- 1147 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
ŞAİR KİM?
Doğrusunu konuşmak lazımsa, hepimizin elini ayağını yerden kesen bir, sıfırlı bilim çağındayız. Beklide birkaç adımda ileri gitmişiz, hayaline kapılmayanımız da yok değil.
Ben günlük kullandığımız rahatımızı artıran icatlar için minnettarım bilim adamlarına.
Bir var ki, bu teknoloji icatları olan bilgisayarın bulunmaz bir nimet olduğunu çok zaman dile getirmişimdir hata (teberik)adlı kitabımda yer vermişimdir.
İşte elimizin altında olan hep cevap aranan yegâne soru. Günümüzde teknoloji derken; sanat alanında ne fayda getirdi.
Nerede iletişimin tozunu artırdı. Bu soruda alacağım cevap benim içinde, sizler içinde, çok önemli.
Öğrenmenin, tek yolu görerek, dokunarak, işiterek kanısının az biraz teknoloji ile hızlandığın, farkın olmayanımız yoktur sanırım.
Ama gelecek nesilde ha! Babam deyip, hazıra konmasın. Bu kadar güzel olanaklar keyfimize sunulduğu için…
Keza amaç insanların kullanımın da olan bu araçlar insanın, insana ulaşma adı altında. İnsanın kullandığını fark ettirmektir.
Nasıl mı? Hangi sayfaya girersek kendi alnında, usta ele avuca sığmayan şeffaflık maskesini takmış âdemoğlu ve âdem kızı görüyoruz.
Başta şairlik mesleğini çok ucuz hale getirilip. Yenilerine yenisi katıldı.
Belki çok kişi aman ne var yazsınlar diyeceğinizi duyuyorum.
Yazmakla zaten şair olunmaz, şairliğe bulaşan bu kirli ellerin bir an önce çekilmesi lazım.
İlk başta bu gibi insanların yaptığı meslek hırsızlığıdır. Duygu mesleği gibi görünse de.
Arkadaşlar siz susarsanız susun, kendinizce bana ne dersiniz deyin
Ama ben doğa kirliliği kadar edebiyattaki bu kirliliğe bir edebiyatsever olarak hayır diyorum.
Asıl üzüldüğüm şeyse. İki dizeyi bir araya getirme çabasında olmayan şahıslar ortalıkta çirit atıyor olması, yarına ne bırakacağım zevkini onlara bırakıp dönüp kalemimi kırmak istemiyorum.
Ne kadar kendi dalında usta şair varsa eteklerine yapışmış birçok cümle fukarası insan dolaşmakta. Ve hiç şaşırmayın altında ne arasanız var.
Başımdan geçen kısa bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir kitap fuarına gitmiştim. Şiir konuşuluyor emeklerinin karşılığını alamayanların isyanı vardı.
Çok sürmedi içeriye birkaç bayan ve bey girdi. Resmen kuyruk kuyruğa idiler.
Bende meraklıyımdır yanımdaki arkadaşıma sordum.”yahu kim bunlar?” dedim.
İşte, edebiyat bilimcisi, bu şair, şu şair, şu bestekâr derken gözleri dolu dolu olduğunu fark ettim.
Kim verdi bunlara bu sıfatı. Ne zaman aldılar. Kavgasında vaz geçmiyorum…
sözlerime son vermeden açık bir şekilde diyem sizler merdiven altı kaçak şiirlerin mimarı olmayın,şair şiirde önce ölür bizim ülkemizde…o şiir kişiyi yaşatır ..örnek Orhan veli, pir sultan,yunuslar gibi…….
YORUMLAR
Belki haklısınız Şadiye hanım...
Ama ben yarım yamalak da olsa şiirler yazmaya çalışan gençlerin heveslerini kırmak taraftarı değilim.
Aslında ben de hiçbir zaman iyi bir şair olamadım.
Yapabildiğimce duygularımı paylaştığım satırları şiir diye bu sitelere koyuyorum.
Ve kimsenin de birer Ümit yaşar, Yahya Kemal veya Nazım Hikmet gibi olmak iddiasında olduğunu sanmıyorum...
Zararlı alışkanlıklarla vakit geçirmek yerine yapabildiği kadarıyla şiirler yazmaya çalışsa daha iyi değil mi gençlerimiz için?
Zararlı alışkanlıklar deyince de en başta gelen, konumuz olan şiirdir...
