TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ NEDEN IRKÇI DEĞİLDİR?
Bu soruyu yıllar boyu hep kendi kendime sormuşumdur.
Çünkü; Türk milliyetçiliği, ırk temeline, kan bağına, kafa tasına dayalı bir milliyetçilik değildir.
Diğer tür milliyetçiliklerden farkı sadece bununla sınırlıda değildir.
Türk milliyetçiliğin sınırları ilahi bir güç ve manevî bir inançla çevrili,
Yüce dinimiz İslamla çerçevelenmiştir.
Sadece kültürel ve din bağına dayalı bir Milliyetçilik sistemidir.
Bir İnsanın etnik kökleni ne olursa olsun, kendini nasıl hissediyorsa oraya ve o kimliğe ayittir.
Türk milliyetçiliğinde etin ve kemiğin fazla bir önemli yoktur. Önemli olan ruh’tur.
Bu yüzden: Türklük bedenimiz İslâm ise ruhumuzdur demiş, Türk milliyetçiliğin mimarları.
Türk milliyetçileri, ve Ülkücü Türk gençliği olarak!
Türklük gurur ve şuurlu, İslâm ahlâk ve fazileti üzere bir gençlik ve millet arzulamışızdır.
Çünkü sebebi şudur, Müslüman olan bir Türk milliyetçisi,aşırıya kaçmaktan,
hatti aşmaktan Allaha sığınır, Allahtan korkar ve kuldan utanır .
Büyük Alim Seyit Ahmetli Arvasi söyle buyurmuştur.
"İnsanlığın kurtuluş ümidi Islama,
İslamın kurtuluş ümidi Türklüğe,
Türklüğün kurtuluş ümidi Ülkücülüğe,
Tüm İnsanlığın yaşayabilmesi için nasılki havaya suya ekmeğe ihtiyacı varsa
Ülkücülerin ve Türk milliyetçiliğinin iktidarınada o derecede ihtiyacı vardır."
Tüm insanlığın ve İslâm aleminin özlemini duyduğu,
Adaletli ve Hakkaniyetli bir sisteme Ülkücüler eliyle kavuşacağı günler yakındır.
Cenabı Allah milletimizi, müslümanları ve tüm mazlum insanları emperyalistlerin şerrinden korusun.
Milletimize millî birlik ve beraberlik nasip etsin inşallah.
Bizler birlik olmassak, yüzyıllar boyunca daha çok emperyalizmin pençesinde inim inim inleriz.
Allah milletimizi korusun ve yüceltsin.amin.
Sayğılarımla.
Ali Dere
YORUMLAR
Derebey
Selam ve sayğılarımla.
Çok başarılı bir yazı.
''Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldım'' diyen başbakanımıza buradan selam olsun...
Derebey
Türk milliyetçilğini ayaklarının altına Almanya Allah'tan başka kimsenin gücü yetmez.ayaklarının altına aldıklarını söyleyen zevatlar,ancak kendilerini Türk milletinin ayaklarının altında paspas olduklarını görürler.
Yazı şu günlerde yaşanılanlar için çok manidar ve güzel sadece bir konuda eleştiride bulunmak istiyorum size. Bu ülkenin milliyetçileri ibadetin makbul olan kısmı gizliliği esas almıştır.'Tüm insanlığın ve İslâm aleminin özlemini duyduğu,' dersek eğer şimdilerin yanılgısına düşmezmiyiz?Milliyetçilik tüm vatanın her bir karesine aşık olmaksa eğer varsın bu ülkenin içinde inanmayanlar karşı çıkanlarda olsun.Dinimizin temel taşlarından biri hoşgörü olduğuna göre herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekir.
Derebey
Yazının içerisinde mevcut olan bir cümleyi alarak şöyle diyorsunuz:
Tüm insanlığın ve İslâm aleminin özlemini duyduğu,
dersek geçmişin düştüğü hataya düşmeyiz diyorsunuz.
Makalenin içerisinde zaten var olan bir cümle.tekrar buraya alıyorum.
Tüm insanlığın ve İslâm aleminin özlemini duyduğu,Adaletli ve Hakkaniyetli bir sisteme Ülkücüler eliyle kavuşacağı günler yakındır diyorum.biz Türk milliyetçileri olarak vatanın her köşesine, her ferdine aşığız ve gönüllerine talibiz.
İnancından mesebinden ve etnik kökeninden dolayı bir insanı sorumlu tutabiliriz.bu Allah'n kanununa aykırı bir kere.
