- 622 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Oy Kaburga Kemiğim Oy !
Adam ped reklamlarından rahatsız olmuş, devletin kanalında konuşuyor:
“Bu gizli saklı olur, kanatlı kanatsız, reklamlarda uçuşuyor”. Diyor.
Gel de; “sana ne, uçuşan kanatlı-kanatsız gelip de yüzüne-gözüne mi yapıştı, ağzına mı doldu”, deme .
Düşünsenize, aynı zihniyet tecavüzcüye indirim uyguluyor.
“Kardeş sen az suçlusun, çünkü kadın açık giydiği için seni tahrik etmiş.”
“Hadi kardeş sen de al bakalım o tecavüz ettiğini. Tecavüz edilmiş bir kadınla ömür geçirme cezası sana yeter”. Öyle ya becerip atmayı düşündüğün birisiyle yaşamaya mahkumiyet cezası az da sayılmaz.
Ya kadın!
Kendisine saldıran caniye ömür boyu teslim edilmiş bir canlının ruh halini, ömrünü nasıl geçireceğini, nasıl bir yuva kurup da çocuklar yetiştireceğini düşünebiliyor musunuz?
“Nikahta keramet vardır”.
Nah, keramet…
“Böylesi nikahta esaret vardır, rezalet vardır”.
İnsanın aklı almıyor. Kadın aşağılanıyor, tecavüze uğruyor, doğurduğu bebek “piç” damgası yiyip-hayatı baştan karartılıyor. Kadına at gözlüğü takılıyor, eve hapsediliyor, toplumdan uzaklaştırılıyor, erkeğin ihtiyaçlarını-eksiklerini tamamlayan alet gibi görülüyor.
Kadın aşağılanıyor, beyni-yüreği paçavraya çevriliyor.
Ve o kadın gene de kendisine bu zulmü, zilleti reva gören zihniyete-sapık/çağdışı ekibe rey veriyor, pirim yaptırıyor.
Bu ne anlam taşır:
Demek ki, o kadın bunu hak ediyor.
O kadın da sapıktır.
O kadın insan olmak istememektedir, ucuzdur, basittir.
Ya da;
O kadın iyice ezilmiş-susturulmuş-teslim olmuştur.
Hayatı akışına bırakmış, günü kurtarma peşindedir.
Olasılık hangisi olursa olsun, böyle bir kadının kuracağı yuva bozuk olur.
Böyle bir kadının yetiştireceği çocuklar eksik ve sorunlu olur.
Böyle bir kadının kocası olan erkek eksik olur, mutsuz olur. Değil cemiyetine kendisine bile yararlı biri olamaz.
Yaşadığımız günlerde devletimizi yönetenlerin ve kadın güruhlarını kandırıp peşlerinde sürükleyenlerin bazı söylemlerine bakın hele. Bunları duymazdan gelen veya bunlardan mana çıkarmayarak, peşlerine takılan kadınlarımıza nasıl güveneceğiz. Onlara anamız-bacımız-evladımız diye nasıl saygı-sevgi duyacağız.
---“bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem."
--- “kadına şiddet abartılıyor."
---“ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum."
---“benim bedenim, benim kararım diyenler feminist."
---“kürtajı bir cinayet olarak görüyorum."
---“tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar."
--- “tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum."
---“tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı. Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular."
---“kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın."
---“yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya."
---“kızlarına sahip çıksalarmış."
---“medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik."
--- “evdeki işler yetmiyor mu?"
---“kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek."
---“kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor."
---“türk kadını evinin süsüdür."
---"örtüsüz kadın perdesiz ev gibidir, ya satılıktır ya kiralık"
Kadının özgürlüklerini kısıtlayan bir zihniyete neden oy verilir.
Bir kadın buna nasıl tahammül eder..!
---“Hamile kadın sokağa çıkmasın, çıkarsa da kocasıyla çıksın”.
---“Doğur, en az üç çocuk doğur. (Nasıl doğuracağına da ben karar vereceğim)”. (Yırtına yırtına doğur, bana ne. İster öl, ister geber, ama “sezaryen yasak).
---“(Ben senin apış aranın müdürüyüm).
---“Kürtaj yasak”.
İnsanı ürpertiyor. “Ayyaş koca istemiyoruz, dindar koca istiyoruz” yazılı pankartları mitinglerinde daha bebek denilecek yaştaki kız çocuklarına taşıtıyorlar. Koca koca kadınlar da buna alet oluyor.
Bu nasıl bir sapıklıktır ki, anlamını dahi bilmediği bir pankart sabi sübyanın eline tutuşturulup sokağa salınır. Onların kalem tutması gereken tazecik elleri hangi kara vicdanlılarca kirletilir.
Nasılsa erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmışlar. Başlarını sarıp sarmalayıp kuzu kuzu oturuyorlar TBMM sandalyelerinde. Bön bön ve de boş boş bakıyorlar kameralara. Yazıklar olsun, bazı omurgasız erkeklerin kurduğu siyaset-rant-intikam tezgahında yem olan o kadınlara ki; nice nice on binler onlara oy verip kendilerine temsilci-vekil seçtiler. Onlardan; kendilerini temsil etme, savunma, ülkelerini kalkındırma hizmetleri bekliyorlar şimdi.
Oysa onlar oltanın ucunda balık yemi, sıçan kapanında bir parça peynirden farksızlar.
Ateş topu olmuş da yakıyor yüreği yaşadığımız günler.
Acıtıyor, kahrediyor insanı bu densizlikler, bu çirkinlikler.
*Müsadenizle*
YORUMLAR
Yazdıklarınızın çoğu değil, tamamı doğru. Gerek seçilen alıntılar, gerek yazınızın her cümlesi, ayrı bir yazı konusudur.
Ne çareki inanç diyor, demokrasi diyor, sandık diyor, yaraların üstünü kaptıyorlar.
Sanki inanca, demokrasıye, sandığa itiraz eden varmış gibi...
Sevgi ve saygıyla... Müsade sizin efendim, ne demek?
Yazdıklarınızın çoğunda haklısınız.
Ülkemizin acı gerçeği bu.
Umarım ve dilerim,
kısa zamanda sizin zihniyetiniz iktidara gelir ve tüm bu çarpıklıkları düzeltirler.
Bizlere,
hür, temiz, dürüst, pırıl pırıl bir dünya sunarlar...
Tecavüzler olmaz...
Kadınlara şiddet uygulanmaz...
Erken evliliklere izin verilmez...
Eşitlik tam manası ile sağlanır...
Her şey güzel olur...
Yazdıklarınız güzeldi...
Ama,
şu kaburga olayı olmadı...
Bari,
insanların inançlarına saygılı olsaydınız...
Tüm inananlar kötü değil sonuçta...