- 402 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaz kuğu uçuyor- O tablodaki kız Sensin Veda bölüm-5
Bölüm- 5
O Tablodaki Kız Sensin Veda
Hafta sonunu iple çektim desem yeri var. Orhan ustanın resim atölyesini bulmak bayağı zamanımı aldı. O da beni bekliyormuş. Kapıda karşıladı.
Orhan Usta:
_ Epeydir aha bu kapının önünde seni bekliyordum. Bayağı geciktin.
Kemal:
--Biliyorsun Usta buraların yabancısıyım sora, sora buldum ancak.
Orhan Usta:
_ Gel içeri şu sandalyeyi al yanı başıma otur. Bu gün burada Şükrü Babanın çok değişik yönlerini tanıyacaksın. Zaman ne çabuk geçiyor yaklaşık kırk yıllık bir arkadaşlık dile kolay. Ne içersin soğuk bir şey söyleyelim.
Kemal:
_ Siz ne içerseniz bende ondan içerim
Orhan Usta:
_ Peki senin dediğin gibi olsun. Fatoş kızım bana bir bak.
Fatoş:
_ Buyur Usta
Orhan Usta:
_ Bize bir çay demle kızım.
Fatoş:
_ Hemen demliyorum Usta.
Orhan Usta:
_ Hadi evlat bizde kapı önüne çıkalım sana
göstereceğim çok şey var.
Kapının önüne çıktık. Bana karşı sırada bir apartmanı göstererek ‘’İşte Şükrü baba bu binanın ikinci katında oturuyordu. Tabi son bir kaç seneyi saymazsak. Gel şu yola çıkıp biraz yürüyelim. Çay ancak biz dönene kadar demlenir.’’
Ana yoldan yukarı doğru yürümeye başladık. Beni biraz ileride bir pastanenin önünde durdurdu.
Orhan Usta :
_ Vitrinin iç tarafında ne görüyorsun evlat
Kemal:
_ İçeride çalışan kızları görüyorum.
Orhan Usta:
_ Ama şükrü Baba o vitrinden içeri baktığı zaman Vedasını gördü ve vuruldu. BU hayatta bundan sonra onun için sadece Veda vardı. Pastaneden içeri girdimi hemen kapının yanı başındaki masaya oturur ve Vedanın yanına gelip vereceği siparişleri almasını beklerdi. Bak görüyorsun ya hayat ne kadar çabuk değişiyor o masayı bile kaldırmışlar yeri bomboş.
21
Yolun sonuna kadar yürüdük. Bulunduğumuz yerden kitabında bahsettiği evin balkonu da görünüyordu. Orhan Usta ‘’ hadi geri dönelim çay demlenmiştir her halde. İnşallah çocuklar akıl edip bir tabakta bisküvi koymuşlardır.
Geri dönüşümüz daha çabuk oldu Fatoş bizi kapıda karşıladı
Fatoş:
_ Nerede kaldınız Usta? Çayları döküyorum yanında kremalı bisküvi de benden.
Karşılıklı oturduk çaylarımızda hazırdı. Birer yudum çay aldıktan sonra. Orhan Usta üzeri kapalı olan bir tabloyu işaret etti.’’ İşte evlat sürpriz orada duruyor hemen karşında kalk ve üzerindeki örtüyü al bakalım beğenecek misin eserimi? Ama dur önce şu çaylarımızı bir içelim’’
Yerimden kalkmışken yeniden oturdum. Bir taraftan çene çalarken önümüzdeki bisküvileri de silip süpürdük. Söz dönüp dolaşıp futbola geldi
Orhan Usta:
_ Şükrü baba benim bildiğim kadarı ile koyu bir Beşiktaşlı idi ama sanki son zamanlarda Galatasaray’a dönüş yapmış gibi bir hali vardı.
Kemal:
_ inanmam o daima koyu bir Beşiktaşlı olarak yaşadı. Beni inandıramazsınız. Şimdi tabloya bakabilir miyim?
Orhan Usta:
_Tablo senin tabi ki bakabilirsin
Kemal Tablo benim mi?
Orhan Usta:
_ Bu tabloyu yapmaya henüz başlamamıştım. Tablo bittiği zaman sana teslim etmemi belirten belgeyi yanımda yazdı ve altını imzalayıp bana bıraktı. Hadi artık tablonun önündeki örtüyü kaldırabilirsin.
Oturduğum sandalyeden kalkıp tablonun yanına geldim. Kalbim küt, küt atıyordu. Sanki heyecandan ölecektim. Nefesimi tuttum ve örtüyü çekip aldım. Tabloyu görmemle çığlığı atmam bir oldu. Muhteşem dedim muhteşem bir resim. Hemen Orhan Ustaya döndüm.
Kemal:
_ Bu çizimi kim düşündü Orhan Usta sen mi? Yoksa
Şükrü Babamı?
Orhan Usta:
_ Şükrü Babanın iki sevgilisi vardı birincisi malum Veda Arasıl Kartal. İkinci sevgilisi ise İstanbul Kız kulesi. O istedi yapmakta bana kaldı. O esrarengiz bakışlar ve muhteşem kızıl saçlar. Aynı güzellikte Kız kulesi, iç içe geçmiş iki sanat eseri. Kız Kulesi ve Veda. Veda ve Kız kulesi.
Devamı var
Tuğrul Ahmet Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.