- 2501 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
BİZİ ESİR ALAN YÖNLERİMİZ VAZGEÇEMEDİKLERİMİZ "ALIŞKANLIKLARIMIZ "
Hayatta hayır sözcüğüne meyil vermeyen tek düşüncemiz,öylesine bir yerde işlemişki benliğimize vazgeçmekten kimi zaman korkar kimi zamansa olmazlarımız arasında yer alır
hiçliğe,yokluğa kucak açarak yaşamak gözüyle görürüz,Çok güçlü görünsekte naif olan tarafımız,korkulu rüya tabiriyle olmayışlarında ne yaparız sorusunu kendimize sormaktan kaçtığımız yönlerimiz.
Güne başlamak !
Sabahın ilk ışıklarında uykulu gözlerle uyandığımızda bir fincan demli çay, yada acı bir iki yudum kahve alışkanlığımızın ilk sırasını alır ve asla içmeden kendimize gelemeyeceğimiz hissine kapılırız,
sanki vücudumuzun temel gerekçesi beynimizi onunla çalışır hal alacağı düşüncesi yaşarız,
ardından içilen ve asla vazgeçmeyi zararlı bile olsa düşünmediğimiz sigara gelir,
biraz idrak etsek kendimize ne kadar kötülük yaptığımızın.
Ama alışmışızdır vazgeçilmezimizin temel düşüncesinde ilk sırasında yer alınmıştır.
Gün içerisinde duyduğumuz tranvayın sesi,otobüs kornası, minübüs kargaşası,insanların yüksek sesle konuşması,müzik dinlemesi seyyar satıcının avaz avaz ne istersen bir milyon bağırışı, dükkan önündeki satış elemanının buyrun içerde bakın sözleri, marketteki kızın yardımcı olayım sorusu,sanki bunları duymaz isek boşluğa düşeriz bir nevi vazgeçilmezlerimiz arasında yer alan alışkanlığımız olan yegane elementler,öyle ki duymuyor görünsekte tüm bunları duyuyor ilgilenmiyor ama o sesi arıyoruz,satış elemanını görmez isek kimse yokmu ilgilenen diye çıkışda yapabiliyoruz.,
"Oysa ki sessizliğin sesinde huzuru yakalamak ne kadar güzeldir."
Telefonumuz mesela onsuz olmaz alışkanlığımız yanılıp evde unutsak ve kilometrelerce ileride aklımıza gelse dönüp alacak kadar önemlidir bizim için,bağımlısı olmuşuz adeta,ya biri ararsa ulaşamaz ise ne yaparız sonra,halbuki eskiden nasıl ulaşım vardı ki hem ulaşılmasa ne kaybedilir neyi kaçırırız,kah alışkanlık kah merak telafuzu sanırım bu his.,
bilgisayar mesela: günümüz sosyal paylaşım siteleri bakmadan duramadığımız her an kim nerde nasıl diye gözlemlemeden yapamadığımız olmazsa olmaz konumunda
gözlerimizi bir dakika bile ayıramadığımız başka bir alışkanlığımız.,
Eskiden sokak köşeleri dedikodusu vardı şimdi ise sosyal paylaşım sitelerin dediodusu peki olmasaydı ne yapardık nasıl bir yaşantı sergilerdik hiç düşündük mü.?
Bunlar günümüzün gerekçesi olanlar ya peki duygularımıza hükmeden taraf ,beslediğimiz bazen korkuyla bazen sevgiyle yaklaştığımız köpeğimiz,minderinde mır mır uyuyan kedimiz, sabah akşam hiç susmadan konuşan kuşumuz yada sessiz sessiz akvaryumunda dolaşan balığımız ve faunusda çıkmak için çaba sarfeden kaplumbağamız,hayattaki yoksun yönümüzün yerini dolduran bize verdiği sevgi açlığını kapatan yönleriyle onlara bağlanmamız alışkanlığımız değil mi.?
Peki ya sevdiklerimizin yokluğu,en yakınımızın artık olmayışını düşündüğümüzde uçurumun eşiğinde olmamız, ben onsuz nasıl yaşarım düşüncesiyle kahrolduğumuz anlardaki halimiz
kan revan olmuş kalbimizin acıması,parçalanmış bedenin belki döneceğini düşündüğümüz
bazen ise asla dönmeyeceği hissini yaşamış olmamız, her baktığımız yerde onu aramamız her sesde onu duymamız, alışkanlığımızın en zayıf noktası değil mi,?
asla vazgeçemem diye söylediğimiz çoğu hissimizin bir anda farklı bir yöne kayması isteklerimizin o anki düşünceyle sonrası arasında kargaşa yaşaması,yinede vazgeçemeyişimizin tek sebebi alışkanlığımız değilmi,çoğumuzun yapmış olduğu bir gerçek varki bunun tıbbi adı şizofren duygular vazgeçmekten ziyade yanıbaşımızda kalsın diye türettiğimiz her ne olursa olsun benim olsun dediğimiz şey belkide alışkanlığımız,evet ama nereye kadar yanıbaşımızda olabilirki söylediğim tüm bunlar olumsuz bakmak istemediğimiz yönümüz kaybetmekten korktuğumuz ama illaki kaybedeceğimiz alışkanlıklarımız,
bir başkasını değilde kendimiz için karar almalı ve alışkanlıklarımızın bizi yıpratma konumuna getirmemesini her alışkanlığın farklı bir alışkanlıkla değişeceğini güzel olan her şey bir gün çirkinleşeceğini alışıla gelmiş pek çok şey gibi yok olup gideceğini idrak edelim ki bakış açımız değişsin.
"Bizim alışkanlıklarımız yoktur onlarsız yapadıklarımız vardır"
"Ve hiç bir şey baki değildir baki kalan tek şey sevgidir"
"Bazen sevgisizlik hayata bakış açısında yön verdiğimiz taraftır"
"Ve kör düşünceyle bağımlılık kişiliğimizin en kirli düşüncesidir"
aleyna ırmak
YORUMLAR
Alışkanlıklar neden kötüdür, diye sormak lazım.Eğer hayat bir kısır döngüye dönüşüyor ve gün geçtikçe paylaştığımız fikirlerin, duyguların ki en önemlisi farkındalıkların sayısı azalmaya başlıyorsa umarsız bir koşuşturmacanın tuzağına düşmüşüzdür. Bu renksizlik her yerimize sinmeye başlar. Sitemler, şikayetler hayata yetişememenin ağırlığı altında sönük kalır. Hayatı renklendirmenin yolu da bu alışkanlıkları dize getirip farkındalığımıza varabilmektir. Elinize sağlık...