- 1255 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ENGELLERİ AŞMAK
3 Aralık Dünya Engelliler Günü bugün. Hani derler ya “Senede bir gün mü olurmuş?” diye. En azından senede bir gün dediğiniz, küçümsediğiniz o gün olmasa bazı kişiler ve sorunlar aklımıza bile gelmiyor. “Bir yaşam telaşı içindeyiz, zaman böylece gelip geçiyor.” derken geçen biziz, ömrümüz... Bunun farkında bile değiliz çoğu zaman.
Mayıs ayının ikinci Pazar günü yıllardır 1956 yılından beri (57 yıldır) Anneler Günü olarak kutlanıyor. Hala anneler günü bir gün olmaz diye itiraz ediyorlar ama senenin 365 günü yemekler pişirip sofralar kuran annelerine eline sağlık demeyi unutuyorlar nedense… Çamaşırları yıkanıyor, ütüleniyor, çekmecelere yerleştiriliyor, gardıroba asılıyor. Teşekkür etmek hatıra bile gelmiyor. Üstelik çift ütü izinden tutun da kazağının bollaştığından veya darlaştığından yana şikâyetler bitmiyor.
Hayatta en çok değer verdiğimiz annelerimize bunu reva görürken engelliler aklımızın ucundan bile geçmiyor. “Nasıl olsa biz engelsiziz. Eşimiz, çocuklarımız da engelsiz. Ailemizde engelli biri de yok. Yani engel bizden çok uzak!” diyorsanız işte orada çok büyük hata yapıyorsunuz. Bir saniye sonra engelli olmayacağınıza dair garanti verebilir misiniz? Trafik canavarlar her gün onlarca can alıyorlar. Hatta yapılan bir istatistiğe göre trafik kazalarında ölenlerin sayısı savaşlarda ölenlerin sayısından daha fazlaymış. Anlaşıldığı üzere trafik canavarları yüzünden her gün savaşta gibiyiz.
Sadece trafik kazaları değil elbette… İş ve ev kazaları da unutulmamalı… Kolunu hızara kaptıran marangozlar; kıyma makinesinde parmağı kopan kasaplar; harç ve çimento taşırken inşaattan düşen işçiler; yemek pişirirken patlayan düdüklü tencerelerden zarar gören veya elini kesen aşçılar; cam veya merdiven silerken düşen temizlikçiler derken bu listeye ev kazalarını da eklersek olayın vahimliği daha da belirgin olacaktır.
Gördüğünüz gibi engelli olmak an meselesi… Bu gün engelliler gününü kutlarken bir an için kendimizi onların yerine koyalım. Bu yollarda engelsiz olduğumuz halde günde kaç kez düşme tehlikesi yaşıyoruz kim bilir! Sık sık sökülen kaldırımlar, yollardaki tümsekler, çukurlar hep yere bakarak yürümek zorunda bırakıyor bizleri… Ya görme engelli olsaydık ne yapardık? Ya da tekerlekli sandalye ile bu yollarda ilerlemek zorunda bırakılsaydık?
Bizim caddenin yolları yapılırken engelliler için rampa üzerinde çok durmuştum. Üç blok için tek rampa yaptılar. İtiraz ettiğimde ise “Sen sanki engelli misin?” der gibi tuhaf tuhaf baktılar yüzüme… Sahi bana da ne oluyor yani? Duyarlı vatandaşa da tepki var maalesef! Üstelik o tek rampanın önüne de otomobillerini park ediyorlar. Her seferinde ikaz etmeme, kapıcımıza sıkı sıkı tembih etmeme rağmen aynı tas, aynı hamam…
Başımıza gelene kadar duyarsız kaldığımız, başımıza gelince de kıyamet kopardığımız olaylara “İğneyi kendine, çuvaldızı ele batır.” Atasözümüzdeki gibi bakmalıyız. Şimdilerde “empati” veya “duygudaşlık” dedikleri olayı atalarımız asırlar öncesinden keşfetmişler ve uygulamışlardır.
Bazı kişiler engellilerin hallerine bakıp gülmekte bir yandan da batıl bir inancın etkisiyle kulaklarını çekip tahtaya vurmaktadırlar. Bize gülünmesi hoşumuza gider mi? Bekli de o kişiyi arabanızla çarparak siz sakatlamışsınızdır. Bunun vebalini boynunuzda taşırken esas engelli sizsiniz. İnanın en korkunç engel sizinkidir; çünkü eli, kolu, ayağı, gözü değil, vicdanı engellisiniz.
Bir de merhametli desinler diye engellilere bakarak onların duyacağı şekilde “Allah yardım etsin. Çok yazık! Vah vah vah!” diyenler var. Bunlar onları ne kadar üzüyor biliyor musunuz? Engellilere acımayalım. İnanın onlar bizden sadece anlayış bekliyorlar. Engellilere yardım edelim, onların hayatlarını kolaylaştıralım.
Hadi engelsiz bir dünya için el ele verelim. Engelleri birlikte aşalım. Dünya Engelliler Günü kutlu olsun.
Sözlerimi bir şiirimle noktalamak istiyorum:
ENGELLERİ AŞALIM
Başa neler gelir bilemezsiniz,
Kaderde var ise silemezsiniz,
Bilerek kötülük dilemezsiniz,
Yurdumuzda o gün bayram olacak,
Engelli engelsiz olduğu zaman…
Yardımlaşmak gerek insanlık için,
Dil yarası kanar hep için için,
İyilik dururken kötülük niçin?
Yurdumuzda o gün bayram olacak,
Engelli engelsiz olduğu zaman…
Denizden, havadan, bir de karadan,
Kaldıralım engel neymiş aradan,
Bin bir derde çare vermiş yaradan,
Yurdumuzda o gün bayram olacak,
Engelli engelsiz olduğu zaman…
Trafikte kurallar var uyunuz,
Uymazsanız ısınacak suyunuz,
İnsanlara sevgi, şefkat duyunuz,
Yurdumuzda o gün bayram olacak,
Engelli engelsiz olduğu zaman…
Harika der: Ömür boyu ezalar,
Tükenmiyor ardı sıra kazalar,
Vicdan yoksa çare değil cezalar,
Yurdumuzda o gün bayram olacak,
Engelli engelsiz olduğu zaman…
HARİKA UFUK
3 Aralık 2013
Adana