İZ BIRAKANLAR (2)

• 11 Kasım 2013 Pazartesi 23:44:45

Gün olup devran dönse de yanlış hesap bir gün olur Bağdat’tan geri döner mutlaka.
İnsanlık onuru için yaşamlarını hiçe sayanların Onurları kendilerine iade edilir yeniden! Onurun sözlük anlamını dahi bilmeyen bir takım biçarelerce..
Ancak konumu statüsü başarısı ne olursa olsun yanlış ve gayridürüst kimseler doğru ve güvenilir biri haline dönüşemezler kolay kolay.
*
Özgeçmişimde dokunmadıklarıma biraz dokunmak isterim bu sanal alemde gerçek yüzümle.

Naçizane 5 Kitabım (Alıcısı Bulunamadı. Ayışığı Bavulumda Tutsaktır. Zamanı Sorma Bana. Yaşamla Dans Eden Adam. Moda Mektubu.)
1982 tarihinde Enis FOSFOROĞLU TİYATROSU’nda Turizm Patlaması adlı oyunla başlayan tiyatro geçmişim 1986 tarihinde kendi adıma kurduğum Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu’nda oyun yazarlığı-yönetmen-oyuncu olarak süregeldi. .
Tiyatro Oyunlarım (Fincanın Etrafı Sarı. Sandığımdaki Renkler. Hocanın Fendi. Doğum Günü Armağanı. Huzurevinde Sürpriz. Uzaylı. vs.)

Vazgeçme.
Yitirme umudunu eskici.
Eskimeye yüz tutmuş torbandaki erdemlere
Çıkmasa da alıcı
Sen dolaş yine
Sabırla sokak sokak
Alıcısı bulunan onca çirkinliklere inat!

Dedim ve hem hep çocuk saflığı ve dürüstlüğü ile kalabilmek. Ve hem de sağlıklık toplumların sağlıklı eğitim almış çocuklardan oluştuğuna inandığım için Tiyatromun heybesine doldurduğum renk renk güzellikleri yurdun her bir köşesine saçtım avuç avuç.
Çocuklar merdiven yaptılar gökyüzüne çığlık çığlığa.
Gençler aydınlık yarınların düşlerini kurdular şarkılar eşliğinde el ele.
Hazanlar bahara dönüştü Huzurevlerinde.
İzleri durur. Sesleri yankılanır oralarda hala gizliden gizliye..

Yaşamımın hem geçmişi hem şimdisi açık seçik ortadadır görsellerimle birlikte.
Böylesi bir durum ‘olduğun gibi görünmektir’ ki bu cesarette her babayiğidin harcı olmasa gerektir.Üstelik böylesi mahşeri bir mezbeleliğin orta yerinde.

İşte bu nedenledir ki hiç kimse beni Yanlış tanıdığını asla iddia edemez!
Kimsenin de beni anlamasını beklemem. Bu zaten mümkün olamaz!

Ben dün iyi dediklerime bugün kötü diyemem. Dün başıma taç ettiklerimi bugün başımdan fırlatıp atamam. Bilirim ki onlardan önce benim başım eğilir yere.
Birlikte içilen bir bardak çayın. Alınıp verilen bir selamın. Bir gülümsemenin. Ömür boyu hatırı vardır benim Ömür Defterimde.

Defterdeki bu üç yıl süresince hiçbir üyeden bir saygısızlık bir rahatsızlık görmedim duymadım. Hatta gizli fanatiklerimin takipçilerim olduğunun da farkındayım. Güne düşmeyen çalışmlarımın okur sayısına baktıkça görüyorum bunu. Deftere daha çok çalışmalarımı kaydetmek üzere girmeme ve üyeleri pek fazla tanımamama karşın.

Ancak defterde gözüme çarpan üyeler arasındaki bir takım yorumların beni hayretten hayrete düşürdüğü de bir gerçek Her ne kadar bu ülkede hiçbir şeye şaşırmamaya alıştım desem de.

Emeğin savunuculuğunu yapan aynı kişi bu kez çok farklı bir yüzle kendisini ortaya koyuyordu.
Sanal ortamdaki bazı kimselere yönelik iki satırını okuyanların dahi yüzünü yerlere getirecek şiirine/taşlamasına! kraldan çok kralcı bir tavırla yaptıkları akıl almaz övgü takdir ve delice sevince şaşırmamak nasıl mümkün olabilirdi!
Hadi yazan şairi-yazarı geçelim!

