- 393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gülmedi Yüzü
GÜLMEDİ YÜZÜ
Bir bozlak. Çekiç Ali’nin yorumuyla. İnsanı alıp götürüyor bir yerlere. Dilhun oluyorsunuz. Giryan...Üryan büryan... Darmadağın oluyorsunuz. Bozlağa bir göz atalım hele:
“Geleli gülmedim ben bu cihana
Bu dünya başıma dardır yareden
Giriftar olmuşum bunca isyana
Çektiğim ah ile zardır yareden
Ben miyim dünyada bir bahtı kara
Tabipler derdime bulmadı çare
Muhtaç etme beni bir zalim kula
Kula muhtaç olmak zordur yareden
.
Tabiplere derman verdin dem verdin
Saadet istedim bana gam verdin
Ömrümün bağında bir de sam verdin
Açılmış güllerim hardır yareden
.
Ararım derdime bir çare yoktur
Anladım evvelden böyledir takdir
Ele düğün bayram, bana mı kahır
Ne çekilmez kahrın vardır yareden”
.
İlk dörtlüğü alayım dedim. Baktım olmadı. Kıyamadım. Tamamını aktardım. “Niye ki?” diyorsunuz? Şundan ki Meryem Öner’i anlatacağım. Miyrem bacının çileli ömrünün bir hülasası bu bozlak.
Meryem Öner. Bizim Miyrem bacımız. Ömrünün baharında eşini bir kaza sonucu kaybetti. “At yıkılır,adam ölür.” derler. Miyrem bacının eşi Ümmet (Himmet) emmi at arabasından düştü. Başı yerdeki taşa gelmiş. Öldü. Geride bağrı başlı,gözü yaşlı bir eş, altı evlat kaldı. Yedincisi de yoldaydı. Çünkü Miyrem bacı hamileydi eşi öldüğünde. “Üzeri yüklü, iki canlı,doğurucu” derler Oğulcuk’ta hamileye.
Yıl 1961. Şeker pınarı yapılıyor. Ümmet emmi at arabasına çayır yüklemiş. Biniyor arabaya. Oturuyor otların üstüne. Kolsuzdaki çoban çeşmesine götürecek. Bayır aşağı inerken kayıyor otların üstünden. Başı taşa gelip anında ruhunu teslim ediyor.
Destan yazdı kayınbabam Şevki Şahin. Firaklı bir destan. Bu destanı yazmak isterdim. Bulamadım ne yazık ki...
Ümmet emmi öldü. Miyrem bacı kaldı, altı çocukla. Yedincisi de karnında. Zamanı geldi doğurdu. Bir oğlan. Adını Himmet koydu.
Belirli bir geliri yok. Tarla tapan hak getire. Miyrem bacı çocuklarını ele güne muhtaç etmemek için çok didindi. Saçını süpürge etti. Çocuklar büyüdü. Ev bark sahibi oldu. Birer birer yuvadan uçurdu yavrularını. Kaldı tek başına Oğulcuk’ta. Küçük kızı Fadime baktı. Diğerleri bigane kaldılar. Son yıllarda unutkanlık hastalığına tutuldu. Nereye gittiğini,ne yiyip içtiğini bilemedi. Kayseri’ye Huzurevi’ne verdiler. Huzurevi’nde kendisini ziyarete gelenleri tanımadı. Eşi Ümmet emmiden tam 52 yıl sonra dünya değiştirdi.
Miyrem bacı seksen küsür yıllık ömrünü çileyle,kahırla geçirdi. Gün yüzü görmedi. Yüzü gülmedi. Ecel aldı,yer gizledi Miyrem bacıyı. Ahireti mamur olur inşallah!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.