Şiirler ilgili nasıl bir zararlı alışkanlık olabilir derseniz, başkalarının şiirlerini alıp altına kendi adını yazanlar mı dersiniz, onu yapmasa bile ilk iş olarak şairin ismini kaldırıp sanki anonim şiirmiş pazarlayanlar...
Aslında asıl olmaması gereken bunlardır bence...
Tabi ki bunlar benim görüşlerim...
ŞAİR KİMDİR?
Şair, isyandır
Şair, haksız düzene karşı, baş kaldırıdır
Şair, ağıttır, şair feryat, figan, gözyaşıdır
Şair, ayrılıktır, şair ölümdür, şair ölümsüzdür
Şair, çağlayan, denizlere, deryalara hatta okyanuslara ulaşan pınardır
Şair, arı ile bal arasında bağ kurandır
Şair, gönül bahçelerini süsleyen, lale, gül sümbül papatya,
Menekşe begonya kardelendir
Şair, bülbülün figanı, aslı şirin, Leyla nın, Zül’ün sevdası
Şair, kerem, mecnun, mim, ferhatın aşk efsanesi
Şair, ayla Güneşin dansı,
Şair, Gece ile Gündüzün sevişmesi
Şair, mazlumların dileği
Şair, ayrılıkların, kavuşmaların dili
Şair, doğanın tarifi, Kahramanın yüreği, yiğidin bileği, şanı
Şair, erliğin meydanı
Şair, emeğin, emekçinin, dili
Şair, asaletin, özün bilgeliğin, cesaretin, aydınlığın adı
Şair, zamanın, zeminin tanığı
Şair, akrep ile yelkovanın izi
Şair, kanayan yaranın adı
Şair, sızlayan yanığın adı
Şair, ayrılığın menzili
Şair, tüten bacanın dumanı
Şair, viran bağın bülbülü
Şair, dökülen kanın bedeli
Şair, sevginin barışın adı
Şair, kinin öfkenin, husumetin, zanın tanığı
Şair, İnsanlığın adı
Şair, kimsesizlerin kimsesi
Şair, fakir fukara dul yetimin, emeklinin nefesi
Şair, umudun ümidin kaynayan tenceresi
Şair, doğumda sancı çeken annenin doğum sancısı
Şair, yeni doğan bebeğin göbeği, ıngası
Şair, doktorun neşteri, hastanın pansumanı
Şair, dertlinin, devası
Şair, müminin, parolası
Şair, Güzelliklerin aynası,
Şair, İnsanlığın gamı, tasası
Şair, sevginin, vicdanın, merhametin, adaletin hukukun ana yasası
Şair, Onurlu kavganın adı
Şair, onurun, şerefin, haysiyetin, namuslunun, cesaretin adresi
Şair, Deryada bahrinin pusulası
Şair duyguların, hissiyatların mevsimi
Şair, onurlu insanlığın, susmayan, sesi dir derim
Bu deryada bir damla olabilsek ne mutlu bize
Asaleti, özü sağlam cesaret sahibi, bilge şairlerimize
_______________________________Selam olsun
Saygı ile
_______Şair67______
Ali Cemal AĞIRMAN
Şadiye gürbüz(zaralıcan
İlginç bir konu.
İnsanlar,
kendilerine şair diyorlar,
çevresine toplanan arkadaşları da bunu destekliyor ise,
bunun kime zararı var?
(Faydası olmadığı da kısa zamandan meydana çıkacaktır)
Varsın,
şairliğin tadını çıkarsın insanlar.
Bu sıfat,
hiç kimsenin tapulu malı değil ki.
Şiir yazmak,
yayınlamak,
yorum toplamak marifet değil.
Marifet,
insanların gönlünde yer edinebilmek.
O da zamanla kendini gösterecektir.
Ya Orhan Veli gibi ölümsüz olursunuz,
ya da sadece kendi çapınızda bir şaircik olarak yaşar, ölürsünüz.
Bunun kararını verecek olan bizler değiliz diye düşünüyorum.
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Peki, ne yapalım istiyorsun yasaklayalım mı insanlara paylaşımlarını? Anlatmasınlar mı duygularını? Teknoloji diye bahsettiğin siteler olmazsa senin yazdıklarını nasıl okurdum, ya da daha birçok arkadaşın yazdıklarına nasıl ulaşırdım. İnternete girmeden önce okulda adını duyduğumuz birkaç şairden başka şair bilmiyordum bile. Elbette herkes paylaşacak, merdiven altı mı değil mi onu zaman gösterecek.
