- 1703 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖFKEYLE GİTMEK İSTEYİP KALMAK ZORUNDA OLMAK
Bazen insan kendini alabildiğince uzaklara göndermek hiç bir şeyden bilgisiz habersiz olmak ister ya insan ...
Ne telefon ne bilgisayar,nede sosyal bağlantıları kurmayı gerektiren araç niteliğindeki
eşyaları yanına almayı bırakın, görmek bile istemez,öyle sıkılmış ve hayattan bezmiştir ki,
en sevdiklerini bile gözü görmez, hiç düşünmeden öldürmek gelir kendini içinden ,
geride bıraktıklarını düşünmekten acizdir, hükmeden öfkeli,bunalmış ,karışık beyni,sorumsuzca kızgınlığı olduğu hayata katletmek yakıp yıkmak amaçsızca dolaşmak ister.
Bazen dediğimiz anlarda, belkide ona sunulan hayatı güzel yaşamaktansa gözleri kör olmuşcasına keşmekeşe çevirir ,iyilik sınırlarını yok etmiştir., taşıdığı kötü ruh,bıkkındır hayattan, yaşamaktan, kendi canı yandığı kadar başkalarıda yansın ister,muaffakda olur belkide başarmıştır,gizliden oynadığı oyunu kazanmıştır iç savaşında ama ya sonrası ,yine mutsuzdur mutluluğu kolay kazanılmayacağı bir oyun olduğunun farkına vardığında anlarki GİTMEK
en kolay çözümdür,
Yada herşey onun üzerine gelmiş herkes türlü oyunlarını ona sergilemiş,hangi kapıya baksa hep ihanet görmüş,kime iyi dediyse kötü çıkmış,kime mükemmel rolu verdiyse ,vurgunun en kötüsünü yemiştir,her zaman iyiler kazanır., düşüncesine sahip ruhu yavaş yavaş bu doğruluğu kaybetmeye başlamış, başını öne eğip omuzlarını yere düşürmüştür,hiç kimsenin gerçek olmadığını hep bir maskeyle dolaştığını anlamış ama çoktan yaşamının yarısına varmıştır,geri dönüşümü olmayan keşkelere sığdırdığı hayatı bir su gibi geçip gitmiş geriye gelmeyeceği kendisiyle kalan yalnızlığına boyun eğmiştir,işte tam bu sırada artık derki kendine gitme vakti kayboluş zamanı ,kaybolmak geriye dönmemek isteği kendisiyle başbaşa kaldığında en güzel kurduğu cümledir
Bazen hani ıssız adaya gidip yanımıza götüreceğimiz üç şey sorusu vardırya.?
hani siz olsanız ne götürmeyi isterdiniz dedikleri olay....
Ben yani bana sorulsa 3 oğlum derdim sanırım ,tabi düşünmezdim belki onlarında hayata başlangıç aşamasında yaşayarak öğrenecek tecrubeleri var olmasını,
çünkü bizler asla anne babalarımızın kah zehir kah şerbet sunan övütlerini asla tutmadık
onların sözlerini kaale almadık ki bencilce çocuklarımıza kabul ettirelim...
İşin özü gitme vakti geldi dediğimiz zamanda aslında kalmaya mecbur zamanı yaşıyoruz,
Neden denildiğindeyse bizi hiç bir zaman bırakmayan ailemizin sevdiklerimizin .,
bizlerinde bırakamayacağımız sevdiklerimizin varlığına inanmamız.,
Yaşamaya çalışacağız belkide gülücük maskelerimizle...
İç dünyada onca fırtına kopmasına rağmen istenilen yapılamıyor olması,
neden kendi yaşamımızı hala yaşamıyoruz sorusuda muallakta kalan düşünceler arasında
Düşüceleri biraz karmaşık hale alırsak ve düşünürsek .,
yönetilmek,yönetmek belkide bizim tek kavramımız her ne koşul şartta olursa olsun,
insan oğlunun geçmişten günümüze yaptığı en büyük özellik YÖNETİLMEK yada yönetmek
düşünün şimdi zorunlu hayatı yaşıyor olmak buna tekabül değilmi,gitmek istenilen yer olduğunda her zaman bir anlık da olsa geriye dönüş olmaz mı,yada geriye bakış..,
aleyna ırmak
YORUMLAR
Yazı okundu, içeriği anlaşıldı. Fakat bu gayet içerikli yazının yazanı azıcık da biçimle ilgilenmeli. Eğer bu da yapılırsa, bu kalemden hoşnutluk verici yazılar döküleceği aşikâr. Lütfen yanlış anlaşılmaya bu yaklaşımım. Sanki edebi anlamda yüce şaheserleri varmış da karşısındakini iğneliyormuş gibi bir algıya neden olmak asla istemem. Fakat ben yazıları okurken, bir ekran okuyucu kullanıyorum. Bu ekran okuyucu bana pek çok yazım yanlışını anında bildiriyor. Yaptığım sadece, kalemini sevebileceğimi düşündüğüm kimselerin yazılarını gönül huzuruyla takip edebilmemi sağlamak. İçeriksel anlamdaysa söylediğim gibi, gayet içli konuşan canlı bir yan buldum yazıda.