Biz tüm yaratılanı, Yaratanın hatırına Seven bir milletiz.
Güzel yorumunuz için teşekür ediyorum.
Sayğılarımla.
Merhaba Ali Bey
Yazınızı ilgiyle okudum şahsen Türklük olgusu çok hassas olduğum bir konudur. Buradan hareketle âcizane bu konuda birkaç şey ifade ederek güzel yazınıza iştirak etmek isterim.
Öncelikle şu hususta sanırım mutabığızdır. Türklüğün İslamiyet’le bir ilgisi yoktur. Türkler yüce dinimizle şereflenmeden İslamiyet öncesinde de Türklük vardı. Ve Kan bağı esasına dayanan fizyonomi özelikleriyle etnik kökeni olan bir ırktır (Türk). Yani Türklük ağaç kovundan çıkmış veya birilerinin kurguladığı bir olgu değildir. Tarihsel bir geçmişi vardır. Türkler İslamiyet’le şereflenmeden önce İslamiyet’e benzeyen ( Şamanizm ) doğma gök tanrı inancına sahipti bu inanç türünün Türklerin büyük bir çoğunlukla İslam’ı seçmişse de önemli etkisi olduğu tarihçilerin üzerinde fikir birliğine vardıkları bir konudur az sayıda da olsa Hıristiyan lığı seçmiş Türklerde vardır ve halen orta Asya da yaşamaktadırlar.
Türk milliyetçiliğine gelince Türkler İslamiyet’le tanışıp Müslüman olmalarıyla birlikte İslam’ın prensiplerini ve öğretilerini benimsemiş ve ırkçı bir anlayıştan uzaklaşmış dinin öğretisi gereği Müslüman olan farklı etnik kökenden gelen insanlarla kardeşlik esasına bağlı bir anlayışla asırlar boyu birlikte yaşamış ve evlilik yoluyla karma nesiller oluşturmuşlardır. Yani operatif yapıdan süpeglatif yapıya geçiş böyle olmuştur.
Gelelim günümüzü de tanımlanmaya çalışılan Türklük olgusuna. İyi niyetle olup olmadığı tartışılan bir anlayışla, son yüzyıllık sürede hiçbir bilimsel ve tarihsel gerçekliği olmayan tamamen doğma ve uydurma efsanelere dayanan bir Türklük anlayışı zoraki oluşturulup insanlara dayatılmış Türklük adına ırkçılık yaptırılmak istenmiştir. Bu dış güçlerin isteğiyle şekillenmiş bir oluşumdur ki işte bu ülkemiz adına ve milletimiz adına çok tehlikeli bir ayrıştırma durumdur. Hâlbuki kendi ülkelerinde ırkçılığı yasaklamış ve hata hukuk kapsamına alarak suç kabul edip hapisle cezalandırmış olmaları ne garip değimli?
Yani yüce dinimizin bizlere emrettiği Mümin müminin kardeşidir öğretisini bizlere unutturmaya çalışan karanlık güçlerin oyununa gelmemeğe özen göstermeliyiz kaldı ki kendi ülkelerinde ırkçılığı suç sayan ve kendi toplumlarını İslam’ın emrettiğine benzer uygulamayla vatandaşlık esasına bağlı olarak demokratik bir anlayışla birlik beraberlik ruhunu kendi ülkelerinde uyguluyor olmaları da ayrıca düşündürücüdür.
Bir hususu da belirtmek isterim oda ırkçılık psikoloji biliminde takıntılı ve saplantılı ruhsal hastalık olarak kabul edilmiştir. Bu konuya örnek teşkil edeceğini düşündüğüm Amerika da yaşanmış bir olayıdır
Yaklaşık on yıl önce radyoda ırkçılık üzerine bir söyleyişiye radyo kanalarını karıştırırken tesadüfen denk gelmiştim radyo programına katılan psikiyatri uzmanı doktor saplantılı ırkçılıkla ilgili verdiği şu örnek çok ilgimi çekmişti. Amerika da yeni popüler olmuş bir yazar Amerikan halkının üstün ırk olduğunu yazan kitaplar yayınlıyormuş gerçekte iki yüz yılık geçmişi olan hırsız arsızdan ve karma milletlerden oluştuğunun bilincinde olan Amerikalı siyasetçiler bu durumdan rahatsız olmuşlar. Fakat yazar kitaplarında gerçekle bağdaş masada Amerikan halkına övgü dolu sözler yazdığı için kamuoyu tepkisinde çekinen siyasetçiler bir bahaneyle bu yazarı sözde kültür elçisi olarak görevlendirip Fransa ya göndermişler aradan geçen uzunca bir süreden sonra adam bu kez Fransızların üstün ırk olduğuna dönük kitaplar yazmaya başlamış.
