- 4048 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Mutluluk mu Mutsuzluk mu? Yaşam üzerine:
Bence nasıl düşünüyorsanız o dur bu. Yanıtı olmayan bir belirsizlik yani...
Neden bunları yazdığıma gelince;
Önce yavrumu kaybettim, "başın sağ olsun" denildi ve hâlâ denilmekte. Başım sağ. Ya içi?
Sonra, MS sin denildi ve "geçmiş olsun"lar izledi normal olarak. Geçti mi?
Çünkü nedeni bile bilinmeyen bir hastalığın tedavisi de bilinmiyor (benim için,15 yıldır...)
Kucakta taşındığım, tekerlekli sandalyede dolaştığım, kol değnekleri ile yürüdüğüm zamanlarım çok oldu. Yitirdiğim melekelerim de öyle.
Kazancım mı? olmaz mı hiç. Öylesi dostluklar kazandım ki, ailem gibi sevip güvendiğim insanlar hepsi de...
Solaktım sağlak oldum ve adına azim dedim kendimce :))
Konuşamadığımda yazdım, kalemin çok güçlü denildi, şair denildi, yazar denildi :))
(ilk okuldan beri yazıyordum oysa :),bununla fark edildi!
Dr. larıma keşke kanser olaydım dediğimde, millet ayağa fırladı!
Oysa bir ad konulmuşluk ve erken teşhis dahil yapılacakları ile sonucu bilindiğindendi...
Ayakta kalışımın ve örnek gösterilen hasta oluşumun nedeni soruluyor sürekli.
Cevap mı?
En büyük acıyı yaşamış bir anne olarak, bir bilinmez hastalık veya dertten yıkılmam ne kadar insanlığımdan olur ki?
Hiçbirimiz ailemizi, genlerimizi seçerek gelmedik bu dünyaya. Yaşadıklarımızın çoğu seçimini yaptığımız veya yapamadığımız için başımıza gelenlerden oluşuyorsa, kimi neyi suçlamalıyız sizce?
Nefes alıp vermek değilse hayat, onu olması gerektiğinin en güzel şekliyle değerlendirerek yaşamalıyız. Herşeyin ölümlü olduğu dünyada, süreklilik beklentimizdir abes olan.
“Mutluluk”ta bunlardan biri...
Kaçımız hatırlarız mutlu günlerimizi?
Çoğunluk mutsuzluktur çünkü hatırlanan.
Sadece farkındalık gerekli biz insanlara oysa.
Hüzünlendiğimizde, geçeceğini, üstelik unutulacağını bilmek, sevincimizin ise bir sabun köpüğünce ellerimizden kaybolup gideceğini hissedebilmektir bilinç...
Bu konuyu hastanelerdeki sağlıkçılara anlatıyorum yıllardır. "Etik" diyorlar.
Hastalığı söyleme etiği varmış :))
"Öleceksin" demenin etiği bu demek dediğimde ise şakacı olduğumu düşünüyorlar:)
Kim ne düşünürse düşünsün de, fiiliyat can yakmasın yeterki.
Tıp bu konuya bir çözüm bulmalı "Tıp" sa, "Bilim" se...
Kendi hastalığımı ben bilmeden, sevdiklerimin bilmesi ise başka bir işkence!
Ben bilmiyorsam, bana söylenmiyorsa eğer, o zaman Dr. sırrı olmalı bu. "Etik" budur bence.
O zaman da, daha büyük sorunlar, sorgular çıkacaktır tabii ki.
Tedavide, ihmalde, yanlışlıklar da üst/üste eklenerek çığ oluşturacaktır bu çağda.
Sonuç mu?
Bir çıkmazlar yumağı...
O halde, sorguladıklarımız farkındalıklarımız olmalıdır fikrimce.
İnsan gibi insan olabilmek, kültürümüzün verdiği güçle, bilinç ile olabilmek ve
kabullenişlerimizin sınırını çizebilmektir kararlı şekilde.
Özgürlüğün de sınırı olduğunu bilmektir yaşamak özgürce, "hür ve tek başına bir ağaç gibi, bir ormanca kardeşcesine" sözünde olduğu gibi...
Sonucu bilmek değiştiremeyecekse hayatımızı, ölüme kaç kalmış mesele mi?
Var sayalım yarın öleceğiz, bunu bilmekten öte olan ne?
Sevgiden geçer her yol.
Bir tebessümle biterken, yaptıklarımız ve yapamadan yarım bırakarak, belki de hiç denemeden bimediklerimiz kalır geride.
Maksat, hoş anılabilmekte, sevgiyle...
Bu koca "Han" dan hesap kesip,uğurlandığımızda, özenli ve temiz bırakmalıyız yerimizi, bulduğumuz gibi ardımızdakilere,
bir çığlık ile ağlayarak gelsek bile, "Sevgi"dir her işin başı bilincimizle...
"Mutluluk" yalan bir kelime, içi her şekilde doldurulmaya müsait çünkü. "Seviç" ise sevgiden, sevinmekten, sevilmekten gelir değil mi?
Seviç ve hüzün diyorum ben yaşamımda bunlara. Şiirlerimiz bile mutlulukla ve mutluluktan yazılmaz çoğu kez. Hüzünler konuşturur kalemi dillendirir fikrimce.
Çözümlemeler de, çözümsüzlüklerden oluşur, problemlerden olduğunca. Sonuca kadar her yol doğru olabilir fakat gerçek tektir, değişmez.
Umut zaruret oldu
Beyhude geçti ömür
Hasrete sürgünlerde
Kahr_a gark oldu gönül
Gülmedi bahtı kara
Kadere ayak sürür
De hadi git de
Kırbaçsız da gün yürür
Geceler karardıkça
Özlemi vuslat bürür.
**kirazçiçeği*
Sevgi yüklü saygılarımla sağlık ve olabildiğince mutluluklar diliyorum sizlere dostlarım.
Kayısı tadında bir yaşam gönlünüzce.
YORUMLAR
Siz gibi yüreği sayfasına yansıyan bir kalemin ömrü en başta hayırlı olmakla beraber Şifalarla dolu olsun...
Kalemi güçlü kılan içindeki acı olsa gerek ve bu güç o kalemi ayakta tutmaya yeterli sanırım herşeye rağmen...
Sayfalara yansımanız çok hoş...
Dikatimi çekti de : Konu Atatürk ve Cumhuriyet olmayınca sayfada olması gereken jön yok ! Eski filmlerdeki tabiri ile
ESAS OĞLAN !
Sayfanıza Gönül Dolusu Saygımı Bıraktım
Yaşananlar ve acıların büyüttüğü yüreğin kaleme dökülmüş hali yeterince göz önüne seriliyor.
yaşamın anlamında birşeyler yakalamış olmanın sorgulamalarından geçitler gördüm.
zaten mutluluk acıların arasında yakaladığımız kısa kısa anlar olduğu için çok güzel değilmi.
Kutluyorum sevgili arkadaşımı canı yürekten...
sevgilerimle....
Zeki Karabağ tarafından 5/7/2008 11:29:21 PM zamanında düzenlenmiştir.