HEP HAKLI MISINIZ?
İnsanın hep haklı olması mümkün müdür? İnsanın hep haklı olması yaradılışımıza aykırıdır. Bizi kodlayan genler, yaşadığımız çevre yediğimiz besinler, içtiğimiz su, kaprislerimiz, sevinçlerimiz, korkularımız bizim haklılığımızı engeller. Yaşama isteğimiz, ömrümüzü devam ettirmek için haksızlık yapılır.
Çıkarlarımız ve egomuz bizi hatalar yaptırmaya zorlar. Ben demek insan olmanın gereğidir. Yaşamak sahibi sürdükçe, hata yapmak kaçınılmazdır. Sık sık dost ve yaren sohbetlerinde şuna tanık oluyoruz: “Ben haksız mıyım?” Haksız da olsanız, kendi çıkarlarınız açısından haklısınız. Haksız olduğumuzun söylenmesinden, yüzümüze karşı söylenmesinden asla hoşlanmayız. Dost kırılmasın, adet yerini bulsun babından “haklısın” demek kişiye cesaret, kin yükler. Karşı tarafın zalimane davrandığını beynine kazır. Beyin yeni hinlik, kalleşlik, düşmanlık, husumet üretebilir.
İnsanın haksızlığını kabullenmesi, çok büyük erdemdir. Özür dilenmesi, kişi için ballı kaymak sayılır. Halkımız güzel bir deyim geliştirmiş; “Yerdeki yüze kimse ayak basmaz.” Mülayim davranmayı, tevazu içinde olmayı öngörür.
Kendi haksızlığımızı söylemek, kolay değildir. Yüreğimizi yumuşatmaya, şeytanımızı kırmaya bağlıdır. Hatasını, haksızlığını anlayıp yanlıştan dönen kişi, saygın bir hal alır. Sevilen, toplumda aranan kişi olur. Hayata, bizi üzeneler vardır. Bizi üzenleri sadece uzaktan seyredip, bakmak değil iyi bir iletişim kurarak yaşamamızı, moral hayatımızı sağlama alabiliriz. Sabır o anda olumsuz davranışa tepki vermek, kavgayı geliştirir. Önemli olan iknadır. Sabır çok acı, meyvesi çok tatlıdır.
Hatalarla, doğrularla insanı olduğu gibi kabul etmeliyiz. O zaman dostuluk kurulur. Kişiliğimize bariz hakaret yapılmadığı müddetçe iletişimi koparmamak lazımdır. Özürü hep karşıdan da beklememek lazım. Yani ne olur, biz özür dilesek?
Sevgi; saygı, anlayış ve yaşamın güzelliklerinden hiçbir şeyi hatta o yitirmeden, üzen insanı hoş görmek, bütün insanlara karşı empati yaparak davranışlarımızı kontrol etmek, olgun insanın göstereceği bir emektir. Emeğin karşılığı da her zaman vardır. Hep toplum tarafından hem de dini olarak Allah tarafından. insanlara karşı bile bile SEVGİNİ yitirmemelisin. Çünkü her canlının bir görevi, bir misyon ve vizyonu vardır. Kendimizi tartmalıyız.
Sevgilerin daim olmasını, hep haklı olmadığımızı, insan olarak hatalar yaptığımızı unutmayalım. Mutlu olmayı her olayda, zamanda aramalıyız. Güneşin doğuşu, batışı, nefes alışımız, yere düşüp kalkışımız, arkadaşımızla, dostumuzla, ahbabımızla karşılaşma, ekmek almamız, yememiz içme anımız gibi sayabileceğimiz her davranış mutluluk yaratmalı.
Güne en yakınımızdaki kişiye tebessüm ederek başlamalıyız. Dünya zaten meşakkatle dolu. Dünyayı yüzümüz, gözlerimiz aydınlatmalı. İnsanların hatalarını, fazla büyütmemeli, hoş görmeliyiz. Hata işlevi olan makinede bile oluyor. İnsanda her an olabilir. Biz de hata yapabiliriz. Her zaman haklı değiliz.
YORUMLAR
şimdilerde empari diyorlar
biz karşıdakinin yerine koy kendini
benim yerime koy kendini
duyageldik
munis bakış ve güzel düşünceleri alkışlıyoru
tebrikler
acun06
Bu memleket köylülükten kurtarılmadıkça ezilme, sömürme bitmeyecek. Biri siyasette, biri dinde egemen olacak.
GÖRÜŞLERİN İÇİN TEŞEKKÜRLERİMLE SAYGILARIMI SUNUYORUM.