Bu konular sosyolojik ve psikolojik derinliği ve tarihsel süreci olan hassas konulardır. Sevgili dostum (avar) Osman beyin sayfasında da aynı durumu yaşıyorum iki kelam edeyim diyorum maalesef böyle uzun bir yorum oluyor çünkü konu çok hassas. hoş görünüze sığınarak yorumumu sonlandırıyorum.
Hangi etnik kökenden gelirse gelsin tüm ırkların kültürü insanlığın ortak zenginliği olduğunu göz ardı etmemeliyiz.
Saygı selamlarımla.
Derebey
Öncelikle sayfama hoş geldiniz. Bu güzel uzun yorumuz için ayrıca teşekür ediyorum. Yorumunuzda bahsettiğiniz bir çok konuya mutabık olduğumuzu gönül rahatlığı içerisinde söyleyebilirim.
Şunuda söylemeliyimki! Bu yazıyı kaleme alırken Türk milliyetçiliğinin tarihsel gelişimiyle ilğili bilimsel bir araştırma yapmadan, o anda birikmiş olan kısa bir not niteliğinde düşünce ve birikimlerime dayanan hatırlatma idi.
Yorumunuzun bir bölümünde şöyle devam ediyorsunuz.
"Gelelim günümüzü de tanımlanmaya çalışılan Türklük olgusuna. İyi niyetle olup olmadığı tartışılan bir anlayışla, son yüzyıllık sürede hiçbir bilimsel ve tarihsel gerçekliği olmayan tamamen doğma ve uydurma efsanelere dayanan bir Türklük anlayışı zoraki oluşturulup insanlara dayatılmış Türklük adına ırkçılık yaptırılmak istenmiştir. Bu dış güçlerin isteğiyle şekillenmiş bir oluşumdur ki işte bu ülkemiz adına ve milletimiz adına çok tehlikeli bir ayrıştırma durumdur. Hâlbuki kendi ülkelerinde ırkçılığı yasaklamış ve hata hukuk kapsamına alarak suç kabul edip hapisle cezalandırmış olmaları ne garip değimli?"
Sözde;Türkçülük adına ırkçılık hangi dönemde olmuş, inanın hatırlayamadım. Eğer Ismet İnönü dönemini kasdediyorsanız ,
Malesef her dönemin kendine ayit doğruları eğrileri vardır.
Benimse anlatmaya çalıştığım Türk milliyetçiliği sizinde gayet güzel anladığıbızır kadarıyla, ırkçılıkla kafa tasçılıkla uzaktan yakından alâkası olmayan Türk ve İslâm dünyasının, emperyalizmin pençesinden
Kurtulması için mücadele ceren, Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş
Ve arkadaşlarının son şklini verdiği 1944 de başlattığı Türk milliyetçiliğinden bahsediyorum.
Bahsettiğiniz dönem sözde Türkçülük adına, eski sovyetler döneminde
Sovyetlerin zulmünden kaçan Türk devletlerinin elit tabakasından 600 kişilik bir ekip Türkiyeye sığınmak ister.ne yazıkki Ismet inönü yönetimi bu kişileri sovyetlere şiirin görünmek için bu günkü Gürcistan sınırında,Türk askerlerinin gözleri önünde hunharca Ruslar tarafından katledilmesine sebep olur.İşte burda Alparslan Türkeş ve yirmibir tane arkadaşının başlattığı ve Ismet inönü ve yönetine protestolar sonucu iki ile dörter yıl arasında değişen taputluk denilen yerlerde işkenceler başlar.
Tırnakları çekilen beyni binbeşyüz volt ceryanla kaynatılan Alparslan Türkeş, bir eelimeline güneşli diğer elimeline ayı verseniz ben bu davadan dönmeyeceğim diyerek böyle bir kutsal davanın başlamasına sebep olurlar.Allah onlardan razı olsun.bizleri onlarca lâyık dost eylesin.
Serhat kardeşim.anlatacağım o kadar çok mevzu varki!
İnanın buna ne vaktim, nede telefonum müsayit.telefonla ancak bu kadar anlatabildim.
İlğinize çok teşekür ediyorum.
Selam ve sayğılarımla.
