- 799 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİN İÇİN SEVMEK
“YAŞAMSAL OLUMLAMALAR” KİTABIMDAN
İnsanlar önce kendilerini sevmeli, sevmeli ki bir başkasını da sevebilsinler! Kaldı ki birilerine; "ben, seni senin için seviyorum." Söylemi de yanlış bir söylemdir. Öyle bir şey de yoktur zaten. Evet ortada bir sevgi var. Ama bu sevgi karşıdaki kişi için değil, tamamen kendimiz içindir. Yani birini sevmiş olmamızın yegane sebebi kendimizi mutlu etmek içindir.
Birçok konuda kavram kargaşası yaşandığı için, sevgi konusunda da suçlanan “EGO’larımız” olur! Oysaki EGO’larımız yaşamsal gereksinimlerimiz, isteklerimiz, arzularımız gibi talepleri dürtüler ve harekete geçirir.
Biz insanları yanılgıya düşüren “EGO” ile “İD” arasındaki farkı ayırt edemeyişimizdir. “İD” diye bildiğimiz aslında “BEN” duygusudur!
Basit bir formülle açıklayacak olursak; İD, yani BEN= Teröristtir!
EGO= Düzeni sağlayan emniyet görevlisi
İD ya da diğer bir deyişle BEN; Her şey benim kontrolümde olsun, kimse benden fazla kazanmasın, kimse benden fazla yemesin, içmesin, Kimse benden fazla gezmesin, görmesin diye emreder! İD’in emirkâr talepleri, hazza ve doyuma ulaşmak için insanları ister istemez hata yapmaya zorlar!
Aşrı talepkar “İD” ileri gittiğinde EGO; İD’e, yani BEN’e dur der! İD’in her başkaldırısında, EGO copunu İD’in kafasına vurarak, “yaşamsal gereksinimlerin kadarıyla yetinmelisin. Kanaat etmelisin der!”
Ve böylece İD ile EGO’larımız arasında sürekli bir çatışma hali vardır.
EGO kelimesinin dilimize geçerken, yanlış tercümeden dolayı hep kötü çocuk, terörist diye algılanmıştır. Ve toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından bu şekilde kabullenmiştir.
İD’i, BEN’i diğer bir deyişle benmerkezciliği frenleyebilirsek, ne sevgide ne de hayatın diğer alanlarında mutsuzluktan söz etmemeyi ancak İD’lerimizi yani BEN’i eğiterek minimize ederiz.
Yukarıda İD ya da BEN; bir terörist gibi beynimizi ve yüreğimizi ateşleyerek talepte bulunurken, EGO’larımız birer polis gibi BEN duygusunu frenlemeye çalışır demiştik.
Maslovun ihtiyaçlar hiyarerşisini de düzenleyen özünde EGO’dur. Ve aşağıda numaralandırılmış olarak açıklaması yapılmıştır.
1- Kendini gerçekleştirme ve öz saygı;
( Özsaygı, kendini sevmeyle olur.)
2- Kabul görme ve sevgi;
(Kendisini seven kişi, giyim kuşamına dikkat eder. Kendisini seven kişi kişilerle iletişimde daha bir dikkatli olur.)
3- Güvenlik ve Emniyet;
( Karşıdakine kuşkulu yaklaşım tamamen güvenle ilgilidir. İnsan karşıdakini tanıyıncaya kadar kendisini güvende hissetmez. Bundandır ki bir asansöre bindiğimizde birbirini tanımayan insanlar nerdeyse asansör aynasının içine gömülür ya da tavandan uçup gidecek gibi olurlar! Bunun sebebi kendilerini emniyete almaktır.)
4- Fizyolojik ihtiyaçlar;
(Yeme, içme, barınma, cinsellik) gibi ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik eyleme geçmemizi, EGO’larımız söyler. Yol gösterir. Üstelik de yeterli miktarda, yaşamınızı idame ettireceğimiz kadarını almamızı telkin eder. Ama buna karşın İD ya da ben duygusu tabiri caizse hep bana hep bana diye yangından mal kaçırırcasına talepkâr olur!
Toparlayacak olursak Söze girişte, “SEVGİ’den” bahsetmiş ve eklemiştik; kişi önce kendisini sevmeli! Üstelik te illa ki, kendisi için sevmeli. EGO’nun gösterdiği kadar sevmeli. Ki, daha bir dikkatli olabilsin, kendisine özen itina gösterebilsin, giyim kuşam, davranış ve söylemlerine dikkat etsin ve kabul görsün!
Aksi halde benmerkezci bir duyguyla hareket etmiş olur ki, bunu da riyakârca sahtece, hırsızca bir terörist edasıyla yapar. Bu durumda ne kendisini, ne de karşıdakini mutlu edebilmesi mümkün değildir!
Bir örnekle pekiştirecek olursak; Kimse tarla mutlu olsun diye o tarlaya tohum ekmez!
Öz saygının bir gereği olarak, ya da, yaşamsal gereksinimlerinin temini için tarlaya tohum eker!
Bu durumda karşıdakine sevgimizi ifade etmemizin cümle kurmayla da ilintisi vardır!
Sevgiyi doğru bir şekilde ifade etmek;
Ben seni benim arkadaşım olduğun için seviyorum.
Ben seni benim sevgilim olduğun için seviyorum.
Ben seni benim nişanlım, eşim olduğun için seviyorum.
Ben seni benim annem, babam olduğun için seviyorum.
Ben seni benim evladım olduğun için seviyorum.
Çünkü benim bunlara ihtiyacım var.
Çünkü bunlar benim yaşamsal gereksinimimdir.
Çünkü ben biliyorum ki kabul görmek ve aynı oranda sevilmek için kabul görmem gerek.
Kabul görmediğim takdirde beni seven birilerinin olmayacağını da biliyorum ve bu bilinçle ben önce kendimin bir gerçek olduğunu kabul ediyor ve saygı duyuyorum.
Benim de kabul görmem için seni seviyor ve kabul ediyorum.
Seni kabul ettiğime göre güvendesin ve ben de kendimi güvende hissetmek istiyorum.
Fizyolojik gereksinimlerime gelince bulduğum kadarına tefekkür ediyor ve kendimi bu yönümle de çok seviyorum.
Efkan Ötgün
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.