- 1759 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DARA DURMAK
DAR: (Arapça) Ev, yuva, yurt anlamındadır.
DAR-I BEKA: Ebediyet Yurdu, geçici evrenin karşıtı olarak algılanan, ölümsüz varlık alanı yani ruhlar alemi anlamını taşır.
DAR-I DÜNYA: DAR-I FENA veya DAR-I FANİ olarak ta söylenen bu terim, GEÇİCİ YURT anlamında olup, gelip geçici olarak algılanan madde alemi demektir.
DAR (Farsça): Ağaç demektir. Hallacı Mansur’un asıldığı direk yani darağacı anlamına geldiği gibi, tarikatla ilgili törenlerde suçlunun yargılandığı alan demektir.
DARA ÇEKMEK: Alevi-Bektaşi felsefesinde, suçlu tarikat üyesi yargılanmak üzere canların huzurunda rehber, pir ya da mürşit tarafından canların da görüşleri alınarak sorgulanır ve gereken ceza verilir. Ceza bir hak gaspıysa, haksızlığa uğrayanın hakkı, haksızdan alınarak sahibine verilir. Genelde suçluya TAŞ DİKİLİR. Yani suçluyla komşuluk ilişkileri kesilir, suçlunun akrabaları bile bu kurala uyar. Yalnız kalan suçlu bir müddet sonra bağışlanması için cezayı verenlere müracaat eder. Eğer çok ağır bir suç değilse, canlar yeniden toplanıp istişare ederler. Suçlu karalar bağlamış halde dara kalkar, ayaklar mühürlenmiş kollar göğüste çapraz baş öne eğik halde durur ve yeniden sorgulanarak, taş dikme cezası maddi cezaya dönüştürülerek suçlu affedilir.
DARDAN İNDİRME ERKANI: Hakk’a yürüyen bir canın, üçüncü, yedinci ya da kırkıncı gününde yapılan merasimdir. Buna LOKMA ERKANI da denilir. Sembolik olarak Hakk’a yürüyen canın ruhunun temizlenmesi için bu merasimde her kesten HELALLIK ALINIR. Göçen canın yakınları dara durarak, göçen can adına “incinen, gücenen, hakkı kalan can varsa dile gelsin, bile gelsin, hakkını istesin Allah eyvallah” derler. Canlar varsa varsa haklarını isterler, yoksa “öz gönül birliğiyle biz suçlarından vazgeçtik Allah ta affetsin, ruhu hoş olsun, hak erenler yardımcısı olsun” diyerek yeri öperler. Dede dua ile kurbanı tığlar ve edeple yenilip içilir.
DAR-I FAZLI: Fazlullah-ı Hurufi gibi yol uğruna baş vermeyi simgeleyen SECDE DURUŞU halindeki darda durmadır.
DAR-I HÜSEYİN: İmam Hüseyin gibi yol uğruna canını vermeye hazır, ayakta ve baş öne eğik, kollar göğüste çapraz bağlı, ayakların mühürlü halde olduğu dara durma halidir.
DAR-I MANSUR: Hallacı Mansur gibi yol uğruna asılmaya hazır dara durma halidir.
DAR-I NESİMİ: Nesimi gibi yol uğruna yüzülmeye hazır, diz üstü dara durma halidir.
NOT: Ayak mühürleme, ayaklar bitişik ve sağ ayak baş parmağının sol ayak baş parmağı üzerinde duruşu halidir. Eller göğüste çapraz dururken de, sağ el sol elin üstünde olmalıdır.
Hıdır Kılınç - Eğitimci
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.