- 670 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAPİSTE YATACAK OLANA ÖĞÜTLER
Hala tutuklu Tuncay Özkan’ın Silivri imalathanesinden çıkan bir mapus mücadelesi kitabıdır. Kitabın fiziki özelliklerine geçmeden burada hemen bir şey söylemek isterim. Bu kitap aslında bir nevi Türkiye’deki hapishanelerin de aynası niteliğindedir. Yani kitabı okurken vay be neler yaşamış, yaşıyor diye kendi kendinize iç geçirirken aslında hapishanelerin yaşam standartlarının çok altında kaldığını ve ıslah olmak için girilen yerde içinizden içinizden çürüye bilineceğinin kanıtı niteliğindedir bu kitap…
Bu kitap, çağın gerisinde kalmış hapishanelerde insanların elle kitap yazmaya çalışmasının mücadelesidir.
Bu kitap esaret günlerinin büyük fotoğrafı niteliğindedir.
Bu kitap günlerin adının Pazartesi, Salı değil de çamaşır, ütü, spor, çöp günü olarak değiştirildiğinin realitesidir. O yüzden okurken sadece bir kişiye has bir hapis yaşantısı okuduğunuzu düşünmeyin.
Gelelim fiziki özelliklerine, 13,5*25cm ebatlarında ciltsiz, 147 sayfadır. Cumhuriyet Kitapları’ndan 2011 yılında, anı dalında yayımlanmıştır. Önsözü olmayan, içindekileri olan ve sayfalarını çevirdikçe özgürlüğün kıymetini bir kez daha size hatırlatacak sade ve hasret kokan bir üslupla yazılmıştır. Kitapta yer yer Tuncay Özkan’ın fotoğraflarına yer verilmiş ve fotoğraflar onlarca sayfanın özeti niteliğinde… Yazar, kitabı bölüm bölüm ayırmış. Yani çöp, yemek dönüştürme, spor zamanı, volta gibi… Sanırım bu da okuma bittikten sonra dönüp şu nasılmış dediğinizde o bölümü elinizle koymuş gibi bulmanıza büyük bir kolaylık sağlıyor.
Kitap olarak güzel ancak yaşanılan realite bazında bakıldığında içinizi acıtan bir kitap… Yalnızlığın en koyu hali, hasretin en saf hali…
Ve arka kapak; Nazım Hikmet’in soluğuyla son buluyor.
“ Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele “
YORUMLAR
Paylaşımınız çok değerli. Hapiste yatmış birisi olarak güzel bir eser olduğuna inanıyorum Okuyacağım...
Saygılar.