Kadınların çoğunlukta olduğu yorumculara göz attım şöyle bir. Edebiyat öğretmeni eğitimciler. Çalışmaları sıkça güne gelen aldıkları sayısız kurdele böcek ve kişiliklerine methiyeler düzülen popüler isimlerin yorumları şiirin içeriğinden çok daha fazla yüz kızartıcı idi!

Sanal alemdeki insanların güvenilmez ve psikolojik bozuklukları olan kimseler olduklarını söylüyorlardı hep bir ağızdan sözleşmiş gibi. Böylelerini bilgisayarın test edip daha sonra bu aleme kabul etmesini önerenler bile vardı içlerinde.
Peki sizler de bu sanal ortamda değimisiniz!
Bu övgüler düzdüğünüz kimseyi çok mu yakındanı tanıyorsunuz. İnsan kendisini bile tam olarak tanıyamazken!
Sözlerine nasıl güvenebiliyorsunuz bu sanal ortamda peki!
Hiç tanımadığınız karaladığı diğer şahıslara hangi hak ve neye dayanarak bu akıl dışı yorumlarla saldırıya geçiyorsunuz ağzınızın suyunu akıtarak!
Ellerine sözlerine dillerine EMEĞİNE sağlık hocam muhatabına ulaşır inşallah! diyebiliyorsunuz!
Yazan üye kurnazca davranıp gelecek olumsuz yorumları önlemek için yarası olan gocunur dese de ben kendi yaramdan değil; öncelikle ahlaki insani erdemlerin ve Edebiyatın aldığı YARADAN dolayı derin üzüntü duyduğum için eleştiriyorum.

Aslında emek konusunda haklı olabilirsiniz kendi açınızdan!
Yeryüzünün en kutsal en değerli alın teri olan Emeği böylesine ayaklar altına alanlara:
Vedat TÜRKALİ’nin şu muhteşem sözlerini hatırlatmak isterim:

Bazen öyle diplomalı insanlar görüyorum ki, içimden “Bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür” diyesim geliyor!

Yorumlar arasından rast gele seçtiğim yorum sahiplerine pek çok Teşekkürlerimi gönderiyorum içtenlikle. Ve onların aracılığı ile sayfama yolu düşen diğer sayın üyelere “ömrünüze bereket” diyorum bir kez daha yeniden.
***

