- 680 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beni Sevmemeliydin, Ben De Seni…
Ne kadar uzağım senden bu gün fark ettim, aslında yokluğunun asi yanlarında dolaşıyorum. Sanırım yeni bir değişim rüzgârı beni çağırıyor, ruhum farklı iklimlerde.
Açıkçası ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. O kadar yıl tek bir hedef için uğraştım, sonra bir anda karşıma çıktın ve öyle sessizce bırakıp gitmek zorunda kaldın, ben istedim biliyorum fakat seni böyle sevdiğimi sen gidince anladım. Ara diyorlar ama asla arayamayacağımı sen de biliyorsun. Eğer nasibimsen bir şekilde Rabbim karşılaştırır bizi, yani her şey için hayırlısı olsun. Bu gün kpss tercih sonucumu öğrendim sanırım haklıydın, ben memuriyetle sınırlanacak biri değilim. Keşfe çıkıp yaşam kaynağımı aramalıyım. Bu yolu sen göstermiştin hatırladın mı?
Bir yanımda sensizlik, bir yanımda bencilliğim… Ya seninle kalıp zamanımın dolmasını bekleyeceğim ya da bir gün nasipse geleceğini. Umutsuz âşık falan değilim ama anla işte sevmiştim seni. Ama kendim kadar değil, telefonum kadar bile değil - malum onu elimden bile düşüremiyorum biliyorsun fazlasıyla yoğun bir insanım - . Sen de şaşırdın değil mi? Seviyor mu, sevmiyor mu? Diyorsundur mutlaka.
Seni günaha girmeyecek kadar az sevapları aşacak kadar çok seviyorum.
Olur da karşılaşırsak bir gün nasipse, eğer Rabbim nasip ederse… Sana söz verdiğim gibi bir acı Türk kahveni içebilirim ama biliyorum ki karşılaşsak bile yanımızda ben sen olmayacak.
Neden yazıyorum biliyor musun? Ben kas kafalının biriyim çünkü sevdiğim insanlara hiçbir zaman sevildiklerini ifade etmedim! Düşünsene kardeşim bile beni yanağımdan öpüp sarılmak için kırk takla atıyor tabi ret edilmek hoşuna gidiyor bizim sıpanın . Konuyu mu dağıtıyorum? Evet, sensiz olacaksam dağıtmalıyım ama sadece konuyu. Bu arada okulum bitecek ne güzel değil mi? Aynı anda bitirmeliydik ama daha sen asker olacaktın bekleyemezdim bitirip de gelmeliydin, salaklık işte affedersin.
Bilseydim geleceğimi ne gitmene izin verirdim ne de beni sonsuza kadar bırakmana…
Hatırlıyor musun ilk buluşmamızda bana bir gül vermiştin hala saklıyorum onu, en sevdiğim yerde kitaplarımın arasında… Hani demiştim ya ben sana çeyiz olarak kitap getirebilirim, eee okuyan kız almak kolay değil, çok gülmüştün hani sen gel yeter demiştin, sen gel sadece, o bana yeter…
Bana yetmedi işte! Yetseydi, bu özlem, bu gurbet biter; sana kavuşurdum. Ama dedim ya nasipse bir gün Rabbim karşılaştırırsa belki bir umut, o sahilde o masada sana söz verdiğim gibi bir acı Türk kahveni içebilirim, yaşadıklarımız kadar acı olmasa da kahve, sen olduktan sonra bir anlık bile olsan yanımda her şey güzel gelir bana… Sonra sen başlarsın söylemeye bizim şarkımızı.
Yıldızlar kayınca, ben hep seni düşünürüm…
Hay aksi! Unutmuşum, sen olmayınca unutuluyor işte, ne yaparsın?
Bu bir ilan-ı aşk değil yanlış anlama, sakın! Bu pişmanlık ama sana duyduğum bu sevgiden kaynaklı. Sevmemeliydim seni, özür dilerim. Sana yaşattığım tüm o saçma sapan şeyler için, özür dilerim…
Sen de başkasını sevmeliydin, neden sevdin ki, bu kas kafalı kız aşk nedir hiç bilmedi!
Çünkü hiç kimse onu, senin kadar sevmedi…
Ayşegül Tokcan
29.11.2013-01.30
“ Kimseye kendinizden fazla değer vermeyin, fazlası ile de karşılaşmayın, fırtınayla karşılaşıp yığılabilirsiniz. Elinizden tutacaklar ama yanınızda ne kadar olacaklar? Bunu düşünüp o şekilde tutunun hayata! Doğrulun yıkıntılar arasından ve seslenin Dünya’ya: İşte hayat, tekrar başlıyoruz! “
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.