ROMANDA ÜSTKURMACA
Klasik anlamada üstkurmaca, postmodern öncesi kurmaca türlerine atıfta bulunan kurmaca türüdür, demek hata olmaz. Gerçek ile kurgu arasındaki ilişkiyi sorgulayan, sorun kabul eden; böylece gerçek ile kurgu arasında yeni bir ‘kurgu’ yaratan tür olarak da kabul edebiliriz. Üst kurmaca romanın yazılış serüvenini de romana dâhil eder çoğu zaman. Kurgu ürünü olan roman kahramanı klasik anlamda kendisinden beklenmeyen sorgulamaların içine girebilir. Gerçeklikle ilgili çeşitli söylemler ortaya atar, yazar ile tartışmaya girebilir. Her durumda yazarın –anlatıcının- zihninin dışında var olma gibi bir hakkı -olanağı- yoktur. Bu anlamda tüm bu sorgulamaların trajikomik olduğunu söyleyebiliriz. Örnek: Kapı vurulduktan beş on saniye sonra, tahta kapı, "Cumali geldi," monotonluğuyla açıldı.
"Bu arkadaş kim?"
"Roman kahramanı…" dedikten sonra bana tuhaf bir olayın içindeymiş gibi baktı Cumali. "Ali hadi gir içeri."
"Hoş geldin roman kahramanı."
"Hoş bulduk hanımefendi."
İçeri girdik. Bayan mutfağa gitti. Biz; rutubet ve yumoş kokan eşyaların olduğu, kutu gibi bir odaya geçtik. Pencerenin dibindeki bilgisayarın köşesinde ufak bir kafesin içinde tuhaf bir kuş duruyordu. Kuşa pürdikkat bakınca korkumdan yutkunmaya başladım. Telâşla, "Bayan arkadaş kim?" diye sordum. Cumali kanepeye yayılırken bana yer gösterdi -kahverengi koltuk- ve ağır çekimle, "Bayan ’roman kahramanı’ oluyor. ’İnsanlar da Ölür’ romanı için tuttum. Hem ilham hem de yemek veriyor bana. Şimdi sen de her şeyi, her şeyiii anlat. Anlatamam mı diyorsun?.. Firdevs gel Ali’ye roman kahramanı olmanın avantajlarını anlat!" Roman kahramanı Firdevs’in cevap vermesini bekliyormuş gibi baktı kapıya doğru. Ama mutfaktan tabak çanak seslerinden başka bir ses gelmedi. "Firdevs hani sen, köşedeki mağazanın sahibine o acıklı hikâyeni anlatmıştın… O da Musan’ın hatırına aldığın ayakkabıya kredi kartına on iki taksit yapmıştı… Hadi anlat Ali ."
Burada araya ben, gireyim. Ben, ne Cumali ne de Ali’yim. Ben Firdevs de değilim. Ben makaleyi yazan Cumali Celayir’im. Her ne kadar Cin Ali romanının kahramanı Ali gerçek görünse de size gerçek biri değil. İnsanlar da Ölür, romanının kahramanı Firdevs de gerçek değil. Bu romanların yazarı Cumali Celayir gerçek olandır ama bu üstkurmaca da geçen Cumali Celayir de tamamen gerçek değildir. Üstkurmacaya kendini dâhil eden yazar da bir anlam da gerçek hayattan kopmuş demektir. Ama tamamen kopuk değildir. Okuyucunun kafasındaki Ali’ye, Firdevs’e sansür yapmıştır, ‘kurmaca’ gerçeklikleriyle dalga geçmiş, okuyucunun hayaliyle kafa bulmuştur.
Bence yazar, yokluklarda okuyucuyu kaybetmek istemiş, hayatın, gerçekliğin gerçekliğiyle de dalga geçmiştir. Yaşadığımız bu hayatta neyin gerçek olduğunu neyin kurgu olduğunu hiçbir zaman anlayamayacağımızı anlatmak istemiştir yazar.
İleride üstkurmacanın bir örneği olan eseri -Cin Ali- okuduğunuzda göreceksiniz hayatın boşlukta sallanan gerçekliğini. Romandan parçalar okuyan okuyucunun romana dâhil edilmesiyle zihnimizdeki klasik roman anlayışının tamamen dışına çıkılmış olduğunu müşahede edeceksiniz. Romanın ana konu dışında kalan mevzuların sürekli değiştiğini görecek, yeni çıkan baskısında değişen kurgunun hayatın bir parçası olduğunu kabul edecek ve söveceksiniz yazara, kahraman, hayata… Ali sürekli ölüp ölüp dirilecek Ayşe için…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.