Gaz Bitti Benzin de Yok (Gazi Bey 1)
Malatya’da geçirdiğim on küsür yılın sonunda en kalıcı isimlerden biri kim denilse hiç şüphesiz Gazi Bey derim. Bir aşiret mensubu, Drejan aşiretinden. Drejanlıkla kalmaz Gazi Bey, Şatıroğullarıyla da ilinti kurar, kimi zaman da Şavatalarla.. Gazi Bey’in tarzı dayı yeğen esasına dayalı.. Eğer kişi kendisinden büyükse hitap tarzı dayı, yaşça küçükse kendisinden, yeğendir o kişi Gazi Bey için.. Meziyetleri saymakla bitmez, çözemeyeceği, halledemeyeceği iş yoktur.
Bir meseleniz mi var, sorunlu bir işiniz mi var,hastasınız doktora mı götürüleceksiniz,ilaç mı yazdıracaksınız,ameliyat mı olacaksınız,ehliyet mi alacaksınız,öğrencinizi kayıt ya da bir başka okula nakil mi ettireceksiniz tüm bu meselelerin çözüm adresi Gazi Bey’dir.
Bir motorcudur aslında Gazi Bey,makinacıdır yani.. Motoru söker tekrar da yapar..Malatya da ilk vazifeye başladığım günlerde sıcak ve samimi tavırlarla yaklaştığında sormuştum ne iş yapıyorsun vazife nedir dairede diye.
Vallaha her işe bakıyorum demişti.. Arşiv bende,kütüphane bende,bunların dışında sivil savunma ve dairenin yazı çizi işi, yani tabelacılığı da bende demişti. Önceden de saymanlığa,muhasebeye, makinaya baktığım dönemler oldu,bir ara da muavinliğe falan baktım diye de ekledi arkasından.. Neredeyse dairenin omurgası Gazi Bey..Fakat asli işi bir yukarı paragrafta sayılanlar,dairenin işleri tali iştir, ikinci planda yani..
Anlatacağım anı Gazi Bey’in motorculuğuyla alakalı. Başka hatıralar da var ama onlar devamı şeklinde gelecek...
74 model bir Forda biniyor Gazi Bey ve hemen her gün arabasıyla işe gelip gidiyor,aynı zamanda dairenin de bir nevi servisliğini yapıyor. Geliş gidişler asla boş değil, bağajına kadar kim varsa atıyor.
İş çıkışı ısrarla Abdullah Hocayla beni de arabasına aldı o gün. Sohbet ederek ilerliyoruz.. Motor bir tekledi,arkasından bir silkeledi.Bir hırıltı bir gürültü çıktı.Ne oluyor bir sorun mu var Gazi Bey demeye kalmadan;
Eyvah gaz bitti,benzin de yok arabada dedi ve anında direksiyonu yana, Çilesiz tarafına kırdı. Dar sokağa girdik iniş aşağı. Biz nerede kalır nerede itelemeye başlarız onu düşünürken o gayet rahat merak etmeyin sorun olmaz benzinliğe ulaşırız dedi.
Gazi Bey yakında istasyon falan yok, hemen önümüz ana cadde,araç kaynıyor orada, bu şartlarda nereye kadar gidebiliriz ki dedik.
Bak görürsünüz dedi.
Biz ittirmeye razıyız, istiyoruz ki benzinliğe yaklaşalım, ne kadar ilerlersek o kadar iyi diye düşünüyoruz.
Her ne kadar motorcu da olsa bir yerde kalırız diye içimizden geçirioruz. Gerçi Gazi Bey’in tarzını az çok biliyoruz,arabaya hakimiyetinin farkındayız ama buna hiç ihtimal vermiyoruz.
Öyle usta ki, hafif bir inişte arabayı boşa alır, bazen kontak anahtarını çıkarır, ya cebine kor, veya yanındaki arkadaşına verir ki bu işe ne kadar hakim olduğunu göstermek için.
Ford için bu fındık motor yakmaz, subap ayarı yaptım,ince meme taktım,sadece koklar diye bahseder. Bununla da yetinmez bir de fırsat bulduğunda boşlar ve bütünüyle sarfiyatsız ilerler.
İşte hünerini tam göstereceği bir durumdu bu. Şaka maka epeyce ilerlemiş yolu yarılamıştık. Her seferinde tam kaldık dediğimiz yerde bir manevrayla bir başka sokağa ya da caddeye giriyor ve araba iniş aşağı tekrar hızlanıyor ve bir başka rampayı böylelikle çıkıyordu.
Kimi zaman ana caddede,kimi zaman ara sokaklarda tam beş altı km yol katettik hiç inmeksizin ve ittirmeksizin ve nihayetinde benzinliğe ulaştık.
Gazi Bey beş liralık tüp,beş liralık gaz aldı,şimdilik bu yeter dedi ve bize dönerek nasıl arkadaşlar, nasıl buldunuz beni,nasıl buldunuz kaptanlığımı diye sordu?
Diyecek bir şey yoktu, ancak şapka çıkarılırdı buna. Bu Gazi Bey’di onun halledemeyeceği iş,çözemeyeceği sorun olamazdı.
Onun esas özelliği hiç paniklememesiydi. Olaylar karşısında asla telaşa kapılmaz,soğukkanlılığını korur, mutlaka bir çıkış yolu bulurdu. Başkasına benzemezdi, bu Gazi Bey’di.
Devam edecek..
Kemal GÜL
24.11.2013
YORUMLAR
:)))
5 yıl kaldım Malatya da...
yazınızı okuyunca, beraber çalıştığımız Malatyalı arkadaşlar geçti gözümün önünden...
sahiden de, memuriyet dışında her türlü iş gelir ellerinden
ve memuriyeti de sanki hobi niyetine yaparlardı... :)
hobi derken yanlış anlaşılmasın sakın,
işlerinin hakkını da verirlerdi...
...
yazınız sayesinde Malatya"daki gerek iş arkadaşlarımı
gerekse dostlarımı ne kadar özlediğimi fark ettim...
akşam telefon trafiği yoğun olacağa benziyor... :)
...
devamını da merakla bekliyor olacağım...
dostça...
elbistan
Denizce
üzgünüm ama okumadım, en kısa zamanda devam o zaman :)
İlginçti, güzeldi.
Biz de hep böyle anıları kaleme alıyoruz ama,
buradaki edebiyat uzmanlarına bir türlü beğendiremiyoruz.
Umarım ve dilerim,
bu güzel kalemin kıymetini bilir,
bir iki kelime ile onurlandırırlar.
Çok beğendim anlatım dilinizi...
Güzeldi..
Bu arada,
ilk iş yerim Elbistan'da idi.
O nedenle,
özel ilgim vardır o şiirn beldeye...
Biraz da nickiniz ilgimizi çekmedi değil...
.
Bir tutam hayat tarafından 11/25/2013 9:43:08 AM zamanında düzenlenmiştir.