- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hüzün Tepkimeleri: Zaman Dükkanı
"Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk."
"Ne arzu edersiniz?"
"Pardon! Şimdi hangi aydayız?"
"Şubat."
"İyi,tam zamanında gelmişim.Neredeyse otobüsü
kaçırıyordum.Yavaş gitmesini bilmiyorlar ki... Eline çiviyi
alacaksın,tekerini patlatacaksın! Birinci rafta bulunan,bir
deniz kabuğuna benzeyen bebeklikten alabilir miyim? Bir
zamanlar apalıyordum.Söylesene ben ne zaman büyüdüm hiç de
farkına varmamışım.Ah yıllar! Yaramaz bir çocuk gibi hiç
yerinde durmuyor,anlıyor musun."
"Ne renk olsun?"
"Yeşilimsi renk olsun.Yalnız bu verdiğiniz kestane kabuğuna
benziyor,neyse idare eder.İkinci raftan bir paket çocukluk
alabilir miyim?Gerçi bu paketin yüzü biraz tozlanmış,neyse
ben sonra silerim.Ayrıca yanında bas bas bağıran kalabalık
yalnızlık da var ondan da alayım,yazık kırılmasın.Bir şişe
de gözyaşı rica edeyim,üzerine serperim de;malum yoksa tadı
olmaz.Uzun bir poşet var:içinde hüzünle kaplanmış,kırık
kırık bezenmiş tanecikler var,ondan da ekleyin
listeye.Başka bu rafta alacağım ne vardı... Kum saatinin
içinden umut tanecikleri dökülüyor,o eksik kalmasın,ilerde
lazım olur da."
"Bunları paketledim,başka..."
"Üçüncü raftan üzeri tozlanmaya yüz tutmuş gençlik
koyun,yalnız ayıklanmış olsun.Bu raftaki paketlerinde
yüzüne baktığınız yok.Niye silmiyorsunuz? Tozlar sahipsiz
arazilerin üzerine gecekondu kurmuş,bakın bakın bazı
yerlerde neredeyse villa inşaatları bitmiş.Yanına yarısı
kesilmiş ne o bilemedim,neyse ilave edin,almazsam
havasızlıktan çürüyebilir.Başka bu rafta ne vardı
alacağım.Ne...ne aklıma da gelmiyor ki.Siz yine de bir
kavanoz mutluluk-neşe karışımı koyun.Bunun ağzı iyice
kapalı mı! Kolonya gibi açınca hemen uçuyor bunlar."
"Başka..."
"Dördüncü raf niye boş?"
"Orasını daha sonra dolduracağız.Önce üçüncü raftaki boş
kalan yerlerin dolması lazım."
"Şimdilik bu kadar.Ne kadar etti bunlar?"
"Yirmiyi aşkın sene."
"Hadi be sende,o kadar oldu mu yahu. Bu takvim yapraklarını
neyle yapıştırıyorlar hemen kopu kopuveriyor."
"Bu kadar şey aldınız.Bunların karşılığında hediye
veriyoruz ama ballı bademli çikolata kalmamış,seneye iki
tane veririrz.Bunları göndereyem mi ağırlık yapmasın."
"Yapmaz.Hepsini taşırım ben.Sar-"
"Sende kimsin?Pardon! Sözünüze istemeden müdahale etmek
zorunda kaldım.Çık dışarı! Senin işin yok burada!"
"Bu adam da kim? Üzeri ne kadar da eski elbiselerle
dolu:yırtık,pırtık."
"Eskiciye benziyor değil mi? Eskicidir işte.Duyuyor musunuz
yankıları:’eskici geldi,eskiler alırım.’ Neyse nerede
kalmıştık?"
"Sarmanıza gerek yok.Ben sizin yerinize sarıp sırtıma
alırım.Zaten yapmadığım bir şey değil.Allah nasip ederse
seneye görüşürüz."
...
"Hey eskici! Bakar mısın?"
"Bakarım tabii,ne zaman çağırdınız da bakmadım."
"Benim elimde geçmişimden aldığım hüsranlarım var,daha yeni
dükkandan yükledim hepsini.Onları alır mısın?"
"Neden olmasın."
"Hiç birşey karşılıksız değil.Eh biri istisnayı
bozabilir.Karşılığında ne vereceksin?"
"Az kullanılmış umut,biraz da hırpalanmış gülümseme
verebilirim."
"Kabul.Şimdilik kullanalım bakalım."
Dükkan Sahibi:Geçmiş
Eskici:Gelecek
Kasım 2005
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.