- 642 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
betonda ğül bitmez
genç adamın çocukluğu büyük şehirlerde geçmiş yeşil alanlarda koşmak oynamak hayalleriyle büyümüştü. şehirde bu alanları bulmak zor ve kısıtlıydı dev binalar yan yana dizilmişti kalabalık her zamanki gibi koşturmaca telaş zamana karşı yarış içinde güzellikleri bile görmüyorlardı bu yaşına gelene kadar ne hayalleri vardı her insan gibi tabiatı sever doğa ya aşıktı her şehir gibi burasıda beton yığını kale gibi sarmış dört bir yanımız dedi zamanı gelince başkan olacağım ve ilk işim bu beton kaldırımlarda sıra sıra güller çiçekler açacak şehir hava almalı tanımalı yeşili doğa yı büyük şehrin insanıydı hep bir özlemle yanardı içi bu istekle besledi hayallerini bir an çocukluğu geldi aklına . biraz zorladı hafızasını. düşündü nede zor yıllardı çocukluğu hep asfalta oynamak düşünce dizinin
acıdığı geldi aklına bir an neden toprak yoktu buralarda. bunları düşünürken yılların ne çabuk geçtiğini anlayamamıştı. insanlar hayalleri ve idealleri için yaşarlar. azim ve okumanın sonucu yılar sonra bu beldeye BAŞKAN oldu. içindeki özlem son bulmalıydı bu betonlarda
gün olacak güller çiçekler açacak bu olmalı diye düşündü tek arzusuydu. her yer çiçek her yer böcek olmalıydı. yardımcısını çağırıp bahçelerden sorumlu çavuşu bulmasını istedi kısa bir zaman sonra çavuş geldi emirlerinizi bekliyorum başkanım . başkan vakur bir eda ile size öyle bir görev vereceğimki hem koklayıp hem zevk alabileceğin bir görev iş diye ekledi çiçek çiçek ektirmek istiyorum dedi heyecanla çavuşa nereye ekilecek başkanım dedi çavuş kaldırımlara betona çavuş çiçekler güller dikilmeli yeşermeli bu fidanlar ’ama..! başkanım betonda gül bitmez ki... başkan üstelik bunlar nadide çiçekler bunları kaldırımlara adım başı dikmeni istiyorum bunları nasıl dikerim kaldırımlar beton..? betonda gül bitmez olsun betonu deler oraya dikersin . çavuş da bir sessizlik içi burkuldu iki damla göz yaşı süzüldü yanaklarından aşağı. ama başkandı bir emir verdi bunu tartışmak yersiz ve üstelik anlamsız dedi çavuş. başkan toprağı bilmeyen birisi üstelik köylü bile değildi. çiçek fidanları özenle kamyondaki özel raflarında yerlerini aldılar. sıra sıra duruyorlardı renk renk farklıydı her biri gülü nergizi kardeleni demet demet alındılar yerlerinden. çavuş başkanın emirlerini istemeye istemeye yerine getirmek için işçileri topladı alanda kısa bir açıklama yaptı işçilere. kamyonla yollara koyuldular elindeki haritaya göre öncelikle.. ana caddelere dikilmeleri isteniyordu kamyon ağır ağır ilerlerken cadde yönünde müsait bir yer arandı. şehir hayatı zordu. kalabalık kalabalık ve telaş her yer insan her yer taşıt doluydu. zorda olsa park etti kamyon çavuş adamlarına dikilecek yerleri işaretledi ve işe koyuldular .ilk kazma vuruldu kaldırıma kaldırım direndi bir süre insana ve zamana baş eğdi güce ve kuvvete yarıklar oluştu adım adım düzenli dikilmeli düzenli sulanmalıydı bunlar narin o kadarda güzeldiler asker sırası gibi bir adım bir adım itinayla dikildiler yerlerine büyük bir caba ve sabırla.dikim bitmiş ve çavuş seyrederken uzaktan gülleri nergizi bir çocuk çıka geldi kalabalık da ve durdu gülün karşısında aklı almadı baka kaldı bir beton da gül? nasılda güzellerdi sırasında renk renk eğildi sevdi kokladı ve kalktı yerinden bir adım attı gitmekti amacı çakıldı ayakları