerle kurdum ben dostluklarımı. Onların acılarını dinledim. Dertlerimi anlattım uzun uzun. Sabrın ne demek olduğunu onlardan öğrendim...
Benim olmayan şeylere benimmiş gibi sahiplenmedim hiçbir zaman. Daha çocuk yaşımdan bilirdim bendeki can bile emanet. Harama el sürmedim. Kimsenin hakkına tecavüz etmedim. Çocukluğumda arkadaşlarım hep tanımadığımız insanların bahçelerindeki elma, armut ve erik ağaçlarına dalarlardı. Onları izlerdim uzaktan. Bahçenin sahibi geldiğinde hepsi kaçardı benim dışımda. Onlar kaçtığı için benim yanıma gelirdi bahçenin sahibi amca ‘’ sen niye buradasın hala hem başkasının malını çalmak günah değil mi evladım’’derdi. Ben de ‘’ bahçenize dalmadım ama burada da oturmamda size rahatsızlık veriyorsa giderim’’derdim. Büyüdükçe artıyordu dertlerim. Dertlerim büyüdükçe bende büyüyordum. Hep göç halindeydik o yüzden hiçbir yere ısınamadım. Ne yana gitsem bir önceki yeri özler olurdum. En çokta yok olmanın eşiğinde olan çocukluğumu...
Yıllar çok çabuk geçiyordu. Öyle ki çocukluğumda bir anda toplamıştı bavulunu. Yalnız kalmayı kendimle dertleşmeyi öğrendim. Sonra aşk denen ilet buldu beni. Ne öldürüyordu ne de yaşama şansı veriyordu. Her anım işkence oluyordu. Aşk adına geçmişimi kibrit alevine verdim. Sünger çektim geçmişe. Yalnızca aşka hizmet ettim. Neyim var neyim yok aşka adadım. Şimdi neyin var diye soranlara neyim yok ki diyorum. Yalnızca bir kere âşık odum. Koşulsuz ve azami teslimiyet içindeydi teslimiyetim. Uğruna ölümü göze alacak kadar dahası onu kaybedecek kadar çok sevdim. Aşka bir kere yakalanır insan. Ama sevmek paylaştıkça çoğalıyordu. Onu anlatıyordum ondan sonra gelenlere. Kimi gülüp geçiyordu, kimi çekip gidiyordu. Kimiyse de bu aşkın altında ezilmekten korkuyordu. İlk yakalandığımda aşka mutluluk filizlendi ruhumda ama tez geldi ayrılık. Aşka geldikçe filizlenir duygular ayrılık başladığı vakit filiz/of olur her insan. Çok kişi gelip geçti her gelen sahiplenmek istedi kalbime. Ben dahi kiracısıyken kalbimin, her gelen çocukluğumun bakir yanlarından çalıyordu. Bende onların acımasız yanlarından alıyordum. Onlar gibi oldukça özlüyordum eski halimi. Ruhum ki hala alışamadı bu alış verişe.
Herkes gelip geçiciydi yüreğimde. Bir tek sen gittikçe kalandın. Bir tek sen vardın geçmeyen kalbimde. Şimdi neresinden tutunsam hayata hep bir yanım eksik oluyor. Yokluğuna sarılıp varlığını yaşatıyorum. Nefesim oluyorsun aşkımızı soluyorum her içime çekişimde. Olmayacak duaların peşinden koşmamam gerektiğini öğrendim. Giderken beni kalbimden öpmüştün sevgili. Kalbimde hala jilet kesiği dudak izlerin var. Her şeyi unuttum geçmişe dair. Çocukluğumun hazin hatıraları bile içimi acıtmıyor inan. Yaşadıklarımı öğrenmek yıllar aldı. Öyle bir talebeydim ki kendi hakkında dahi bilgisi olmayan biri. Yaşadıklarımdan anladığımsa.
‘’Seni sevmek unutmanın yarsıydı. Gidişinle diğer yarımı da kaybettim’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.