- 1597 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
GARİP MİLLETİZ VESSELAM
Çocukluğumdan beri düğünleri çok severim. O gün için güzel mi güzel giysiler dikilirdi hepimize, yepyeni gıcır gıcır ayakkabılar neşe kaynağımızdı. Düğüne giderken babam bana ve kardeşlerime renk renk uçan balonlar alırdı. Dönüşte de en sevdiğim tatlı olan tulumba tatlısından almayı hiç ihmal etmezdi. (En sevdiğim tatlı idi o zamanlar… Şimdi en sevdiğim değilse de çok sevdiğim tatlılardan biridir.) Düğünleri sevmememin baş nedenleri uçan balon ve tulumba tatlısıydı ama eğlence faslını da bambaşka bulurdum. Şarkılar, türküler, oyun havaları… Çalgılar, çengiler, göbek atmalar… Güzel oynayanlara verilen payeler…
Geçenlerde böyle eğlenceli bir düğünde neşeli neşeli el çırparken şarkının sözleri dikkatimi çekti: “ Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah… Bize de birgün kader güler, güler inşallah…” Böylesi hüzünlü sözlere “Oh yandan hop hop! “ diye oynamak çok garip diye düşünerek alkışlamayı bıraktım. Başkasının hüznünden mutluluk duyacak kadar kendimden geçmiş olamazdım.
Derken yeni bir parça kulaklarımda yankılandı: “Minareden at beni, in aşağı tut beni…” Yahu neden minareden atılmak istiyorsun kardeş? Hayat güzel. Bir de aşağı inip tutmasını bekliyorsun seni atan şahsın. Hadi seni kıramadı attı diyelim de onca basamağı inip seni nasıl tutabilir? Mantığı yok bunun… Herkes oynuyor. Mantığını düşünen yok. Bana mı kaldı düşünmek diyemiyorum da… Ateş basmaya başladı beni. Dilerim bu atıp tutma çabucak biter düşüncesiyle oflayıp puflamaya başlıyorum.
O da ne? Yine kıvrak bir hava… Kız kardeşim bayılır bu havaya… Kendini piste atmış döktürüyor. “ Hey gidi koca dünya dert yükü müsün? Söyle söyle koca dünya dert küpü müsün?” Allah’ım aklımı koru. Derde oynanır mı? Yüzüm asıldı. Neşelenemiyorum. “Neyin var?” diyenlere şarkıların saçmalığından söz edecekken lafımı ağzıma tıkıyorlar. “Aman, boş ver!” Nasıl boş veririm ki? Zaten boş vere vere bu hale gelmedik mi?
Belki kıvrak ama sözleri de müziği gibi neşe dolu bir parça gelir diye beklemeye başladım. “Dağdan kestim kereste, kuş besledim kafeste, dediler yârin hasta, yetiştim son nefeste…” Ya rabbim, sevdiğinin son nefesine yetişen, onun ölümünü gören kişi aklını mı yitirmiştir? Oh yandan… Lay lay lom… Manilerde gördüğümüz ilk iki dize doldurmadır ama sonrası da mantığı zorluyor doğrusu… Dağdan keresteyi kesiyor, kuşu da kafeste besliyor bir güzel, o ara “yârin hasta” diyorlar. Son nefesini veren yârini görüyor. Sanırım ondan sonra tozutuyor.
Yine coşkulu bir parça çalmaya başladı: Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü aman ey! Mandanın o iri gövdesiyle incecik söğüt dalına yuva yapması, yavrusunu da sineğin kapması hususunda derinlere dalmak üzereydim ki kız kardeşim dirseğiyle böğrüme hafifçe dokundu. “ Hadi abla, kalksana oyuna!”
O sırada müzik değişti. Düğün sahipleri kolumdan çekiştirmeye başladılar. “ Hadi sen de oynasana! Geldin geleli gelin gibi süzülüp durdun!” diyerek beni bütün itirazlarıma rağmen oyuna kaldırdılar. Nasıl kıvrak bir hava, nasıl kıvrak bir hava! Ne yapayım, dayanamadım ben de başladım kıvırmaya… Hangi parçaya oynadığımı merak mı ettiniz? Aman, boş verin. “Hadi hadi hadi…”
HARİKA UFUK
YORUMLAR
Merhabalar efendim ,
Ne güzel bir konuya parmak basılmış ki bugün size sonsuz teşekkürlerimi ileterek ve sizin düşüğncelerinize yüzde yüz katılıyorum bende Usta Mahsuni Şerifin şu türküsünde oynarlarya ellerını habam ha dedikçe birde yukarı kaldırarak ve oy oyyyy derken müzik oynayanlarda oy oyyy demezlermi sizin vurgunuz benimde sizin gibi düşündüğümü haklı kıldı ve öyle bir toplum içindeyizki artık aylanacak halimize güler gülünecek halimizede ağlar olmuşuz diyeceğim utanacak hallerimizede gülüp oynayabiliyoruz ne yazıkki.
Saygılarımla nice güzel yazılara diyorum....... Leyla yıldırım (Leylican)
ve türkü (Oyun havası olarak) şiirin sözleride aşağıdadır.
saygılarımla,
,Aşık Mahzuni Şerif ::: RAHMETLE ANIYORUZ
"Ha babam ha "
Sabahtan bir davul çalar
Tokmağı tozundan beter oy oy
Öyle bir zamana geldik
Oğul babasından beter
Vicdanında ar kalmamış
Utanır damar kalmamış
Ha babam ha ha De babam ha ha
Yaklaşma onun yanına
Yalan kokar nefesinde oy oy
Nasıl olsa soran yoktur
Vur garibin kesesinden oy oy
Vicdanında ar kalmamış
Utanır damar kalmamış
Ha babam ha ha De babam ha ha
Der Mahzuni bu deniz de
Kimler yüzer kimler batar oy oy
Yüreğinde ar kalmamış
Birisi birinden beter
Vicdanında ar kalmamış
Hakka giden yol kalmamış oy
Ha babam ha ha De babam ha ha
Ey benim güzel güneşim
Bilmem ki nere doğarsın
Allah cezasını versin
Bilmem ki nasıl kıyarsın
Vicdanında ar kalmamış
Utanır damar kalmamış
Ha babam ha ha De babam ha ha