- 920 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÜŞMANIM KARANLIKLARA..! ( Dialoglar -l -)
Canı kadar sevdiği ağabeyi gidip de dönmeyeli tam dört buçuk yıl olmuştu.Yusuf o gün bugündür her gece bir köşeye siner,elinde ağasının resmi,dilinde efkar türküsü:
"Yaşayanlar bir gün ölür,bir gün ölür elbette
Ağlayanlar bir gün güler,bir gün güler elbette
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette."
Gün tarlaların üstünde çözülmeye başlayana dek dalıp giderdi.
Yine öyle bir geceydi,yine büyüsüyle kapışıyordu sessizliğin ki,omuzuna uzanan bir elle irkildi,bu gelen günlerdir gizliden Yusuf’u izleyen gece bekçisi Suphi’ydi.
BEKÇİ:Selamün aleyküm
YUSUF:Aleyküm selam
BEKÇİ:Kimsin sen yeğen?
YUSUF:Adım,yusuf
BEKÇİ:Bakarım her gece gelirsin sahile,gün ışıyana dek beklersin.
YUSUF:Yasağı varsa gelmem bir daha.
BEKÇİ:Yok!Hır çıkarmayana yasak yok!..Müsaade edersen az konuşmak isterim seninle.
YUSUF:Buyur dayı,başım üstüne.
Oturdu bekçi,önce baştan aşağı süzdü Yusuf’u sonra bir cigara yakıp devam etti.
BEKÇİ:Nerelisin yeğen?
YUSUF:Adanalıyım,Adana’nın Bozdağı’ndan
BEKÇİ:Ne iş tutmaya geldin buraya?
YUSUF:Adam olmaya geldim.
BEKÇİ:Okumaya yani!
YUSUF:He ya okumaya.Senin memleket neresi dayı?
BEKÇİ:Memleket Ankara,74’te geldik Kıbrıs’a daha daha da gidemedik,rızkımız bu topraklardaymış.Çoluk çocuğu da burada büyüttüm,kızı nişanladık geçen pazar.Kanatlandı anlayacağın,uçması yakındır.Oğlan da askerde,şafak 206 bugün,onunla beraber ben de sayarım.
Asker lafını duyunca boğazı düğümlendi Yusuf’un,ağasını görüverdi birden bakışlarının kitlendiği karanlıkta...
YUSUF:Allah kavuştursun dayı.
BEKÇİ:Sağolasın.
Yusuf’un buğulu gözlerine baktı bekçi,hala anlamaya çalışıyordu,ne olabilirdi bu genç adamı bu denli suskunlaştıran,bu denli yıpratan..?
BEKÇİ:Derdin nedir yeğen yazık değil mi canına,Allah’ın günü sabahlanır mı bu soğukta?
YUSUF:Sen ne beklersin o zaman?
BEKÇİ:Eee benim işimdir bu.
YUSUF:Benim de borcumdur,geceleri uyumak haram bana.
BEKÇİ:Tövbe tövbe...Elinde tuttuğun nedir?
YUSUF:Ağamdır.
BEKÇİ:Bakim hele...Özlem var demek,anlaşıldı efkarının sebebi,nerdedir ağan?
YUSUF:Hükümet askare aldı,jandarma yaptı,dağa saldı bir daha ne ölüsü geldi ne dirisi...Ben bilmem yerini,Hükümet bilir.
...Sordum:"Vurulmuştur,geceyarısıydı,karanlıktı görememişizdir cesedini" deyiverdiler.Şimdi anladın mı karanlıklara düşmanlığımı..?
Neye uğradığını şaşırdı bekçi Suphi,hırsla çakıp kibritini,bir cigara daha yaktı.Anlamıştı...
BEKÇİ:Başın sağolsun yeğen.
YUSUF:Tövbe de bekçi dayı,benim başım nedir ki! KOCABAŞLAR Sağolsun!
Böyle bellettiler bize:"Mehmetler ölsün,KOCABAŞLAR Sağolsun!!!"
...
24/ŞUBAT/2003 (Yine karanlık bir gecede...)
-METİN GÜLTEKİN-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.