- 440 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dur Bi Öpüyüm
DUR Bİ ÖPÜYÜM
Asıl adı Ayşe’dir ebemizin. Köyde “Sarığız (Sarı Kız)” derler ona. Bu birleşikte “kız”ın k’si öylesine yumuşamış ki yumuşak g bile erimiş akmış. Son heceyi biraz da uzatırsanız özgün söyleyişi yakalarsınız efendim.
Ha bir de “Garığız (Kara Kız)” var. Garığız’la emmi kızı Ayşe. Garığız’ın adı da Fadime. Oğulcuk’ta Sarığız’la Garığız çok namlı. Adı dillerde söylenir çiftelerin.
Sarığız’ı evlilik çağına gelince emmisinin oğlu Ahmet’e nişanladılar. Evlilik çağı deyince de yaş ya on dört,ya on beş. Daha çocuk sayılır,ama o yıllarda bu yaşlar geçti mi bir kız evde kalmış muamelesi görür. Boşuna demiyor Karacaoğlan’ımız yaş destanında: “On beşinde güzelliğin çağıdır” diye.
Nişanladılar da, emmioğlu Ahmet bu işe pek sıcak bakmıyor. Haline bırakmıyorlar ki garibimin. Büyükler: “Bu iş olacak.” demiş bir kere. Sarığız “Kaderimse çekerim.” teslimiyetinde. Zaten ona pek bir şey soran da yok...
Bir gün gelin kız gelmiş emmisigile. Ahırı temizlemiş. Toplamış. Hayvanların yem artığını,pisliğini doldurmuş gözere. Götürüp bokluğa dökecek. Çünkü baharın burada toplanan saman artıklarından,hayvanların altına serilen kuruluktan ve ineğin, dananın dışkısından tezek yapılacak. Buna “Bok çıkarmak” derlerdi. Şöyle olurdu bok çıkarmak: Boklukta biriken yem artıkları,döküntü saman,kuruluk ve hayvan dışkıları biraz ıslatılırdı. Bu karışım kalbur,çinağar kasnağına doldurulup çığnanırdı. Sonra hızla yere vurulup çıkarılırdı kasnak. Otomobil tekeri büyüklüğünde tezekler oluşurdu. Uygun yerde serilip kurutulurdu . Daha sonra toplanıp istif edilirdi. Niçin? Yakmak için...Kokar yakıttır yahu!
Ne diyorduk? Ahmet pek gönüllü değil. Sarığız, ahırı temizliyor. Gelin adayı ya, göze girecek. Nişanlısı Ahmet diyor ki Sarığız’a:
“Boşuna ahırı temizliyon Sarığız. Ben seni istemiyom.”
Sarığız elindeki hayvan dışkısı dolu gözeri kaldırıp atıyor:
“Vov!.. Sen istemiyosan Hacefendi’nin oğlu bokumu gapıyo. Şunun şişginliğine bak.”
Öylece bırakıp geliyor evlerine. Adını aldığım Mustafa dedeye haber salıyor: “Beni gaçırsın.” diye.
Dedem seviyor Sarığız’ı. Canına minnet! Hazırlanıyor. Yatsıdan sonra kaçacaklar. Mustafa, küçük bacısı Emine ameyi uyutup çıkacak. Emine daha küçük. Her akşam abisi yatırıyor yatağına. Anaları yok, ne yapsın?
Yatsı geçiyor. Sarığız ebe geliyor kavil yerine. Mustafa çıkamıyor. Emine uyumadı daha. Zor kötek uyutuyor da geliyor Sarığız’ın yanına. Düşüyorlar yola. El ele tutuşmuş, gidiyorlar. Mustafa dayanamıyor:
“Ayşe! Dur bi öpüyüm.”
Hani türküdür söylenir:
“Koprüden geçdi gelin
Elinde teşti gelin
Eğil bir yol öpüyüm de
Gençliğim geçti gelin”
Mustafa dedem, benim can dedem o sıralar delikanlı. O kadar beklemiş vuslatı. Bir süre daha bekleyecek takati kalmamış. O sebepten bir öpüş istiyor yol arkadaşından.
Sarığız ebemiz çıkışıyor dedeme:
“Allah canını almasın. Ölmedin ya...Dur hele!”
Anam bir anlatırdı ki... Bir yandan da gülerdi. Biz de can kulağıyla dinlerdik.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.