- 614 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ZİKİRLE GELEN HUZUR
Saatlerce süren bir uykunun ardından, yeni bir sabaha açtınız gözlerinizi, güneş en güzel ışıklarını pencerenizden içeri salıyor ve kuşlar en güzel seslenişleriyle kulaklarınıza melodiler saçıyor… peki siz ne düşünüyorsunuz?
Hiçbir şey yapmadan, bir emek harcamadan, size bu nimetleri sunan, geceyi de gündüzü de, sesleri de, kuşları da, ışığı ve sonsuz güzellikleri veren Allah’ı anmamız gerekmez mi?
Kainatın yaratıcısı olan Allah, sonsuz ilim sahibi, sonsuz zenginlik sahibidir. Ve her şey O’nun kontrolündedir. İnananlar sonsuz nimetleri yaratan, Yüce Allah’ı her an durmadan, övgü ve hamd ile tesbih ederler. Ve derin bir tevekkülle yaratılanlar hakkında uzun uzun düşünüp huzur bulurlar.
Rabbimiz bir ayetlerinde şu şekilde bildirir:
“Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.” (Vakıa Suresi, 96)
“Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” (Tur Suresi, 48)
Rabbimizin ayetinde bildirdiği gibi “Kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur (felah bulur)” (Rad Suresi, 28)
Allah hayattaki tek gerçek mutluluğun, Kendisini anmaktan geçtiğini bildiriyor, derin çoşku ve bağlılıkla, her an tüm hücrelerinde hissedildiği zaman ve tam anlamıyla bütün varlığıyla insan, Rabbine teslim olduğu zaman huzura ulaşıyor.
Aynı zamanda zikirle meşgul olan kişiler, her an Allah’la birlikte oldukları bilincini kazanırlar. Allah’ın denetiminde olduğunu bilen insanlar hayatlarını ona göre sürdürür, O’nun rızasıyla hareket ederler. Her olayı, durumu Allah’ın yarattığını ve birer imtihan vesilesi olduğunu unutmazlar. Öfkelenseler korksalar, endişelenseler dahi her olayı, detayıyla yaratan Allah’tır.
Bazen bir çiçeğe bakar , kimi zaman bir çocuğa, göklere, uçsuz bucaksız dağlara bakar, bazen de kendine bakar yine Rab’lerini anarlar. Çünkü her yerde kusursuz yaratılışı ve sanatı görür ve takdir ederler.
Allah bir ayetinde şu şekilde bildiriyor:
“O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?” Mülk Suresi/3
Kainatın her yanı Allah’ın zikriyle donatılmış, O’nun tecellileriyle. Güzellikleri gören, gerçek imanı kavrayan insan bu güzelliklerle Rab’bini anarak yeise düşmez, gizli ve açık bir şekilde tesbih eder, güven, neşe duyar. Gerçek sevgiyi hisseder, hayata imanın ışığıyla bakmayı öğrenir.
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.”” (Al-i İmran Suresi, 191) ayetinde bildirildiği gibi Allah’ı sürekli tesbih ederler.
“Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.” (Taha Suresi, 130)
Allah’ı anmak için belirli bir zaman yoktur, her insan istediği zaman Allah’ı anıp yüceltir. Ve bu durum insanı hoşnut eder.
Mutlu olmak için alışveriş yaparlar, tatile giderler, büyük miktarlarda paralar harcarlar ama gerçek mutluluğa ulaşamazlar. Çünkü ruh gerçek sevgiyi arar bulamadığı zamansa yorulur, bitkin düşer. Yapay ve geçici hiçbir sevgi ruha ulaşamaz, ruha dokunan tek sevgi elbette ki imani yüce bir sevgi olan Yüce Allah’ın sevgisidir.
“Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, her şeye güç yetirendir.” (Teğabün Suresi,
Allah’ı anmakla ilgili Kur’an’da birçok ayet bildirilmiştir.
Allah’ı şu zikirlerle de tesbih edebiliriz:
“SubhanAllah, Allah’ım Seni her türlü eksik ve noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sen münezzehsin.”
“Estağfirullah, Allah’ım beni affet, günahlarımı bağışla”
“Elhamdülillah, Allah’ım verdiğin tüm nimetler için şükürler olsun, hamdolsun.”
“Allah-u Ekber, Allah’ım sen çok büyüksün”
Şule AKDEMİR