Muhtereme mektuplar -13/ Hocam nasıl kötüyüm !.Nerden başlasam
Muhtereme mektuplar -13/ Hocam nasıl kötüyüm! Nereden başlasam…
Kul ( 2.21.2014 )
Hocam nasıl kötüyüm anlatamam size… Nereden başlasam…
Kaç gündür nelerle uğraşıyorum. Hatalarımın sonuçlarını hâlâ çekiyorum. Usandım, bıktım, yoruldum, yemin ederim.
Kendimi bitirdim, hatalar yaptım, dayak yedim, yalan söyledim, kaçtım... Günaha girdim. Ben yaptım. Daha 18 yaşındaydım.
Kelimelerimi toparlayamıyorum şuan. Gaflete düştüm! Şeytana uydum! Gençlik heveslerine dünya güzelliklerine kapıldım. Kendi boyumu aştım.
Psikolojik çöküntü içine girdim ve bitti dedim hocam en son…
Yanıldım ama hocam.
İki gün önce... Telefonum arandı. Önce mesajlar. Hayranlık mesajları…
Numaramı hemen enişteme verdim. Eniştem adliyede çalışıyor. Bana mesaj atan kişi bana dedi ki "eğer beni arayan kişi benden özür dilemezse senin başına gelecekleri görür o" aynen buydu hocam. Tehdit mesajları devam etti böyle.
Korkudan ellerim titremeye başladı yine. Ağlamaya ve nefesim tıkanmaya başladı. Hocam çok kötüyüm. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Babam numaramı değişti. Herkes korktu ama ben şuan ki halimi anlatamam size.
Bir hafta sonra geri döneceğim okula ve o da oradaymış. Her kimse…
Yine o manyak psikopat başıma birilerini sardı kesin hocam. Yine beni kaçırmaya çalışacak hocam. Korkuyorum. Babam okula gitme diyor ama gitmek zorundayım. Annemler gelemiyor. Hocam çok kötüyüm, çok kötüyüm.
Bitmiyor hocam bitmiyor. Yine eski halime dönmek istemiyorum. Yine o sürekli ağlayan, kafayı yemiş, her şeyden korkan biri olmak istemiyorum hocam.
Kalbim yerinden çıkıyor, gözlerim kıpkırmızı oldu kaç gündür. Annemlere bir şey belli edemiyorum. Ayakta durduğumu görmelerini istiyorum ama hocam gücüm kalmadı.
Korkuyorum hocam... Yine aynı şeyler gelecek başıma. Korkuyorum.
Gebertecekler mi, kesecekler mi, kaçıracaklar mı? Hocam düşün düşün uyuyamıyorum. Kalbim göğsüme sığmıyor. Nefesim kesiliyor yine ve ben yine dışarı çıkamaz duruma geldim. Yine ağlıyorum hep ve yine korkuyorum her şeyden. Hocam yoruldum…
İçim volkan gibi. Ne duyuyorum ne görüyorum yine. İki senedir cebelleşiyorum. Neden peki? Yaptığım aptallıklar yüzünden. Neden peki? Bir insanı tanımadan etmeden güvendiğim için. Küçücük aklımla sevmeye çalıştığım için. Günahlara girdiğim için.
Ah hocam çıldırmak üzereyim.
Benim ahiretimi mahvetti bu, dünyamı da mahvetmeye devam ediyor. Hep benim yüzümden. Ona fırsat verdim. Kendimi parçalamak istiyorum artık. Kendimden nefret ediyorum. Yazıklar olsun bana.
Yine o lanet yere gideceğim ve her günüm azap geçecek. Her günüm korku içinde gözyaşı içinde olacak.
Ben ne yaptım böyle kendime ne yaptım…
Delireceğim yakında.
Gitmek istemiyorum bir yere. Hiç bir yere gitmek istemiyorum artık. Burada evimde kalmak istiyorum ama ailemin emeklerini, hayallerimi, umutlarımı, sizin emeğinizi hiç edemiyorum. Of hocam düşünmekten başım ağrıyor sürekli.
Çıldırmak üzereyim artık.
Tarih:21 Şubat 2014
Allah’ın selamı üzerine olsun Muhterem;
Hayırlı cumalar... Mektubun geçmiş sıkıntılarımızı hatırlattı. Bitmek bilmeyecek izlenimi veren ne sıkıntılar yaşadık bilemezsin... Uzun yaşamak, çok hatıra biriktirmek demek değil midir?
Çevrenin, ailevi sebeplerin, kişisel hataların, tecrübelerin ve tabiat şartları ile iş ilişkilerinin her biri bir yerimizden yaraladı, paraladı, kırdı, döktü, yaşama sevincimizi inanılmaz şekilde törpüledi, bezdirdi de yüzlerce kere ölümü temenni ettirdi. Hiçbir şeyi kontrol edemediğimizi, ancak Allah’ın dediğinin yaşandığını öğretti. Her şeye rağmen yaşamaya devam ettik. Ölüm de elimizde değil. Rabbim takdir etmeden ne kimse kimseyi öldürebilir ne de intihar gerçekleşir. Her nefis ilahi takdirin ipleriyle perçeminden çekilip durmadadır.
