- 491 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYALLERDEN GERÇEĞE AZMİMİN ZAFERİ 17 - Bölüm
HAYALLERDEN GERÇEĞE AZMİMİN ZAFERİ 17 ve son Bölüm
Saygıdeğer gönül dostlarım. Kurduğum hayallerin gerçeğe dönüşmesi için azmimin zaferini okuyarak, anlayarak sizlerde şahit olmaya sabırla özen gösterdiniz. Hayat hikayemin sadece özetini yazdığım halde sayfalar almadı. Henüz yazıp paylaşacağım nice özet konular var ama sizlerinde zamanınızı fazla almak istemem. Konuyu biraz daha özetleyerek sona doğru yaklaştım.
Allah’ım sağlıklı ömür verirse özetlediğim anılarımı daha detaylı anlatarak (Benimde hayatım roman) isimli kitabımda toparlamaya çalışacağım. Basım için hazır olan (Köşemdeki inciler) Kitabım şiir yorumlarıyla ciltler halinde inşallah önümüzdeki yıllarda okuyucu hayranlarımla buluşacaktır. Allah ve insan aşkıyla bütünleşen, güncel ve diğer konuları içeren Guinnes rekorlar kitabına girmeyi tasarladığım tamamı 11 heceli, kafiyeli beş kıta şiirlerim var.
Heceli aynı ölçülerde yazan tanıştığım yüzlerce üstadım var biliyorum. Bu vesileyle tüm gönül dostlarıma muhabbetlerimi iletiyorum. Binlerce adet her konuda yazdığım şiirlerin çoğunluğu sekiz ve on bir hecede yoğunlaşmakta. Gül şehrimden uzakta, Diyarbakır da torunumun okulunda öğrencilerle birlik olmaktan büyük mutluluk duydum. Öğrencilerde benim sohbetimden, şiirden memnun kalınca teneffüse bile çıkmadılar. Çünkü tüm soruları cevaplıyordum.
Torunum Zeki diğer torunum Dilara’ya övünerek dedem benim okuluma geldi deyince diğer torunum da telefon ederek: Dedeciğim seni okuluma bende bekliyorum dedi. Beni tanıyan bir çok arkadaşım İnternet sitesinden arıyormuş ama bulamıyormuş çünkü kayıtlı değildim. Bilgisayar kullanımı da bilemiyordum. Oğlum ve arkadaşların ısrarıyla bende sayfa açtırmış oldum.
Bilgisayar kursuna giderek biraz kendimi yetiştirmeye çalıştım. Çünkü kısa
süre içinde takipçilerim, okuyucu hayranlarım arttı. Torunum Dilara Ankara da okuyordu. Öğretmenine şair dedem gelecek diye bahsetmiş. Öğretmen de bekleriz demiş. Torunla birlikte Yeni Mahalle semtindeki okuluna vardım. Ben okulun kirişindeki yazıları okurken zil çalınca torunum sınıfına gitti. Salon sessizliğe bürününce benim her kirişte ki yazı farklılığı dikkatimi çekmişti.
Galiba güvenlik kamerasından fark etti arkamda bir beyefendi belirdi. Ben aradığım yere geldim diye kendi kendime konuşuyordum. Çünkü orada yazılanlar sanatımla ilgiliydi. Edebiyat caddesi, yazarlar mahallesi, şairler sokağı yazıyordu. Beni takip eden okul müdürüymüş. Hoş geldiniz dedi. Bende hoş bulduk dedim ve böylesine sanata duyarlı davranışı tebrik ettim.
Müdüre kendimi tanıtınca çok memnun oldu. Bunun devamı da var diyerek edebiyat dersinin yapıldığı sınıfa götürdü. Çevre duvarlarına bir baktım benim gönül dostlarımın fotoğraflarıyla, şiirleriyle doluydu. Müdür beni tanıttı. Bende öğrencilere şiirler okuyup sohbetimi sürdürdüm. Üstadım Abdurrahim Kara koç ile, sayın Cemal safi ile ve diğerleriyle şölen anılarımız oluyordu.