Serhat BİNGÖL
Kıymetli dostum Ali Bey
Bilgisayarımdaki arıza nedeniyle yorumuma yaptığınız nazik cevabınıza gecikmeli de olsa teşekkür eder gecikmeden dolayı özür dilerim
Yazınıza yaptığım yorumda (ırkçılıkla, milliyetçiliğin)farkını ve önemini anlatmaya çalışmıştım. Yazımda belirttiğim gibi bu konu sosyolojik psikolojik tarihsel süreci olan derin ve hassas bir konu. Doğal olarak yaptığım yorumda bu konuların detaylarına girmek takdir edersiniz ki pek mümkün olmuyor. Yani yorumumda detay eksikliği olabilir yoksa konu mecrasından çıkmış değil.
Yazımın anlaşılmayan bölümünü özet şeklinde biraz daha açayım. Yorumum biraz geniş bir özet olacak hakkınızı helal edin. Osmanlı imparatorluğunun her ne kadar kurcuları Türk olsa da İslami prensipleri uygulamış ırk esasına dayanmayan hangi etnik kökenden gelirse gelsin Osmanlı imparatorluğunun içerisinde kendi dilini ve kendi kültürünü özgürce yaşamıştır. Osmanlının bu yönetim modeli sayesinde altı yüzyıllı aşkın bir süre boyunca varlığını ve dirliğini korumuştur.
Osmanlının dağılma ve parçalanma sürecinde bir Osmanlı subayı olan gazi Mustafa kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının, üstün gayret ve çabaları sonucunda. Ve Müslümanlık ortak paydasındaki farklı etnik kökenden gelen insanların verdiği (ulusal) kurtuluş savaşıyla fevkalade gurur verici ve ülkemizde yaşayan, hangi etnik kökenden gelirse gelsin her insanın gurur duyacağı bir durum oluşmuş ve Türkiye cumhuriyeti kurulmuştur.
Ancak işte burası çok önemli Osmanlı imparatorluğu bünyesinde her türlü serbestliğe sahip bu günkü tabiriyle demokratik haklara ve imtiyaza sahip olan farklı etnik kökenden gelen insanlar. Cumhuriyet sonrası özelikle de Ata türkün vefatının ardından meydanı boş bulan emperyalist güçler savaş meydanında yapamadıklarını bu kez siyaseten yapmış basiretsiz siyasetçileri hegemonyaları altına almış ve sözde Türk milliyetçiliği adına hiçbir tarihsel geçmişi olmayan özünden koparılmış islami prensiplerden uzak tuhaf bir Türk milliyetçiliği oluşturulmuş ve millete zorla dayatılmıştır.
Yanlış politikalar gereği ellerinden bu özgürlükleri ve imtiyazları alınmış dinlerini ve dillerini kültürlerini yaşamaları yasaklanmış aziz milletimize karşı. Açıkça inkâr politikaları benimsenmiş ve bu doğrultuda baskı uygulanmıştır,
Aile büyüklerim anlatırlardı o dönem Mukaddes kitabımız Kuran’ı kerimi gizli saklı okurlarmış ne acı olaylar inanılır gibi değil
Sizinde vermiş olduğunuz ismet İnönü örneğinde olduğu gibi birçok yanlış politikalar uygulamışlardı. Fakat emperyalist güçlerin yaptıkları bu kadarla sınırlı değildir.
Sözde Türk milliyetçiliğinin sonucundan rahatsız olan farklı etnik kökenden gelen unsurları da (ırkçılık)noktasında kışkırtmışlardır. Ülke insanını çimentosu olan Müslümanlık olgusunu ve Osmanlıdan gelen bir arada yaşama kültürüne sahip ülke insanından istediği sonucu alamayan dış güçler bu kez ideolojik çatışma ortamı hazırlayıp bu ülkenin evlatlarını birbiriyle çatıştırmışlardır.
Böylece kominizim tehlikesine karşı hem Kendi güvelikleri ve siyasi çıkarlarını korumayı başarmış hem de ülkemizi bir çatışma ortamına sokmuş ekonomik ve sosyal gelişimini engellemişlerdir. Bir taşla iki kuş diyeceğim ama zannedersem çok sayıda kuşu vurmuşlardı.