SAMİ BİBEROĞLU
Değerli Arkadaşım.
Yaşın, mevkiin, statün ne olursa olsun ellerinden öpüyorum...
Bir sürü vıcık vıcık komedi ya da salya sümük ağlamalı magazin aşklarını( Kendi yazdıklarım da dahil ) okuyan ve sayfalarca yorumlar yazan ehl-i kalem arkadaşları da bu yazıyı atladıkları için kınıyorum.
Teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
*
CELİL ÇINKIR
“Günün aydın olsun Tülin Hanım,
Biliyor musun Türk yazını ve kültürü yazını sayenizde çok güzel eserlere kavuşuyor. Bu sözleri aşağıya karaladığım naçizane dörtlükler için demiyorum.
Akşam Tülin ÖZTUNÇ kimdir Hazreti Google’a sordum ve anladım ki siz tüm insanlığa yaratanın bir lutfusun. Yaptığınız çalışmaları gıpta ve hayranlıkla okudum. İnanın gurur duydum. Hep yaptıklarınızla gurur duydum.
Hayata çok geniş perspektiften bakabiliyorsunuz. Ayrıntıda kaybolmuyorsunuz. Apayrı bir ruh güzelliğiniz var. Ruhunuzdaki güzelliği ortaya koyacak çok güçlü bir yüreğiniz ve beyniniz ile yalnızca onların emrini kabul eden DİK ama vicdanlı bir kaleminiz var. Kaleminiz kendinden emin ve doğru bildiğini şartlar ne olursa olsun yazmaktan çekinmeyen özelliğe sahip. Bu tür kalemler için HAVİ sıfatını veriyorlar.
Yazılarınızı okumaya başladığımda adeta kelimelerin bile vurgusunu ve anlamını özümseyerek okuyorum. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmamaya çalışıyorum. Evrensel değerlere katkı sunmaya çalışan kaç tane insan var daha sizin gibi. Gerçekten böylesine özelliği ve ruh güzelliği olan bir insan ile kader çizgisinde yolumun kesişmesi bana tanrının bahşedeceği en büyük lütuftur. Sizden alacağım çok katreler var.”
*
MEVLÜT GÖZDE
Yaşanmışlıkların anlatımı da bir başka güzel oluyor galiba Tülin Hanım...
Bahsettiğiniz konuların tamamına katıldığımı ifade etmek isterim. Gerçekleri yazan usta ve dobra kaleme saygılarımla...
*
CELİL ÇINKIR
Başlığı kadar içeriği de ENFESTİ.
Renklerin dilini anlatmada Evliya Çelebi’yi beğenirdim bir de Yaşar Kemal’i.
Okuyanlarda iz bırakmaktan öte bağımlılık yapan anlatım gücü ve nevi şahsınıza münhasır betimlemelerinizle kaleme aldığınız yazıları okumanın ayrıcalık olduğuna inanıyorum. İyi ki varsınız efendim. Saygımla,
*
Necdet ARSLAN
Büyük özveri...Büyük sunum;büyük önemseniş’in kanıtı için oldukça verili objeler.
Kısacık olmasına karşın sevi’yi kutsayan dizeler.
Çok beğendim.
Kutluyorum Efendim.
Nicelerine.Erdemle.
*
KNİSK
GÜNAYDIN GÖNLÜ GÜZEL KALEMİ GÜÇLÜ DOST,
HER ŞEYİYLE HARİKA BİR YAZI OKUDUM..BAZEN DE KENDİ MÜHRÜNÜZÜ VURDUĞUNUZ BETİMLEMELERE HAYAR KALARAK ÜSTELİK..SABAH OKUDUĞUM İLK YAZI DAHA ÜZERİNE OKUMAK İSTEMİYORUM..KAYMAKLI KADAYIF ÜZERİNE BİR ŞEY YENİRSE NE OLUR..?MİSALİ..SİZİ SAYGIYLA SELAMLIYOR HER ŞEY UMDUĞUNUZ GİBİ OLSUN DİLİYORUM..
*
Şair67
Ali Cemal AĞIRMAN

