PİER PAOLO PASOLİNİ SİNEMASI
05 Mart 1922 Pazar
02 Kasım 1975 Pazar
İtalyan yönetmen, yazar, şair, senarist. Faşizmin iktidarda olduğu bir dönemde dünyaya gelmesinin, yönetimin çarpıklıklarından rahatsız olmasında büyük etkisi vardır. Haksızlıkların, baskıların, faşizmin, emperyalist düzenin, içsel ve düşünsel yozlaşmanın karşısında olmuştur ve yapıtlarında bu karşıtlığı dile getirmiştir.
Komünist olması ve filmlerinin aykırı niteliği dolayısıyla yapıtları birçok kez resmi sansüre uğramış, kilisenin ve muhafazakâr çevrelerin büyük tepkisini almıştır. Hayatı boyunca insanlığa boyun eğdiren her türlü otoriteye karşı duran bir yönetmen, bir edebiyatçı ve bir felsefeci olmuştur.
Marquis de Sade’ın ünlü romanı Salo o le 120 giornate di sodoma’yı anti-faşizm ekseninde beyaz perdeye uyarlanmış, büyük tepkiler almış, ‘İğrenç ötesi’ bir film olarak adlandırılmıştır. İzleyicilerin büyük çoğunluğu filmi izledikleri için pişmanlık içine girmiştir. İzlemeyen kesimin de içinde dert olmuş bir film.
İzlenmeli, izlenmemeli bilemiyorum. Bir iğrençliği anlatırken iğrenç olmak bu yönetmene mahsus bir şey değildir öte yandan. ‘’Tam bir sanat filmi, gerçeği çok iyi anlatmış’’ da diyemiyorum açıkçası. Filmi on sekiz yaşının altındakiler ve hassas bünyeye sahip olanlar kesinlikle izlememeli.
Ünlü yönetmen; aşk yaşadığı erkek arkadaşı tarafından, Salo ya da Sodom’un 120 Günü, filminin çekimleri tamamlandıktan sonra sokak ortasında öldürülmüştür. Cinayetin siyasi olup olmadığı hala tartışılmaktadır.
Teta Velata adını verdiği metni:
‘’Belluna’daydık, üç yaşından biraz büyüktüm. Çocuklar bahçede oynarken en çok dikkatimi çeken bacaklarıydı, belirgin olduğu dizaltının iç kısımları. Bu tendonlar benim henüz ulaşamadığım hayatın sembolüydü. Koşan çocuk imajı benim için büyümüş olmayı simgeliyordu. Şimdi bunun tamamen cinsel bir duyu olduğunu düşünüyorum. Bu duyguyu tekrar hatırlayınca içimin mutluluk, keder ve arzunun şiddeti ile dolduğunu hissediyorum. Ulaşılmaz bir duyguydu bu o zamanlar, adı henüz konmamıştı. O zaman ona verdiğim isim ‘teta velata’ydı. Şiddetli bir oyunda gördüğüm bu eğilip bükülen bacaklar ‘teta velata’ydı, bir karıncalanma, bir baştan çıkış, bir aşağılanma.’’’
Diğer sinema filmlerinden birkaçı;
1001 Gece Masalları 1974, Komedi,
Kral Oidipus 1967, Dram,
Canterbury Öyküleri 1972, Komedi
Şahinler ve Serçeler 1966, Komedi,
Dekameron, 1971, Komedi, Dram
YORUMLAR
"Pasolini tanıdıkları aracılığıyla bir yerlere gelmektense kendi işini kendi bulmaya karar verdi ve Cinecitta'nın en alt basamaklarında senaryo editörü olarak çalışmaya başladı, bu arada kitaplarını çeşitli yayınevlerine yolluyordu.
Pasolini'nin sahip olduğu yoğun Friuli miti yavaş yavaş yerini Roma varoşlarının düzensiz çehresine bıraktı, artık onun hayatı buydu. Sancılı bir doğum gibi bu kez de Roma lümpen proletarya miti ortaya çıkıverdi.
Bu ilk iki-üç yılda tadı bambaşka bir dünyaya alıştım. Ağır sorumluluklarla vücudumu terbiye ettim. Tamamen duygulardan arınmış, vücuden güçlü olmam gereken bir dönemdi. Bir zamanlar duygusuz bulduğum için nefret ettiğim şarkılar gibi. Tamamen mekanik, Hristiyanlığın acıma ve yardım etme özelliklerinden arınmış, bencilliğin vuku bulduğu bir form. Kuzeyde, manevi değerlerin yerini sertlik, utanç, saygı, öfke gibi değerler aldı, içinizdeki sevgiden uzaklaşmak mümkündü. İnsan ilişkilerindeki dengeyi, etki-tepki kanunları almıştı. Tamamen irrasyonel, tutkularla yönlendirilmiş bu insanların yanında geçer akçe sadece fiziki güç ve sosyal statüydü.
Pasolini, Anna Banti ve Roberto Longhi'nin 'Paragone' dergisi için İtalyan diyalektleriyle yazılmış şiir antolojileri hazırlıyordu ve ilk romanı 'Raggazi di vita'nın ilk bölümü de yine bu dergide yayımlandı. İtalyan radyosundan Angioletti, onu edebiyat programları yapmak için davet etti. En zor Roma yılları artık yavaş yavaş geride kalıyordu.
1954'te Roma'nın burjuva mahallelerinden Monteverde Vecchio'ya taşındı ve en önemli diyalekt şiir seçkisi 'La meglio gioventu'yu yayımladı.
1955 yılında ilk romanı 'Raggazi di vita' nihayet yayımlandı. Okuyucular ve eleştirmenler kitabı çok beğendi, ancak resmi edebiyat çevrelerinin yaklaşımı olumsuzdu. Kitabı bayağı bir zevkin ürünü, muzır ve adice diyerek yorumladılar. İçişleri Bakanlığı hem yazar hem yayımcı hakkında dava açtı, kitap toplatıldı. Ancak mahkeme kitabı beraat ettirdi ve suça teşvik eden bir unsur bulunmadığını açıkladı. Kitap raflardaki yerini tekrar aldı.
Yine aynı dönemde, Pasolini pek çok iftiraya maruz kaldı ve ucuz gazetelerin üçüncü sayfalarının gözdesi oldu. Hakkında uydurulan suçlar, hırsızlığa yardım ve yataklık, silahlı soygun gibi çok çeşitliydi.
1957 yılında, Fellini'nin La notti di cabiria (Kabirya geceleri) filminin diyalekt kullanılan bölümlerini yazdı. Filmin jeneriğinde ismi, Bolognini, Rosi, Vaccini ve Lizzani ile birlikte senarist olarak yer aldı. 1960 yılında Il gobbo filminde aktör olarak ilk rolünü oynadı.
Ölümü: 1975'te sahilde ideolojik ve dini görüşleri nedeniyle feci halde dövüldükten sonra kafasının üzerinden arabayla geçilen cesedi bulundu"
"PİER PAOLO PASOLİNİ SİNEMASI" ....
her hayat üzerinde düşünülesi ders alınası bir film....
ölümü de dini ve ideolojik görüşleri yüzünden olduğu anlaşılıyor.. ve yukardaki gibi farklı açıklamalar da nefreti ettirme gerçeği örtbas etme yöntemi olmalı...:)
düşündüren irdeleme paylaşım için tebrikler iyi ki varsınız değerli yazar Cumali dost..:)
sevgi saygı selamlarımla..
ccelayir
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
söylentiler çok..:)
görüşleri dini ve ideolojik görüşleri yüzünden...
http://tr.wikipedia.org/wiki/Pier_Paolo_Pasolini