Atatürk’ün manevi kızı Merhum Ülkü Ada tepe ile de anım var arşivlerimde saklıyorum. Isparta il kültür turizm müdürlüğüne verdim. Okul müdürü beni odasına götürüp ikramda bulunurken bir bayan öğretmen geldi. Bende kızım Dilara’nın hocası sandım. Müdür beni ona tanıttı ve birlikte çıktık. Meğer o öğretmende edebiyat dersi konusu işliyormuş müdür beni oraya yönlendirdi.
Öğrenciler mantık sorularıma bilmecelerine şiirlerime hayran kalıyorlardı. Kendimi edebiyat süpermarket olarak yıllar önce ilan etmiştim. Çünkü yenilik peşindeydim. Şiirle masal yazdığım gibi şiirli dörtlük bilmeceler üretiyordum.
Örnek: Hiç kimse onu kuşanmaz, Ölüm olmadan boşanmaz, Her canlıya ihtiyaçtır, O bulunmadan yaşanmaz. Cevap (Hava) Onun işleyeni çoktur, Ondan tatlı bir şey yoktur, Ücretsiz tedavi eder, Hem şifadır, hemde doktor.
Cevap (Bal) Mantık soru örnek: Soba borusunda ne bulunur? . Cevap delik.
Elliden fazla yazdığım çocuk masalı, yüz bölüm yazdığım dizi, her türde roman, bilim kurgu, dramatik, aşk komedi, hikayeler, fıkralar, skeçler, şarkı, türkü, aranjman, arabesk sözleri, serbest dahil her ölçüde şiirler, binlerce adet manalı sözler vs. Son yıllarda müsvedde tutmadan direk İnternet siteye
, antolojilere yazıyorum, gruplarda da paylaşıyorum. Beni eleştirenlere, yorum yapanlara,okuyana minnettarım. İnternet edebiyat siteleri benim okulum oldu.
Toplum içinde protokolde yer alarak sahneye çıkıp duyguları ifade ettikçe, dünyanın bir çok yerinden eserlerim okundukça, yurt içi yurt dışı davetler alıp, Türk dünyası şairler, yazarlar, sanatçılarla birlikte programlar yaptıkça artık hayallerimin azmimle gerçeğe dönüştüğünü hissediyorum. Son yıllarda barış süreci sürerken akil insanların da arasına dahil edilip şiirlerle mesaj verdim.
Sayın artist Kadir İnanır beyle helalleşilip gönlünü alınca çok şaşırmıştı. Nedenini sordu. Bende geçmiş yıllarda video film, ve kaset pazarlı yordum, gerçi telif hakkı ödeyip bandrol alıyordum ama yine de hakkınız geçmesin dedim. Arkadaşlarına kendimi tanıtırken aldığım cevap şu oldu. Zeki bey bizler seni topluma hizmetlerinden dolayı tanıyoruz, on yönden aramızdasın.
Zorlu dramatik yaşamım çok şükür geride kaldı. Hedeflerimin içinde gönül dostlarımın eserlerini sergilemek, misafirleri ağırlamak için sanat evi yapmak vardı çok şükür yerini satın alıp hazırlıyorum, açılış yapacağım. Ayrıca köyde türbe yaptırmak için gerekli hazırlıklarımı tamamlıyorum. Allah’ın izniyle onuda gerçekleştiriyorum. 44. sanat yılımı kutlama amacıyla şiir şöleni yapacağım.
Isparta şiirleri antolojisinin devamı için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Sanat evim halka açık olacak. Öğrencileri de bekleyeceğim. Bu sanat evinde maksat gönül dostlarımın bana hediye ettiği kitapları arşivimde sergilemek, almış olduğum ödülleri, eserlerimi sergilemek. Yurt içi yurt dışın dan gelecek misafirleri ağırlamak, şiir ve müzik programlarını yapmaktır. Siz gönül dostlarıma, vatanıma, milletime yaşadıkça hizmetimi sürdüreceğim.
Not: SİZCE ÖRNEK İNSAN OLABİLDİM Mİ? yazımı okuyup yorumlayınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.