- 1648 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
GÖZÜ YAŞLI GÜNLÜK-6
-
Merhaba. Dost denilen kavramın anlamı arasında sıkıştım kaldım bugün ve sanırım şuna inanmaya başlayacağım: İnsandaki bu bencilikler, ruhu böyle derininden sardıkça dostluk falan hikaye arkadaşım. Vermeyeceksin bir tek sırrını bile kimseye. Göm onu kendinle. Rastgele. -
içimdeki kırık dökük duyguları koyup avucunuza çekilmek bir kenara ve seyretmek isterdim hepinizi uzaklardan. Kendi hayatının içinden kendini çıkarabilmeyi istemek... sadece bu, dileğim. Buna herkes, çeşitli adlar koyabilir ama asla bunun adı intihar değil, sadece ruhu dinlendirmeye almak... Budur. An gelir, belki soğuk bir kış yeli bile yapar baharın yapamadığını ve açar yüreğim gözlerini... bilemem, olur mu...hiç bilemem. Umut da yok zaten insanlar bunca bencilken.
Şimdi ben nerede olmak isterdim... Düşünüyorum da sanırım ya sahil kenarında bir balıkçı kahvesinde olmak isterdim ya da bir dağın ta tepesindeki bir kulübede ama dikkat ettiniz mi hep bir çatı var düşlediğim yerlerde. Sığınma arzusu bu... Yalnız yapamıyoruz sanırım ne kadar güçlüyüz, falan desek de.
Vazgeçtim... Uzaklarda biri var, tanımadığım ama tanımadan sesiyle tanış olduğum sevdiğim bir değerli insan var... Ellerini saygıyla öptüğüm, onun yalnızlığını yüreğimde hissettiğim bir anne o. Onun yanına gidip kapısını çalmak ve bak işte Serap benim, demek isterdim ve yılların ondan götürdüklerini sorgulamadan yatıp dizlerine saçlarımı okşamasını isterdim.
Şimdi ben dört dönen bir topaç gibiyim. Bir an sonra yavaşlayacağım ve düşecek boynum. Ayaklarının dibine düşeceğim ve sen beni bunca döndürdün ya etrafında ... bükülekalırken ben ayak ucunda son kez bakmak istiyorum gözlerine... Oradaki kendimi bir kez daha görmek ve öyle kapamak istiyorum gözlerimi, çok yorgunum...
SERAP DEMİRTÜRK