SORUN YARATAN ADAM (THE BOTHERSOME MAN, 2006)
(Den Brysomme Mannen)
Zaman zaman deriz ya; ‘Ne berbat bir dünyada yaşıyoruz!’ Tanıtacağım filmin kahramanı işte tam olarak bu haykırışımıza cevap veriyor. 21.YY’da isteklerimiz sınırsız, devletin ve toplumun bize sundukları sınırlı. Sınırsız arzularımıza karşı, 21.YY bize neler verebilir maksimum? Verdikleri ile mutlu olabilir miyiz gerçekten? Kahramanımız Andreas kendini fantastik bir şehirde buluyor bir gün. Olay şöyle: Andreas, başarısız bir intihar girişimi sonrasında nereye gittiğini bilmediği tuhaf bir yere düşer ve şehre indiğinde her şeyi hazırdır; evi, işi bir süre sonra da olmazsa olmaz bir kız arkadaşı... Ama mutlu değildir, insanlar iyi kötü tüm duygulardan yoksun gibidirler ve bir ses, seda yaşama belirtisi dahi yoktur. Bu yüzden bir süre sonra uyumsuz adamın kim olduğunu sormanız gayet olası ve doğal.…
Açılış sahnesinde sabit bir noktaya odaklanmış bir çiftin öpüşme sahnesini izleriz. Ve aslında bu kadraj “mekanikleşmenin” anlatısı olarak özet bir sahnedir.
Hiçbir filmde bu kadar metafor, bu kadar ironi, bu kadar imge, bu kadar sembolizm göremezsiniz. Her bir sahnesinde bir konu hakkında bir göndermesi vardır. Bazen acıyla tebessüm edeceksiniz, bazen keyifleneceksiniz. Bazen ise modernleşme sürecindeki dünyanın içindeki bir birey olarak mekanikleşmiş ve makineleşmiş olan hayatınızı sorgulayacaksınız. Pet bardaklarda içtiğiniz ‘sallama çay’ zevkinizi sorgulayacak, işyerinde dökme çay ile çay demleyeceksiniz filmi izledikten sonra. Minimalist tarzda döşediğiniz evinizi veya iş yerinizi çekici bulmayacaksınız artık. Belki de ‘kendini aşmış Batı toplumu’na, özenmeyeceksiniz. İskandinav hayalleriniz suya düşecek. ‘Demek ki Norveç’te insanlar o kadar da mutlu değil!’ diyecek, değişmeyen Anadolu değerleri gözünüzde canlanacak. Bu toprakları daha çok seveceksiniz. Her şeyi ile; trafiğiyle, zaman zaman su altında kalan düzensiz caddeleriyle, seyyar satıcısıyla, korna sesleriyle, kirli havasıyla…
‘Den brysomme mannen’ Avrupa sinemasının zirve noktasıdır, tek dişi kalmış medeniyetin sinema dilinde haykırmasıdır. Anreas gibi intihar eden insanları (intihar etmeyi bile beceremeyen) neyin beklediğini de çarpıcı şekilde ortaya koymaktadır. İntiharın sonu cehennemdir, orada sonsuza kadar ama tek düze , tatsız tuzsuz ve kokusuz bir yaşam olacak. Bu tekdüzeliği azaltacak bir şeyler olmalı… Ufak bir sızıntıdan (rahimden) cennetten gelen kokular bazı sakinlerimizin huzurunu kaçırır. Hayır, Andreas hem cennette, hem cehennemdedir. Her şekilde bir sıkıntı kaynağıdır. Bu yeni dünyada intihar diye bir şey de yoktur artık. Bir trenin altına atlaman sadece daha çok acı çekmene sebep olacak, ölmene değil. Hiçbir şeyin tadı da yoktur. Hamburgerin, ‘sıcak çukulata’nın, biranın, sütün, bir bakışın, aşkın… Her şey maddi refahla eş değerdir. ‘Sen iyisin’, ‘Ama başkası ile de çıkıyorsun’, ‘O da iyi!’, ‘Ama birini tercih etmelisin!’, ‘Seninle banyosunda büyük bir küveti olan bir eve taşınabiliriz!’…
Türkçeye ‘Baş Belası Olan Adam’ diye çevrilen filmi, ben ‘Sorun Yaratan Adam’ diye aktarmakta yarar görüyorum. Bu isim daha uygun filmin ruhuna. Filmin Türkçe dublajı var mı bilmiyorum, sanırım yok. Olsa dahi orijinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak izlemenizi tavsiye ediyorum. Aşırı hassas bünyelerin kaldıramayacağı bir iki sahnenin de olduğunu belirtmek isterim. Tür olarak komedi-dram-fantastik grubuna giriyor, demek hata olmaz sanırım. Gelelim yönetmene ve oyuncalara: Jens Lien, 1967 doğumlu olup yönettiği film sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bir diğer filmi olan Norveç’in Evlatları (2011, Sons of Norway), punk yaşamını anlatan sıradan bir film. Trond Fausa Aurvaag ,‘Sorun Yaratan Adam’daki Andreas’ı canlandıran oyuncu. Mükemmel oyunculuğu ile dikkat çekiyor. Eğer yukarıda anlattığım filmi beğenirseniz, yönetmenin değil de bu oyuncunun diğer filmini izleyin derim. ‘Bir Kadın Gibi Geçti’nin orijinal adı, Tatt Av Kvinnen. Birgitte Larsen filmdeki kadın oyunculardan sadece bir tanesi ve saf güzelliği ile filme güzel bir hava katmış. Müziklerinin de harika olduğunu belirtmek de fayda görüyorum. İyi seyirler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.