İstediklerini elde etiklerinde ise emir komutalarındaki işbirlikçilerine verdikleri talimatla on iki eylül askeri darbesini gerçekleştirmiş ve tam bağımsız Türkiye idealleri olan devrimci ve ülkücü gençlerin bir kısmını hukuksuzca asmış bir kısmını habise atmış ve insan hakları ihlali işleyerek işkenceden geçirmişlerdir. Her ne kadar adil davrandık bir sağdan bir soldan astık deseler de bu süreçten en ağır darbeyi sol görüşlü insanlar almıştır. Esasen söylenecek daha çok şey olmasına rağmen yazımın o bölümünün geniş özeti budur.
. Bu milletin ve ülkenin üzerinde senaryolaştırdıkları ve yapacakları daha çok işleri vardır.
Saygı sevgi selamlarımla.
Atatürk milliyetçiliğini anlamak zahmetinde bulunmayanlar bugün Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almakla övünmeyi meziyet sayıyorlar. Üstelik bunu yaparken de halkların kardeşliği adına yaptıklarını söylüyorlar oysa ki aramıza nifak tohumlarını saçıyorlar...
ben bu makaleye yeniden geleceğim
şimdilik sağlıkla kalın
Derebey
Adı üstünde ATA'TÜRK.
Bu gün Atatürk'e yapılan her türlü hakaret ve haksızlık, aslında Türk milletinin bizat kendine yapılmış olan hakaret ve haksızlıktır.
Güzel yorumunuza teşekür ediyorum.
Selam ve sayğılar.
Yüreğine sağlık kardeşim. Ne güzel dile getirmişsin, işte biz bunu anlatamıyoruz. Ya da kimsenin işine gelmiyor. Selam ve sevgiler Ankaradan.
suatz tarafından 2/26/2014 12:22:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Derebey
Son zamanlarda iktidar ve bölücü mihraklar tarafından hedef tahtası haline getirilen Türk milliyetçiliği, bu gün hak ettiği yerde bulunmamaktadır. Türk milletinin yeğane teminatı olan Türk milliyetçileri iktidar olmak zorundadır.bu gidişatın başka alternatifi kalmamıştır.
Selam sayğı ve hürmetlerimle.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Güzelyazınıza teşekkür ediyorum sevgili kardeşim
Evet son yıllarda çok dil uzatılan en önemli mevhumumuzdu Türk milliyetçiliği ve hatta her türlü ayrımcılık yapan konuşuyor, konuşturuluyor kinini kusuyor , Türk kelimesinden bile sıtma nöbetlerine tutulan zevatı görüyoruz, bir taraftan memleketi bölüp parçalamak gayretlerinde diğer taraftan paraları bodrum katlarına doldurmakla meşguller
Misallerle aydınlatıp harika şekilde anlattığınız için size tekrar teşekkür ediyorum
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE
Derebey
Yorumunuzdada belirttiğiniz gibi iktidar ve bölücü mihraklar tarafından hedef tahtası haline getirilen Türk milliyetçiliği, bu gün hak ettiği yerde bulunmamaktadır. Türk milletinin yeğane teminatı olan Türk milliyetçileri iktidar olmak zorundadır.bu gidişatın başka alternatifi kalmamıştır.
Selam sayğı ve hürmetlerimle.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Yazınızın ikinci satırında kayıtlı "kafa taşına" kelimeleri, kafatasına kelimesi olarak düşünüldüğünü sanıyorum; hatırlatır, Selâm ederim.
kadiryeter
Derebey
Yabancı klavye olduğu için bu tür hatalar çok oluyor.
Selam ve sayğılarımı sunuyorum.
Türk milliyetçiliği tarih boyunca hiç bir zaman ırkçı olmamıştır.
Türk milliyetçiliğini, Fransız milliyetçiliğiyle bir tutmaya ve ordan esinlendiğini söylemeye çalışanlar,
Kafalarını kuma sokmuş deve kuşları gibidirler.
Türk milliyetçiliğinin fikir Babası Bilğe Kaan'dır.Kaşkarlı Mahmuttur.
İnsanlığın bir çoğu ilkel bir şekilde gezinirken.Türk'ler medeniyeti dünyaya kabul ettiren bir millet olarak, millî birlik ve beraberliklerini kurmak ve kendilerini korumak için Bilğe Kaanın ve hatta Metehan'ın fikirlerinden çok yararlanmışlardır.
İslamla birlikte Arap milliyetçileri Türkleri asimile edebilmek için bu fikrin Islama uymadığını ileri sürerek milletimizi kendi kimliğinden uzaklaştırmışlardır.
Makaleniz çok anlamlı ve derin bir mevzuyu içermektedir.
Muhabbetlerimle selamlıyorum.
Derebey
Ederim.
Selam ve sayğılarımla.