- 2753 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN NEDEN SESSİZCE GİDER ..!!!!!???
26.07.12/Kayseri Saat:20:54
KADIN NEDEN SESSİZCE GİDER…..!!!!!???
Kadın ;hayatını belkide hiç tanımadığı adama adarken ,kayıtsız şartsız sevmeye,ona sadık kalmaya,iyiye güzele dair ne varsa hayatta onunla paylaşmaya kendini koşullandırır..Evliliklerde ilişkiler ne kadar yıpransa da toplumun kendisine biçmiş olduğu eş rolünü ,ailesinden almış olduğu terbiye ve kültürle birleştirir ve elinden ne geliyorsa hayatı paylaşma adına onu yapar…Günlük telaşlar içinde eşinden beklentilerini ve o gün olup biteni, akşam olunca eve gelen kocasına anlatmaya çalışır..Ancak sorduğu sorular yanıtsız kalır..Yemekten sonraya ertelenen yanıtlar,daha sonra maçtan sonra ,ondan sonra yarın görüşürüzle geçiştirilir..Paylaşılmayan sorunlar,yanıtlanmayan sorular hep içinde kalır kadının,birikir durur yüreğinde…Bir türlü kendini dinletemez eşine..Yıllarca devam eden bu sorun karşısında kadın hep,kocasıyla kavgalarını,vıdı vıdısıyla,dırdırıyla ilişkilerini kurtarma ümidiyle yapar..Kadının bu tutumu kocası tarafından her ne kadar dırdırcı olarak algılansa da, onun ümidi kesilmemiştir evliliklerinden..Kadın onun çırpınışındadır..Kendisini dinleterek ilişkilerini hep kurtarmak adına yapar bu kavgalarını…Ama artık öyle bir noktaya gelir ki,başkalarını gayet güzel dinleyen ,her şeye fırsat bulan eşin,bu davranışı karşısında onuru incinen kadın,daha fazla rencide olmak istemez,bundan sonra hep susar…Artık evde dırdır yok,kavga yoktur…İçine kapanmıştır kadın…Suskunlaşan kadının artık yapacak tek bir şeyi kalmıştır.. Sessizce arkasını dönüp gitmek…!!!Artık herşey bitmiştir..Uğruna kavga verilecek bir evlilik ve ilişki kalmamıştır…Şimdi sessizce çekip gitme zamanıdır der ve gider…
Erkekler,kadının neden sustuğunu ve sessizce çekip gittini bir türlü anlamazlar….Anlamak istemezler…Bundan sonra evlerinde ne kavga ,ne de dırdır eden biri kalmıştır…Sadece sesizliğin haykırdığı ,yalnızlığın duvarlara çarptığı hıçkırıklardan başka…Şimdi artık çok geç kalınmıştır her şey için…!!!!Geride kalan sadece ,gidenin arkasında bıraktığı derin sessizlikten başka…
Gönül Beyan
Emekli Öğretmen
YORUMLAR
Şiirden olmalı kadın!...
Şiirden kadın!...
Kadın şiir gibi doğmalı...
Hissetmeli şiiri kadın!...
Kalemden olmalı adam!...
Kalemden adam!...
Adam,kalem gibi doğmalı...
Şiiri değil,kadını hissetmeli...
Midas...
gonulbeyan
çok teşekkür ederim,yorum ve şiir için..çok anlamlı idi..
Hep merak etmişimdir; kalacak yeri olmasına rağmen erkek gitmez de, kalacak yeri olmamasına rağmen neden hep kadın gider?
gonulbeyan
öncelikle sorunuz için teşekkürler..
neden hep kadın gider..?
çünkü;artık sabrı taşmış,çektikleri,yaşadıkları onu ,o kararı vermeye zorlamıştır..
selamlar
gönül
Hocam, mükemmel anlatmışsınız. Elinize sağlık!
