MUSA’YI BEKLERKEN-6
‘’Hiçbir şeyi ayaklar altına almadan göğe çıkaramazsın!’’
Ateistler gibi konuşan (ama ateistler kadar kutsal olmayan insan) sürekli kuşkucu arkadaşım, Descartes’ın kemikleri mezarda sızlıyordur şimdi. Senin gibi ‘’Düşünüyorum öyleyse varım’’cı adam görmedim. Resmen Hıristiyanlık propagandası yapıyorsun. Bu şekilde doğru bilgiye ulaşacağını mı sanıyorsun? Adamlar gerçek bilgiye ulaşmak için senin şimdi tapındığın İsa heykelini kırmışlar. Sen, gidiyorsun gerçek bilgiye ulaşmak için beş yıl İsevi, beş yıl Yahudi, beş yıl Müslüman olmak gerektiğini söylüyorsun! Ateist ol, yiyorsa ateist ol! Bakalım gerçek bilgi neredeymiş!
‘’Nımê, ovdoz, rujı, kurbon. Em çı bı qın?’’
İnanmıyorsan bari dalga geçme! Eleştir ama dalga geçme! Biliyor musun insan ölüm karşında çok acizdir.
‘’Xwedê Ji te razi bê!’’
Senden de razı olsun ama ortada bir sorun var. Kiliseye gidip günahını çıkarman lazım, sana vurduğumda diğer yanağını çevirmen lazım. Sen sandırıyorsun ama. Demek ki o kadar da hümanist değilsiniz.
‘’Örtü artık dini ve siyasi bir simge değildir!’’
Katılıyorum sana arkadaşım. Örten inancından örtünüyorsa bir lafım yok, ama moda gereği örtünenlerin vay haline… Bir modadır, onlar için. Evet, biliyorum sen örtülerin daha örtüsüz olduğunu düşünüyorsun!
‘’Orhan Pamuk; Anadolu insanının görüştükleri bazı insanların evlerine misafirliğe değil, oturmaya gittiğini keşfetti.’’
Bu dediğin bile Orhan Pamuk’un Anadolu insanını tanıdığını söylemek için yeterli. Mesela ben sana ne diyorum?.. Akşam gel, oturalım. Oturmak, misafirlikten farklıdır. Daha samimidir, çeşitli ritüelleri yoktur. O gün için özel bir ziyafet filan yoktur.
‘’Bizler de şunu tespitte bulunsak; Anadolu insanında kalp ön planda değildir. ‘’Ciğer’’ ön plandadır.’’
Kesinlikle sana katılıyorum. Kalp sadece şiirsel metinlerimizde ortaya çıkar ve zorlamadır ortaya çıkışı.
‘’Ciğerim yanıyor, bir şeyler içelim,’’ gibi. Bir anne çocuğunu kaybettiğinde ‘’Ciğerim gitti, ciğerim yanıyor!’’ der.
Demek ki bizde Ciğer temsil eder, acıyı, mutluluğu, kişiyi. ‘’Ciğerparem’’ gibi. Epey deyim kullanırız. ‘’Ciğeri beş para etmez!’’, ‘’Ciğerimin köşesi’’, ‘’Ciğerini okumak’’ gibi. Aklıma gelenler bunlar. Bizler de birer Orhan Pamuk olabiliriz.
‘’Veba’’
İlginç bir eser olduğundan eminim. Evet, Fransız eserleri Türkçeye çevrildiklerinden ilginç eserler ortaya çıkıyor olabilir. Hı, anladım. Çeviri değil de başka bir şey. Albert Camus okumak sana yakışıyor. ‘’Masumiyet Müzesi’’ okumak da bana… Hayır, kız arkadaşımla müzeye gidemedik. Artık kız arkadaşım yok biliyorsun. Kemal olmak istemezdim elbette. Daha beter bir şey olmak nasip oldu bana…
‘’Ülker Kremalı Bisküvi’’
Yer misin? Bence de Ülker’in en kutsal şeyi bu oluyor. Benim anılarımdaki yeri önemli kremalı bisküvinin. Evet, hala hazır keklerden midem bulanıyor. ‘’Tıpkı Musa gibi mi? Nedense gülesim geldi. Neydi o eserin ismi!’’ Kahverengi ve Yeşil… Şaka bir tarafa ismi bu olabilir değil mi? ‘’Musa’nın Leğeni’’ mi? Adam fakir diye leğeni olması gerekmiyor. Onun koltuğu vardı. ‘’Musa’nın Koltuğu’’ olsun, nasıl?
‘’Seni Beklerken’’
‘’Paylaştığın bu saçmalıkların ismi de aptalca. ‘Seni bekler bilmem kaç.’ Bu ne şimdi? ‘Musa’yı Beklerken’ olsun. Hatta bu paylaşacağın son paylaşımın isminden başla. ‘Musa’yı Beklerken-6’ olsun. Sanki bir kişiyi bekliyormuşsun gibi. Güzel isimler seçmişsin, Musa... Gerçekten o adamın ismi Musa’dan başka bir isim olamazdı. ’’
Tamam, öyle olsun. Fazla saldırmadın mı? Evet, saldırıyorsun sürekli. Bir şey üretmeden saldırmak doğru mu? Okuyucu karşısında beni küçük de düşürüyorsun zaman zaman. ‘’Senin okuyucunda senin gibidir. İlk cümlede sana sövmeye başlayanları da saymazsak tabi ki.’’ Sövebilir, ne yapayım yani? Sence neden böyle saçmalıyorum? Neden mi?... Çünkü yazamıyorum artık…
‘’Fransa halkı var ve bir ülkeleri. İtalyan halkı var ve onların bir vatanı. Bizimki ise şöyle: Koca diyebileceğimiz bir toprak parçası var… Ve oraya saçılmış insanlar. Ha-ha-hah! Düşünsene insanlar saçılmış topraklarımıza…’’
YORUMLAR
musayı beklerken güzel bir isim olmuş.. seni beklerken de güzeldi ancak bir iisim verilince daha bir anlamlı olmuş sanki, sanki musa da ayrı bir anlam kazanmış:)
ancak seni beklerken serisinin diğer yazılarına göre heyecanı biraz az bir yazıydı bu. yine güzel ama adı değişince yazının üslubunda da ufak değişiklikler olmuş gibi gelddi. belki de yazarken ki ruh hali yahut da benim okurken ki ruh haklim :) bugün az uyudum da fazla karmaşık oldu ccümleleim
şivekar tarafından 2/13/2014 2:56:48 PM zamanında düzenlenmiştir.