Mektup da Mektup. D yanlış.
Bana garip geliyor yazmak, bilmiyorum, yazı konusunda hiçte iyi değilim. Kafam patlayacak derecede ağrıyor, kimim ben? Ne istiyorum? Neden şimdi doğdum? Dedim ya iyi değilim.
Önyargılarla giriş yapalım, sinirleneyim biraz, belki bir soluklanırım, bir paket sigaram var ve idareli kullanmak zorundayım. Biterse hepten yalnız mıyım acaba? Önyargılar. Bana daha gelişimin ilk günlerinde gidecek misin diye sormuştun, hatırlarsın. Hayır demiştim sana, en azından kendi isteğimle hayır. Şimdi önyargı benim mi yoksa senin mi? Gitmek isteyen ben miyim ya da gitmemi isteyen sen miydin söyle? Madem dürüstüz bu kadarına hakkım var. Hak mı dedik? Bak buna girmeyelim. İşte yine aynı şey yine kızgınlık, öfke. 10’ a kadar sayalım bari. 1,2,3, Neden ya neden? Ne gereği vardı? Niye canımı acıtır durursun? 4,5,6, önyargısı olan sendin, ben değil. Belki bende kendini gördün. Neden ya neden? 8,9,10. İşte geçti, birini daha atlattım ya diğerleri. Sayı saymayı öğrendim sayende.
Tek suçum sevmek, seni sevmek, kelimelerini sevmek. Senden birşey ummadım, birşey istemedim, verdiğin herşeyi kendiliğinden verdin. Sadece tek birşey için istekte bulunmuştum, herşeyi bilmene gerek yok dedin. Kabul. Sadece yanında olmak istedim. Belki bana birşey verirsen bu aramızdaki bağı arttırır istedim, benden önce davrandın, benim stilimle. Hayatımı verebilecekken sana verdiğimin bir önemi yoktu, anlamsız yani sıfır bölü sonsuz gibi. Sana verdiğimi geri ver de kurtul diyen arkadaşlarına da selam ederim. Selam demişken onlar bunun yakınından bile geçemezler. Ama sen, sen öyle değildin.
Ya gerçekten çok iyi bir insansın (ki tüm kalbimle öyle olduğuna inanıyorum. Bak kalp dedim) ya da çok iyi bir aktör. (zihin oyunları) Aktör olsan bile gönlüm diyor ki tam oskarlıksın, ve oskarlık olduğun için bile seviyor seni. Lafımı dinlemiyor, gönül işte, seviyor, biçare. Belki bir kez daha kırılmaya ihtiyaç duyuyor ve vereceğim ona istediğini...
1,2,3 hayır hayır 4,5,6 yine hayır 8,9,10 neresinden tutsan elinde kalıyor. Yine geçti, yine atlattım, ama başım felaket ağrıyor. Sanki bana kafa tutuyor kafamın içindeki. Binlerce sesten bir tanesi dağın doruğuna çıkıyor ve oradan kendini aşağıya atıyor. Bir düşünce daha intihar ediyor içimde, bana duyurmak için kendini. Gerek yok hepsini duyuyorum zaten diyorum hayır hayır diyor bunu duyman lazım. Peki tamam diyorum, sadece başağrısı. İntihar eden düşüncelerin ceset kokuları her yanıma sinmiş. Kusuyorum, kusuyorum, bir daha birdaha. Lanet olsun ben midemin bulanmasından nefret ederim.
Say yine 1,2,3 bekle lanet olsun hayataaaa, 4,5,6 hayır bu bu ben değilim, 8,9,10 defoll.... Bu sferki bira daha ağırdı, sağ eliim titriyor, sol elim sakin ol diyor, bir yarım kızgın, yanlış D gibi, bir yanım sevgili, sevecen, minik, saf, Ta T gibi. Aslında bu kadar kendimi anlatmamalıyım diyorum, sonra sususyorum, anlatsan ne olacak diyorum, yine susuyorum. Bir arpa boyu yol alamamışız, aynı yerde durup sayıklıyoruz. Yeterrrrr.
Say 1,2,3 dur ve düşün, gönül defol artık, 4,5,6 sen bana ne vereceksin ha dost musun düşman mı 8,9,10 düşünce defol.
Bir insan neden kendini böler ha? Neden? Sonra amaç ne? Ne olacak yeniden mi doğacağım, saçma bunlar, saçma. Saçma ve sıçma arasındaki fark küçücük bir a-ı harfi, ihmal edilebilir. Saçmalıkları sıçanlardan nefret ediyorum. Herşeyden biraz nefret ediyorum, insanlardan nefret ediyorum, sıçma laflardan ve sıçmalık kokan davranışlardan nefret ediyorum. Bu kadar nefret doluyum işte. Dedim ki kendi kendime, eğer dünyaya isteyerek gelseydim belki böyle olmayacaktı. Ben isteyerek gelmedim. Bennn isteyerek gelmedimmmm.
1,2,3 dönsün dünya, 4,5,6 belki öğrenirim sevmeyi, 8,9,10 neden ben? Ne yaptım sana Rabbim? Hata mı ettim? Hata evet hata. Çıkarmasaydın karşıma. Hata bende değil mi? Hata bende değil, hata bende değil, ben hatalı değilim, ben hatalı değilim. Kendi hatanı üstüme yıkma.
1,,2,3 sus artık, 4,5,6 yeteeeer, 8,9,10. Lütfen yeter. Ya gel ya da git. Ben en sevdiklerime gittim hep, bu yüzden hiç kaybetmedim. En sevdiklerim beni istemezse, yıkılmam, olur der giderim, geleceksen de eğer bir daha gidersen ölümünün elimden olacağını bilerek gel. Yapamam, derim ama asla yapamam, sineğe bile kıyamam, sevdiğime nasıl kıyarım?
Sana sevgi dolu mesjlar vermek isterdim, ölü, gömülmemiş düşüncelerin leş kokulu diyarına hoşgeldin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.