Ne yazık ki bu sorun, günümüz evliliklerinde sıkça rastlanılan bir durumdur. Nedendir bilinmez, eşler birbirlerine vakit ayıramaz duruma gelmişlerdir. Hayatın ağır yükü, ekonomik nedenler, sorumluluklar, beklentiler ve en önemlisi mümkün olduğunca hayatı biraz yüksek refah seviyesinde idame ettirebilme çabası insanları sürekli hırs ve arayışa kanalize etmiştir. Dolayısıyla bireyler, ne kendilerine ne de en yakınındakilere yeterince zaman ayıramamaktadır. Ne ilginçtir ki, karşısındakine yeterince zaman ayıramayanlar da bir o kadar şikayet eder olmuştur. :)
Bundan dolayıdır ki, binbir hayallerle ve umutlarla kurulan evlilikler zaman içersinde ne yazık ki bu kısır döngü içinde bir şekilde nasibini alıyor. Birtakım şeylerden fedakarlık yapıp, eşiyle iletişim kurabilen, dinleyen, ilgilenen, paylaşan veya az da olsa ortak hayata renk katabilen, bu süreci başarıyla devam ettirebiliyor. Ama bunu yapamayanlar sizin deyiminizle ya sesizce çekip gidiyor; ya da, mevcut hali kabullenip herşeye razı oluyorlar.
Bence her iki durum da kötü! Evlilikler; sevgi, saygı, özveri ve cinsellik üzerine kuruludur. Bu ayaklardan birinin kırık olması veya olmaması, o evlilik için sıkıntıdır. Çiftlerin bunu akıllarında çıkarmamaları gerekir diye düşünüyorum.
gonulbeyan
ama duygu o ayağın en önemli parçası olmalıdır ve erkekler kadın ruhuna hitab etmeliler bence..
selamlar
Kadınlarımızın hayat hikayelerinin ana fikirleri anlatan çok güzel bir yazıydı Sn. Öğretmenim.
İnanın diyecek söz bulamıyorum desem yeridir. Çünkü öylesine doğru ki yazdıklarınız, ailesi için kendisini yıpratan kadın, yeri gelip iki söz söyleyecek olsa; ya haksız olur, ya dinlenmez...
Aslına bakarsak ben derim ki, bunun tek sebebi: Eşlerin aile farklılıkları.
Peki burada yapılacak ne var?
Madem ki bir yuva kurulmuş, aileyi de yeniden kurmak. Eşlerin ailesinin kültürünü yeni yuvaya çok yansıtmamak. O zaman yeni kurulan yuvanın günahından, sevabından, siz sorumlu olursunuz...
Eşler birbirini dinler veya dinlemezse, maçı veya dizileri beraber izlemezse suçlu kendileri..
Sorunları birlikte çözmezlerse suçlu her ikisi...
Kadın çekip giderse, sadece erkek suçlu değildir... Kadın da kendisinde eksiklik aramalıdır.
Saygılarımla.
gonulbeyan
tabi ki,tek taraflı değildirhatalar..
ama geçmişten günümüze kadınlar bu hayatın en ağır yükünü taşıyorlar..
o nedenle erkeklerin daha müşfik ,hoşgörülü ve anlayışlı olmaları gerekir..
selamlar
gönül
Evvela saygılarımı sunarım hocam,
toplumumuzun en önemli ve en derin sorunu bu sanırım.
Herkese,her şeye vakit ayırmakta o kadar cömert davranıyoruz,fakat hayatımızda ki en değerli insana ayıracak vakit bulamıyoruz.
Kadın evdir,eştir,sırdaştır,arkadaştır ve en önemlisi ise ailedir,
Hayattaki hiçbir sorunumuz yada engelimiz bizi kadınımızdan uzaklaştırmamalı.
Sağlam toplum için sağlam aile bağları şarttır.
gonulbeyan
o kadar güzel bir yorum ve tesbit yaptınız ki,size teşekkür ederim..
eminim siz bu duygularla eşinizi çok mutlu edersiniz..
kadınlarla ilgili duygu ve düşünceleriniz,bir anne ve bir eğitimci olarak beni çok duygulandırdı,yolunuz ve şansınız açık olsun diyorum...
gönül
emekli öğretmen