İyi ki doğdun, devrim denizeri
Yüreğinde yine yakmışın güneşi
Asaletinle, özünle, yüreğinle cesaretinle
Devrimci menzilinle hep, yaşa
Böylesine bir günde, yürekten kutladım sizi
____________________________________NİCE YILLARA
Engin Saygılarımla
*
İNCİ/Naz ARIK
Yine harikaydınız Tülin hanım. Yine akıllıca ve etkili bir yazıyla düştünüz sayfama.
Sizin o güzel yüreğinizi selamlıyorum ve Allah razı olsun diyorum.
Keşke malın, mülkün tek sahibi Yaratan diyen bizler bunu sanal düşlerimizden gerçek düşüncelerimize aktarabilseydik.. İşte o zaman içimizde, dışımızda, özümüzde bri olurdu.....
Sevgiler güzel dostum.
*
AYŞE 09 AYŞE KARAN
evet bende diyorum bu kadar vebalin altından nasıl kalkılır
rabbim sana sığınıyor sana havale ediyorum
insan olmayan insanları
saygımlasınız
*
Yavuz CEYHAN
gerçekten enfesti...gerçekten gözümü kapadım ve yaşayabildim küçük kızın gözüne bakarak . sevgi ve saygıyla kalın hep. selamlarımla.
*
BUTE
Ne güzel "günaydın" olmuş. Sitem edecek, "bana da yok muydu günaydının? " diye soracak kalmamış. Genzimizi yakan, çıldırmış bir bengi-su sevgi kokusuyla yıkanmış mısraların sahibine selam ve saygılar...
*
ÇİZGİLİ KAĞIT
Çok tatlı bir yazı.
Okurken ister istemez gülümsedim Eylül havasının ve ofisimin tüm kasvetine rağmen. Yazarının da yüzünde gülümseme eksik olmasın inşallah.
*
KEMNUR
sohbet türü yazıların söyleşi (röportaj) türünde kayda alınmasını bir türlü anlayamıyorum, ama bu sitede pek çok dostumuz bunu yapıyor. Sohbet menüsü olmadığı için onlara da hak vermek gerek, ama sizin bu yazınız ANI türünde de değerlendirilebilinirdi. YAZI YAZMA USTASISINIZ, İNANIN Kİ, ANEKDOTU İŞLEME BİÇİMİNİZ, YAZIYI KURGUNUZ DÖRT DÖRTLÜK; OKUYUP DA, BEN BU YAZIDAN BİR ŞEY ANLAMADIM DİYEBİLECK HİÇ KİMSE ÇIKMAZ. YaZIM KURALLARINDA İSE ZATEN ELİ ÖPÜLECEK KADAR TİTİZSİNİZ... TEBRİKLERİMLE SAYGILARIMLA...
*
İLHAN KEMAL
Güzel geldi bu deneme. Böyle düşünceleri duymak istiyor insan. Saygılarımla.
*
AYNUR ENGİNDENİZ
Çok güzel bir çalışma. Okuduğuma sevindim. Anlatımı, sadeliği, konusu başarılı ve etkileyici.
Yalnız sayfanın sonunda gereksiz bir boşluk olmuş. Düzeltirseniz uzun yazıdan korkan arkadaşlarımızı kaçırmamış oluruz:))
Sevgiler ve başılar.
*
KEMNUR
Evet, evet, işte bu... SÜPERDİ BU YAZI, ÇOK BEĞENDİM VE KEYİFLE OKUDUM... Ne söyleşi mi? Yapma be hocam, vaz geçin şu iNATTAN GARİ; BU KADAR GÜZEL BİR YAZIYA HAKSIZLIK DEĞİL Mİ BU, SİZCE?...Saygıyla
*
MEHTAP ALTAN
Börekçi mi yoksa kırtasiyeci mi var şimdi ki yerinde bende merak ettim...
Yazınız vefanın insan yüreğine değen sıcaklığının sesiydi...
Forumlarda vefat etmiş USTA ları anmak adına konular paylaşıyoruz bu yazınızı orada da paylaşmak istiyorum izninizle...
Vefa aydınlığa yürüyen her ışığı şiir ülkesine götürecek elçidir...
Bir yerde okumuştum Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın sanat anlayışını şu cümlesi özetler ; Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir."
*
Bir tutam hayat;
28 Şubat 2015 Cumartesi 06:56:05
Çok sağ olun.
İnsanımıza ve memleketimize olan sevginiz çoktur, biliriz.
Taşını, toprağını, böceğini, çiçeğini,
velhasılı her bir şeyini gönülden seversiniz.
Sevmenin yanında, güzel kaleminizle bunu açık etmeyi, birileri ile paylaşmayı da görev bilirsiniz.
Keşke,
hepimiz sizin gibi olabilsek.
Sevgiyi,
olanca yalınlığı, olanca güzelliği ile resmetmeyi becerebilsek.
Teşekkür ederiz ziyaretiniz için efendim.
*
Mehtap ALTAN
Ne garip! En yorgun ve umutsuz olduğum anlardan birinde böyle bir mesaj...
Hep söylerim iletişimin kuramayacağı bir köprü yoktur...
Öncelikle sağlığınız ile ilgili hayırlı şifalar diliyorum Sevgili Tülin Öztunç...
Asıl olan insani yanlarımız ve erdem dediğiniz gibi ... Bir çok sınavdan geçiyoruz ve en üzücü olnasa bu sınavlar esnasından en sevdiklerimizce hayalkırıklığına uğrammamızdır... Ve şaşırtansa hiç tanımadıklarımızın bize uzanan yüreğidir!
Hakkımdaki söylemleriniz umarım hakedecek devamlılığı sağlarım bana onur verdi gurur verdi...
Ayrıca kızınız ismi çok güzel...
Saygım ve sevgimle...
*
SAMİM- ramak_ kaldı
Yazdıklarında vardım, vardık.Şiirlerinde, hissettiğimiz ama diyemediklerimizi seslendirdi mısralarınız...Kimse oylamasada ben oy veriyorum....
Ben bu yazıyı günün seçkisi olarak kurdela ile değil tebriklerle imzaladım...(Hakikaten seçki kurulu neye göre seçiyor seçtiklerini..? Bu kurul kaç kişi ve ölçü nedir bende meraklanmaya başladım)
*
Bunca yıllık ömrümde Aklımda Ruhumda ve Yüreğimde İZ bırakan şu sözler oldu yalnızca:
BÜTÜN ALEMİ ARAŞTIRDIM GÜZEL AHLAKTAN DAHA ÜSTÜN BİR LİYAKAT BULAMADIM.

TÜLİN ÖZTUNÇ