betona o da ne ? ayağı kaydı takıldı yerdeki güle dalı kırıldı ve çocuk bir şeylerin içinde koptuğunu hissetti. bağırdı bir an kalabalıkta bunları buraya kim dikti? kim akıl etti her kez çocuğa bakıyor anlam vermeye çalışıyordu çocuk ya ? sevinmiştir güller o kadar güzeldi ki ! ondan olsa gerek çocuk hala bağırıyor donuk gözlerle etrafına bakıyordu. o an çavuşla göz göze geldi. ben diktim bu gülleri çiçekleri dedi çavuş ey! be amca sen köyde yaşamadın mı? evet yaşadım hiç betonda gül çiçek olur mu bak ayağım kaydı kırıldı dalı ondan gül yetişmeyecek artık bunları dikerken düşünmedin mi hiç ? amca. çavuş suçlu suçlu baka kaldı çocuğa ben anlatmaya çalıştım ’’ama’’ beceremedim başkanım emretti evladım. beni başkana götürün tez olun bunlardan da başka ekmeyin dikilenleri de sökmeniz gerek bunlarda ölür hadi gidelim şu başkanla konuşalım beni makamına götürün diye konuştu sanki inciler dökülüyordu çocuğun dilinden bende bir çiçeğim çocuğum sevgi ile ’’ama’’ yerinde büyürüm benim yerim ailem ve okulum. bunların yeri ise kırlar bayırlar dağlar ovalar dedi onca kalabalık durmuş şaşkın olanları anlamaya çalışıyorlardı sanki çocuktan anladıkları ve ders çıkardıkları bir şeyler vardı artık betonda gül bitmez. 1.bölüm sonu
başkanın makamının önündeydiler ellerini kaldırıp kapıyı çalmak üzere başkanda yapılacak işlerle meşgul ’’ama’’ aklı güllerde ne güzel olmuştur. her yer çiçek her yer gül olmuştur belde de diye düşünüyordu düşlerine az zaman kalmıştı o da ne!... hızlı hızlı kapı çalınıyordu bir an hayallerinden kopmak onda bir sızı oluşmasına yol açtı. kapı hala çalınıyordu başkan buyrun diye seslendi kapının açılmasıyla çocuğu gördü gözleri şaşkın şaşkın ne! o çavuş bu çocukta kim ? bir şey mi oldu yoksa bu çocuk senin mi. hayır başkanım bu evlat benim değil ama bu vatanın bir evladı . çiçeği gördü sevdi ve kokladı ayağa kalkarken ayağı kaydı düştü üzerine birini kırdı size söyleyecekleri varmış öfkeyle haykırdı başkan neden kırdın çiçeklerimi? öfkesine hakim olamamış kendi makamında misafirine hakaret de bulunmuştu.
hayallerini süsleyen çiçekler güller kırılmıştı iki damla yaş kurşun gibi yere düştü ağır ağır. çocuk konuşmaya başladı kırılmak dan çok kırılmak bitmedi ben değil sende olsan kırılırdı o çiçek o narin güzel güller nasıl betonda yetişsin başkanım benim kırmam değil asıl kabahat onları oraya diktirende! insanlar kullanıyor o kaldırımları kırılmaları normaldir ve başkanım betonda gül yetişmez ! onlar dağlara ovalara bayırlara çayların yanına dikilmeli insan ayağının değmedi yerlere. onların asıl yeri tabiyat ananın kucağı doğa . onlara bu şansı tanı başkanım gülleri kurtar kırılmasın dallar gövdeden ayrılmasın dallarını kırdığımız ağaçta bize güzel kokulu çiçekler vermesini nasıl isteriz? başkanım. başkan döndü evet haklı olmalı betonda gül bitmez çocuk eğtimsiz olmaz! çavuşa dönüp yine emirler yağdırdı onları toplayık dağlara ovalara doğaya ekin tabiyat sa aile si tabiyat ta kalmalı betonda gül olmaz ! çocuğu yanaklarından öpüp kokladı gözleri parlıyordu çocuk anlatabilmişti kendini kurtarmıştı gülleri. başkan çavuşa dönüp çocuğu evine götür de ki annesine babasına siz siz olun çocuklara sakın betona gül diktirmek için uğraşmayın onun aşkı okumak olmalı betona gül dikmek değil tabiyata adamak tüm güzellikleri
cemalturan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.