Bizim de yapmamız gereken şeyler var. Yorumlarda okuyorum, kendisi iyi bir hece şairi olduğu halde sırf hatır için, gönül yıkmamak için, belki de menfaat için hatalı şiirlerin altına mükemmel ustam, üstadım yazılıyor. İlgilendiğim şiir türü hece olduğu için heceden örnek verdim. Birçok serbest şiir adı altında yazılanların da düz yazının alt alta yazılmasından başka bir şey olmadığını da görüyorum. Onlarda da aynı övgüler var.
Şahsım adıma söyleyeyim, kimseye üstadım demedim, Necip Fazıl üstat haricinde. Kimseye hocam demedim, benden yaşça büyük öğretmen değilse ki o da şiir konusunda değildir hitabım. Zira bana kimse şiiri öğretmedi kendi çabalarımla bu kadar yazabiliyorum. Bence yapılması gereken şey o övgüleri yapmamaktır. Ben üstat değilim, usta da değilim. Zaman zaman yazdıklarım beğenilebilir ama asırlar sonrasında bile anılacak bir şiirim yok henüz. Usta dediklerimizin bile aklımızda kalan birkaç şiiri varken biz kimiz ki üstat desinler. Ben hoşlanmıyorum o övgülerden defalarca söyledim ama dinlenmedi o başka.
Siteler bizim okulumuzdur, hepimiz öğrenmeye çalışıyoruz. Gerçi hepimiz derken yine abartılı oldu, zira yıllardır yazan kalemler var ve defalarca uyarıldığı halde aynı hataları yapıyorlar. Amacı şiir olanların gelişmeleri fark ediliyor, aynı teraneyi söyleyenler de biliniyor en azından benim gibi sürekli okuyanlar tarafından.
Herkes yazabilir, sadece okuyup yorumlarken bizlere düşen görev gerçekçi olmamızdır.
Yazılacak çok şey var da yine aklım karıştı şimdilik bu kadar yeter. Sev
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Afet İnce Kırat
Cok tesekkur ediyorum...
Yunus Emre Sair olmak icin siir yazmadi.. Pir Sultan Abdal ve Orhan Veli de ... ve Sair olduklarini hic dusunmeden.
Dusunmemeyi hissetmek bir tek seye odaklanmak olagan ustu bir sey siirle.
Sair Siirde Olup olup yok olur ...Birden bire Bir dirilirse ebedi bir dunyaya gozlerini acar ...
Uyamaya uyanir. Uyanan yok, uyanis var aslinda.
Bazen anlasilmak guzel bir duygu.
Fakat anlasilmamakta bir lutufdur aslinda anlayana.
Anlamak diye bir sey yok aslinda.
Anladigini sanmaktan ote devam eden bir yolda .
Derin bir konu :
Sair yok
Siir var daima.
Saygiyla .
EyvAllah !
.
YAŞAYANKELİME tarafından 12/22/2013 1:46:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şadiye gürbüz(zaralıcan
YAŞAYANKELİME
sairin bir ozu var
siirin yoklugu
sairin tek varligidir.
Siirin kaliteli olmasi veya olmamasi yazanin son nefesine kadar yasadigi hayata bagli bir durum.Cok kalitesiz gibi gorunen bir Siir yillar sonra kaliteli olabilir.
Siir yazildiktan sonra sahibi yoktur o siirin. Yasatanin yasattigi kadar yasar ve okutan izin verdigi kadar okutur kendini." Ben bende degilim bir ben var bende benden iceri."
Bir odanin icinden disari cikamayipta ozunden yazayan nice degerli can dostlarim var .:))
Siir siirdir bence . Eser ise biraktirilir. Eser birakmak icin siir yazilmaz ki zaten .
Kelimelerin icinde yasayan bir kelimeyim Sadece. Kendini Sair sananlar dusunsun.
Kaliteli siir yazmaya calismiyorum hic .Icimden geldigi icin yaziyorum.
Bir odanin icinde buzusmus cok Sair var aslinda .
Degerli kaleminize selam ve saygi ile .
Dostca, sevgiyle kaliniz.
eyvAllah !
.