İSTANBUL’UN ÜNLÜ SEBZE VE MEYVELERİ
İSTANBUL’UN ÜNLÜ SEBZE VE MEYVELERİ
Sevgili okurlar, İstanbul’da son yarım yüzyıl içinde, oldukça önemli değişiklikler olduğunu hepimiz biliriz. Mahalle hayatımız, aile içinde ve dışındaki ilişkilerimiz, ekonomik ölçülerimiz, hatta görüş, düşünüş ve davranış tarzlarımız yepyeni bir kimliğe büründü. Bunların içerisinde tarihe karışıp bir anı olarak kalanlar için, “Pekiyi oldu” denilebilecek olanlar da vardır; bir göğüs geçirip, “ Yazık oldu, İstanbul’un şu özelliği yaşatılmalı, kaybolmamalıydı”diye sızlanmayı gerektirebilecekler de vardır.
Biz bunların üzerinde durup çeşitli yorumlar yapacak değiliz. Sadece eski İstanbul’un, örneğin mahalle isim ve kavgalarını, şehir sebzesi, meyve ve spesiyaliteleriyle ün yapmış, İstanbul ve civar semtlerini, parçalarını, renkli ve canlı bir film gibi izlettirmeye gayret edeceğiz.
Bu yazımızda sizlere nefis sebze ve meyvelerinin lezzeti ile ün salmış, İstanbul eski semtlerinden söz edeceğiz. Bunlardan bir kısmı, bu gün bile anılmakta iseler de, birçokları yerlerini apartmanlara, çarşılara ve parklara, otoparklara (Çengelköy’ün ünlü Pandonun Bostanı gibi) , meydanlara terk ederek tarihe karışmışlardır. Yeni Cumhuriyet devri İstanbullusu, sebze ve meyve alırken lezzeti ve nefis kokularıyla dillerde dolaşan böyle semtlere ürünlerinin okkasına, seve seve beş on kuruş fazla verir, bu tür ürünleri elde etmeye özellikle özen gösterirlerdi. Efendim, dikkat ettiyseniz, hormon konusuna girmiyoruz bile, çünkü olmayan şeyin konusu da olmaz, değil mi?
Efendim, bu ünleri semtlerinin dışına yayılmış ürünlerden, bu gün anımsayabildiklerimizi, yetiştikleri semtleri de belirterek, saymaya çalışalım: 1- Gümüşsuyu’nun baklası, 2- Bayrampaşa’nın enginarı, 3- Yedikule’nin Yağlı, göbekli marulu, 4- Langa’nın hıyarı, 6- Çengelköy (bademi) Salatalığı, 5- Kartal’ın pırasası, 6- Çengelköy’ün badem gibi salatalığı ve ayvası ile kayısısı, 7- Kemer’in patlıcanı, 8- Arnavutköy’ün çileği, 9- Kavak’ın inciri, 10- Sultan selim’in dev beyaz inciri, 11- Dereseki’in (Beykoz) fasulyesi, 13- Vaniköy’ün vişnesi, Akhafız can eriği, 14- Beykoz’un cevizi...
Bu arada, komşu ve ufakça kasabalarda, şehirlerde yetiştikleri halde, zevk sahibi İstanbullularca pek aranan sebze ve meyveler de yok değildi. Örneğin: 1- Tekirdağ karpuzu, 2- Bursa kestanesi, kestane şekeri, şeftalisi ve bostan patlıcanı, 3- Kırkağaç’ın ağızda eriyen bal tadındaki kavunu, 4- İzmir’in çekirdeksiz sultani üzümü, 5- Yarımca ve civarının pembe ve sarı kirazları ve vişneleri, 6- Çubuklu engürü bağı armudu ve balı, 7- Şamfıstığı adı altında anılan Antep fıstığı, 8- Şimdilerde yerlerinde açık hava tiyatrosu, Lütfü Kırdar spor sarayı yükselen Ayazpaşa bostanlarının ünlü beyaz, kara ve ekşi dutlarını da unutmayalım. Hele o iri taneli ekşi karalar bir Cennet meyvesi lezzetin de idiler; ağzı boyardı ama bir ham karadut çiğnendi mi, boyayı temizlerdi. Özellikle karadut şurubu hem pek nefis, hem de zayıf bünyelere yararlı, şifalı bir şerbetti. Ancak, yılladır o da ortalıklarda görülmüyor.
Sevgili okur, ağzının tadını bilen zevk ehli eski İstanbullular, bu nefis sebzeleri, meyveleri seyyar satıcılardan, sürekli alış veriş ettikleri manavlarından temin etmeye, titizlikle dikkat ederlerdi. Efendim bu arada kaynak sularının lezzeti ve şifasıyla şöhret kazanmış semtlerimizi de unutmayalım: Sarıyer’in Çırçır, Hünkar, Fındık, Kestane; Beykoz’un Sırmakeş ve Abdülhamid’in bile devamlı olarak içtiği Karakulak, Taşdelen, ve Çubuklu, Kanlıca’nın Göztepe suları, Yakacık’ın Ayazma Kol’u, Vezirleşmesi, Hacıkahya, Çalkantı suları, Soğanlık’taki böbrekteki taşları düşüren meşhur Çarşı suyu, Emirgan’daki Kanlı – kavak suyu başta gelen Allah vergisi nimetlerdi…
Efendim, Allah vergisi bu nimetlerin çoğu günümüzde de yerlerinde duruyorlar ama, ne yazık ki, birbirimizi aldatmayı o kadar marifet sayar olduk ki, bu lezzetli ve şifalı memba suları yerine, kanser riski yüksek, plastikten yapılmış, ne üdüğü belirsiz bol isimli suları içer olduk.
Sevgili okurlar, 2014 yılının ülkemize ve sizlere hayırlı ve uğurlu olmasın dileriz… Sağlıcakla kalınız...
Hüseyin A. Tuna
T U N A C A N
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.