İlahi mesajların her birinde, geleceğimiz (ahiretimiz) için yapıp etmemiz gerekenler sıralandığı gibi, “asla yaklaşmayın” emri ile yasaklanan söz ve davranışlarla doludur. Hataların bedelleri bir ölçüyle ezelden belirlenmiş. Dünyevi yasalar gibi. Kesin hükümlü ilahi cezalarla sakındırılmışız. Her şeye rağmen bilgisizlikle veya umursamazlıkla, dileyerek veya kazaen işlediğimiz suçlar hem dünya hayatında başımızı ağrıtmakta, canımızı yakmakta, hayatımızı karartmakta hem de tövbe ederek o hataları terk edip yerine tam karşıtı olarak salih ameller yapmaz isek, ahirette bedelini ödeyeceğimiz ALLAH sözü ile bildirilmiş. Kesin hükümlü ifadelerden anladığımız, unutulmaz, es geçilmez, eksiltilmez, ertelenmez hale geldiğinde o bedelleri ille de ödediğimizi gösteriyor.
Tanıştığımız günden bu yana sana kendini affettirecek zikirlerle yol göstermeye başladık. Bize bildirdiğin kadarı ile başının belada olduğunu anlamıştık. Sadece kendine zarar vermemiştin. Namus Allah’ındır. Kirletmiş, emanete sahip çıkmamıştın. Anne babanın haklarını gözetmemiş, nefsinin keyfine göre dilediğin çirkefliği fütursuzca yapmıştın... Devletin ve ailenin sana yaptığı yatırımları boşa götürmüş, gidebileceğin yolları yürümemiştin. Yerleri umursamadığın gibi gökleri hiç aklına getirmemiştin. Tam bir başıbozuk olup çıkmış, hemen her emanete ihanet etmiştin. Başının belaya girmesi kadar doğal ne olabilirdi ki. Bu nedenle “hemen arınma duasına gir, inşaAllah kendini affettir” demiştik.
Gördüğün rüyalardan yaptığımız yorumlar, inşaAllah affedildiğin anlamına geliyor. Çok yakında huzura kavuşacaksın inşaAllah... Sağanak kesilince üzerimize gelen sel de azalır. Ancak önceki yağışın kalıntıları üzerimize gelmeye devam eder. Görünen o ki geçmişin seni etkilemeye devam ediyor. Melekî âlemden yeni cezai hüküm gelmese de geçmişten beşeriyete intikal edip kesinleşmiş hükümleri çekmeye devam ediyorsun demektir. Kaybedilen bazı şeyler bir daha asla yerine konamaz.
Giden yılların geri gelmemesi, bir azasını kaybedenin yeniden eski haline gelemeyişi gibi…
Şimdi sana düşen her günahkâr gibi sürekli Allah’a samimi kalp ve yumuşak bir dil ile yalvarıp yakarmandır. İbadetlerini asla aksatmadan, tevekkül ile hayatına devam etmektir. Allah’ın hükmünü geri çevirecek olan, yine Allah’ın diğer yeni bir hükmüdür. Beşeri tedbirler ancak Allah’ın izniyle alınabilir. Akıllar Rabbinden veri gelirse hüküm yürütür. Nefisler ancak Allah’ın hayyül kayyüm esmasının tecellisiyle yaşar, hayatiyetini devam ettirir.
Namazların ardından;
Zikirlerini yaparken yaptığın niyet ve usul ile niyet ederek, sağ elini kalbinin üzerine koy ve 19 gün süreyle “fil suresini-elemtere keyfe fealle.’’ Dokuz kere okuyarak elini göğsünden kaldırmadan sağa doğru çek. Sağ koltuğuna vardığında iki kere daha okuyarak efâline son ver. İnşallah sana kalben ve haricen saldıran kuvvet ve kudretleri Allah’ın izniyle engellemiş olursun. Ayrıca bu surenin ardına bu efâli yaparken şu ayeti de ekle; "E la inne evliyaullahü la havfün aleyhüm vela hüm yehzenun’’.
İnşaAllah bu kötü günleri de atlatacaksın. Meraklanma. Vesveseye fazla izin verme. Namazlarını belli bir süre, dört sure ile kıl. Bunlar “fil suresi, kâfirun suresi ile felak ve nas sureleri” olsun. Allah ve resulü yar ve yardımcın olsun... Allah’tan hüküm olmadıkça hiçbir kul sana ne yardım edebilir ne de zarar verebilir. Onun verdiği hükmü ise O’ndan başkası asla kaldıramaz.
Bu olup bitenlerden bir hayırlı sonuç çıkarmaya çalış. Yaşın genç olmasına rağmen bu imtihanlar sana ancak güç yetirebileceğin için verilmiştir. Unutma nûr gören bir Mü’min konumundasın. İnşaAllah Allah dostlarındansın.
Ama Allah dostları da sürekli mücadele halindedir.
İyi kimselerden olduğunda kötüler düşmanındır,
Kötü kimselerden olursan iyiler senin düşmanındır.
Bu âlem her can için ancak bir imtihan mekânıdır...
Selam es selame