ABDULKADİR MOLLA
Bangladeş’te Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdulkadir Molla, 1971 yılındaki bağımsızlık mücadelesi sırasında savaş suçu işlediği iddiasıyla(Pakistan ordusuyla işbirliği yapıp 3 milyon Bangladeş askerinin ölümünden sorumlu olarak) idam edildi.
İdam, İslam ülkelerinde büyük tepkilere neden oldu. Başta Türkiye olmak üzere birçok yerde Abdulkadir Molla için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Başbakan Erdoğan Molla’nın idamı ile ilgili süreçte Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina ile telefonla görüşerek infazın durdurulması için çok çaba sarf etti ancak başaramadı.
İdam kararının infazına karar verilme süreci ise karmaşık. Bangladeş’te savaş suçlarının yargılandığı özel mahkemenin verdiği idam kararının Salı gecesi saat 00.00’ı geçince uygulanması bekleniyordu. Ancak mahkeme, idama 90 dakika kala infazın ertelenmesine hükmetmişti. Yüksek mahkeme daha sonra son dakika temyiz isteğini reddederek Abdulkadir Molla’ya verilen idam cezası kararını onamıştı. İdam kararının infazı bu onamadan sonra gerçekleşti.
Bangladeş iç karışıklıklar yaşayan bir ülke. Ülke genelinde kanlı çatışmaların baş gösterdiği protestolar sonucu son bir ayda 100 kişi ölürken, kritik bölgelere polis takviyesi yapıldı. Molla’nın idamıyla zaten iç çatışmalarla kaynayan ülkede, daha büyük karışıklıkların çıkacağını öngörmek hiç de zor değil. Nitekim idamın öncesinde mensubu olduğu Cemaat-i İslami Partisi infazın gerçekleşmesi halinde, bu olayın korkunç sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu. Başbakan Erdoğan’ın Bangladeş’teki huzur ve barış ortamına vurgu yaparak dile getirdiği “bu ortama gölge düşürecek bir tavır içine girmeyin” uyarısı da maalesef sonuçsuz kaldı.
Şüphesiz dünyanın bu idama karşı tepkisi büyük ancak Türkiye’nin bu noktada daha duyarlı olmasının çeşitli sebepleri var. Ülkemiz buna benzer manzaraları geçmişte ne yazık ki yaşadı. 1960’da Başbakan Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının darbeciler tarafından infaz edilmesi nasıl Türkiye’nin tarihine kara bir leke olarak kaydedilmişse, bugün Abdulkadir Molla’yı infaz eden Bangladeş’in de, bu idam tarih sayfalarında utanç tablosu olarak kayıtlara geçti.
Abdulkadir Molla’nın oğlu Hasan Cemil babasının idam edildiğini basından öğrendiklerini belirterek: “Babamın son isteği, umrede kullandığı ihrama sarılarak gömülmek ve cenaze namazını oğullarından birisinin kıldırmasıydı. Babamın son isteğini yerine getiremedik” dedi ve daha sonra şunları anlattı:
“Kardeşlerim ve amcamla beraber dün akşam idam esnasında gözaltına alındık. Kısa bir süre sonra serbest bırakılmamıza rağmen babamın son arzusunu yerine getirmek için geç kalmıştık. Polisler babamın cenazesini gömülmek üzere köye götürdüler. Köye gitmek için hazırlandık fakat binanın arka kapısından çıkarken polis, kardeşimi gözaltına alarak müdahale etti. Cenaze törenine gitmemize izin vermediler. Babamızın cenazesinin fotoğraflarını görmemize rağmen annem ve kardeşlerimle metanetimizi koruyoruz. İdamdan önce bizi hapishaneye çağırdılar ama idamla ilgili hiçbir şeyden bahsetmediler. İdam hakkında soru sormamıza rağmen, bize bir şey demediler. Babamla beş dakika görüştük sonra eve döndük. İdamı medyadan öğrendik.”
Abdulkadir Molla’nın önemli bir lider olduğu için hükümetin kendisinden korktuğunu bu yüzden idam kararı verildiğini söyleyen Cemil: “Babamın asılmasına doğru işleyen bütün sürecin yanlış olduğunu biliyoruz. Bizler de babam gibi şehit olmak istiyoruz. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. İslam’ın ülkede tesis edilmesi için kararlılığımız hiçbir zaman bitmeyecek. Molla bundan sonra İslami hareket için manevi bir lider olacak” dedi.
İdam dünyada çok geniş yankılar uyandırdı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, Başbakan Hasina’ya yürütmeyle ilgili uluslar arası insan hakları kurallarına riayet edilmediği uyarısında bulundu. Ülkede ise halk polisle çatışıyor. Başkent Dakka olmak üzere ülkenin birçok kentinde Cuma namazının ardından gıyabi cenaze namazları kılındı.
Demokrasi ve insan hakları hiçe sayılarak gerçekleşen bu idam olayı, akıllara Suriye ve Mısır’da yaşananları da getiriyor ister istemez. Onca masum insanı katleden General Sisi ve zalim Esad Rejimi’nin, Bangladeş’te Abdulkadir Molla’yı idam eden güçler ile arasında hiçbir fark yok aslında. Olan yine Müslüman dünyasına oluyor. Ve ne yazık ki Batı bu olaylara yine timsah gözyaşları ile tepki vererek yaşananları keyifle izliyor. İslam coğrafyasının yaşadığı bu zulmün bir an önce bitmesi ve tüm Müslümanların huzura kavuşması duası ile…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.