- 959 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLARIMA ANNELER GÜNÜ HEDİYEM....
2003 yılında, o Anneler Gününde, bu kez de ben çocuklarıma bir hediye vereyim demiştim. Bildiğim tek yolu seçtim, yazdım...Aşağıda ki yazı çocuklarıma hediyemdir...
Bu gün Anneler Günü. Bu kez bir değişiklik olsun ve ben size hediye vereyim dedim..:-)
Nedense; bu güne kadar, hep çocuklar annelerine, babalarına duygularını, beklentilerini, kendilerini anlatan yazılar yazmışlardır. Bakalım bir anne, çocuklarına bir şeyler anlatmayı denerse neler anlatırmış?...
Sizler hep dersiniz ki; “ doğmayı ben istemedim. Hele ailem olarak sizleri seçmek benim tercihim değildi “…
İnanılmaz düz, yalın ve acımasız bir deyiştir bu. İleride anlayacaksınız…
Sizler doğdunuz. Daha doğrusu benim doğurduğum çocuklar sizler oldunuz. Böyle söylenirse belki yukarıdaki söylemle az çok benzeşir ?
Ve ben büyümeğe sizlerle başladım. Size hayatı öğretirken, ben de sizlerle birlikte öğrendim. O kadar çok şeyi paylaştık ki. Nereden başlanır, nasıl anlatılır, bilemiyorum..
Beraber yemek yedik. Beraber uyuduk.
Emeklemeye beraber başladık. Yürümeyi beraber öğrendik.
Siz yürümeye başladığınızda, ilk adımlarınızı atarken, önünüze bir engel çıkmasın, takılmayın, düşmeyin diye önceden her türlü tehlikeli nesneyi ortadan kaldırırdım. Ama siz yine de takılıp düşecek bir şeyler bulurdunuz. Gözyaşlarınızı akıtarak kucağımda otururken ben de en az sizin kadar canımın yandığını hissederdim. Bir yandan da “ Anne, sen hiçbir şeylere takılıp düştün mü? “ diye sormanızı beklerdim. Ama siz hiç sormazdınız, sormadınız. Sanırım henüz konuşmayı öğrenmediğiniz için.
Sonra beraber okula başladık. Önlüklerimizi giydik. Yeni bir ortama girdik. Yeni arkadaşlarımız oldu. Ders çalıştık. Problem çözdük. Okuma, anlatma çalıştık. Yeni bir ortamın, yeni insanların getirdiği sorunları paylaştık, aştık. Ne gariptir ki; ben yine sizin sormanızı bekledim “ Anne, evinden ayrılıp yeni bir ortama girdiğinde sen sorunlarını nasıl aştın?” diye. Üstelik konuşmayı öğrenmiştiniz. Hatta yazmayı bile..
Büyüdük. Yaşımız ve boyumuzla birlikte yüreklerimiz de büyüdü ve sizler sevdalara doğru kanat açtınız. Gençliğinizin verdiği heyecanla, ataklıkla, cesaretle yeni yeni aşklar yaşadınız. Aşklarınızla gelen sevinçlerinizi, hüzünlerinizi, ayrılıklarınızı konuştuk. Bazen geceler boyu yan yana yatarken. Bazen de gün ortası iki tv dizisi arasında. Ve siz bir an bile akıl etmediniz dönüp de bana “ Sen hiç aşık oldun mu?” diye sormayı. Akıllı olduğunuz halde.
Ya, canlarım…İşte böyle. Aslında yazacak daha çok var, biliyorum. Ama bu noktadan sonra yazmak beklemek demek olduğu için, ben çocuklarımla ilgili sağlıklı, mutlu olmalarından başka bir beklentiye girmediğim için, yazmamayı seçiyorum.
Bunca şey yazdıktan sonra aslında sizden özür dilemem lazım
Tüm içtenliğimle sizden özür diliyorum
O kadar ANNENİZ oldum ki; size HÜZÜNLERİM İ yansıtmadım..
O kadar ANNENİZ oldum ki; size ACILARIMI hissettirmedim..
O kadar ANNENİZ oldum ki; size YALNIZLIĞIMI yaşatmadım..
O kadar ANNENİZ oldum ki; size İNSAN olduğumu anlatmadım..
O kadar ANNENİZ oldum ki; aynaya her baktığımda SİZ’İ gördüm…
O kadar ANNENİZ oldum ki; bana her baktığınızda KENDİNİZİ gördünüz..
O kadar ANNENİZ oldum ki; yanımdan her geçişinizde BELKİ ŞİMDİ SARILIR diye düşündüm..umdum..bekledim..
SARILMADINIZ..
Kırılmadım…
Çünkü..
O kadar ANNENİZİM Kİ ; BİLİYORUM, BİR GÜN BANA SARILACAKSINIZ ..
Teşekkür ederim..
ÇOCUĞUM OLDUĞUNUZ İÇİN..
SİZ OLDUĞUNUZ İÇİN..
ANNENİZ OLDUĞUM İÇİN..
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN….
11.05.2003
ANNENİZ
Eser Aslanlı
izmir