- 753 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ZİRVEDE
Bugün haftanın sonuna geldik yine. Zaman, çok hızlı ilerliyor. Günleri takip etmekte zorlanıyorum artık. Bugün yine çok yoğun çalıştım. Saatlerle yarış halindeydim. Sistemin azizliği karşısında, küfürleri sıralamamak için kendimi zorlasam da, ağzımdan istemeyerek de olsa bir iki küfür çıktı. Çalışma hayatımın sonuna geldim. Artık çalışmaktan pek hoşlandığım söylenemez. Oysa iki yıl öncesinde, iş yerime koşarak gidiyordum. Arada geçen iki yılda ne değişti, beni etkileyen nedenler nedir bilemiyorum. Sanırım, insanlar etkiliyor. Bazen, çok uzaklara gitmek istiyorum. Herkesten, her şeyden kaçış, ruhuma da bedenime de iyi gelecek gibi geliyor. Fakat ne kadar uzağa gidersen git, beynimde biriktirdiğim lüzumsuz düşüncelerden kaçabilecek miyim? İşin en önemli ve hassas noktası burası işte. Nereye gidersek gidelim, zihnimizdekileri de gittiğimiz yere taşıyoruz. O zaman yapmamız gereken tek şey, ya beynimize format atacağız, ya da olayları sorun haline getirmeyeceğiz. Bu durum sadece benim yaşadığım şeyler değil. Konuştuğum çoğu insan neredeyse benimle aynı düşüncede. Hayatın içinde, hayatın bize yüklediği sorunlar.
Bir tiyatro sahnesindeyiz. Başrolde ben varım. Benim çevremde yaşayanlar da, yardımcı oyuncular. Onlar olmasaydı, benim sahnem nasıl olurdu acaba? Galiba tek kişilik bir oyun olurdu ve oyunu daha güçlü yazmam gerekirdi. Hayat, insanın olduğu yerde var. İnsanla canlanıyor ve ruh kazanıyor.
Az önce de bahsetmiştim; kaçmak istiyorum diye. Zihnimde, kaçmak istediğim yer ıssız dağın en yüksek noktasındayım. Sorunlardan kaçıyorum. Tepeye çıktım ve her yere, herkese tepeden bakıyorum. Evler, insanlar nokta küçüklüğüne ulaşmış vaziyette. İlk yaptığım şey, avazım çıktığı kadar bağırmak. Böylelikle ruhumu saran sıkıntıyı atıyorum. Bağırdım ve rahatladım. Hayranlıkla, etrafımı bu kez daha dikkatli seyrediyorum. Akşam olduğunun farkında bile değilim. Güneş, usulca terk etmeye davranıyor. Sonra tamamen kayboluyor. Güneş demek hayat demek. Karanlık basıyor ve korku sarıyor ruhumu. Üşümeye başlıyorum. Zirveye çıkmak, en tepede olmak isteyen bendim. Peki, bu korkum, mutsuzluğum nedeni ne? Kalabalıktan, insanlardan kaçan ben değil miydim? Üşüyorum. Aşağılardan sesler yükseliyor. Kurtlar, birbirleriyle düet yapıyorlar. Yıldızlar ise birbirini kovalıyor, ara sıra bana göz kırpıyorlar. Mesajlarını aldım. “ Sen önce kendini değiştir. Mutluluğun sırrı bu “ Diyorlar. Yüzüme bir gülümseme yapışıyor. Katıla katıla gülüyorum zirvede.
YORUMLAR
Zirveye çıkmak, en tepede olmak isteyen bendim. Peki, bu korkum, mutsuzluğum nedeni ne? Kalabalıktan, insanlardan kaçan ben değil miydim? Üşüyorum. Aşağılardan sesler yükseliyor. Kurtlar, birbirleriyle düet yapıyorlar. Yıldızlar ise birbirini kovalıyor, ara sıra bana göz kırpıyorlar. Mesajlarını aldım. “ Sen önce kendini değiştir. Mutluluğun sırrı bu “ Diyorlar. Yüzüme bir gülümseme yapışıyor. Katıla katıla gülüyorum zirvede.
harika bir paylaşım evet hepimiz aynı duygular içinde oluyoruz inan ama ne olursa olsun hayata gülümsemek en büyük başarı bence de gönülden kutluyorum seni nerminciğim sevgimlesin