Trabzonlu Zekiye
Trabzonlu Zekiye ..
Biraz deli , biraz duygusal , çoğunlukla çılgınlık yapan genç bir kızdır.Evlilik yaşı gelmişte geçmiş , yaşıtları çoluk çocuğa karışmış , kendiside hala "ev süsü" olarak evin bir köşesinde durmaktadır.
"Müzeliktir , müzelik" tabiri tam da ona göredir..
Bu Trabzonlu Zekiye , Trabzonlu olduğu için değil kocaman bir burnu olduğu için öyle anılmaktadır. Mahallede onu tanımayan yoktur. Bakkalından tut , simitçisine kadar..
Sizin anlayacağınız dilde herkese kuyruk sallamıştır..
Trabzonlu Zekiye’nin bütün gün işi gücü süslenip , püslenmek gezip , tozmaktır . Süslenmekten başka bir şey de bilmez . Ev işleri de hak getire zaten..
Bir elinde maşası , bir elinde saç fırçasıyla gezer durur evin içinde.. Sürekli aynanın karşısında süslenip durur , saatlerce kendine bakar..
Bakar bakar da kendinden neyin eksik olduğunu bir türlü bulamaz..
Günün birinde canına tak eder ve çok bilmiş teyzesi Billu Hanım’ın yanına gider.Billur Hanım , görmüş geçirmiş hali vakti yerinden bir hanımefendidir.
Bukuştuklarından aralarında şöyle bir konuşma geçer ;
- Billur Teyzeciğim ; neden böyleyim ben , nicedir bu hallerdeyim . Ne talihsiz başım varmış böyle. Yaşıtlarım evlendi , bense hala yerimde sayıklıyorum. Bulsan şu derdime bir çare..
Bakıyorum bakıyorum bende ne eksik var bulamıyorum..
Billur hanım derin bir iç çekerek başlar konuşmasına ;
-Aaa benim saf kızım , süslü kızım , evde kalmış kız kurusu kızım . Sende ne eksik ben bilirim de , sen anlar mısın onu bilemem işte..
-Sen söyle Billur Teyzeci’ğim bir hal çaresi yok mudur bu işin ?
-Vardır kızım vardır da sen anlar mısın ki beni ?
-Sen hele bir döyle Billur Teyzeciğim , orasını snra düşünürüz .
Billur Hanım derin bir iç çekerek ;
-Aaa benim saf kızım , süslü kızım , evde kalmış yarım akıllım kızım . Sende akıl yok akıl.Sen önce git bir aklını bul , sonra gel bana konuşuruz tekrar.
Trabzonlu Zekiye büyük bir sevinçle yerinden kalkıp olmayan aklını bulmaya gider . Billur Hanım ise şaşkın gözlerle kızın arkasından bakakılır ..
YORUMLAR
Ben de Trabzonluyum...
Yöre insanı, gerçekten mizahı seven,
tebessümü seven,
gülmeyi, güldürmeyi seven,
neşeli insanlardır.
Kendisiyle dalga geçmekten bile zevk alır.
Türkiye'nin dört bir yanını gezdim...
Çokça da yurt dışında bulundum...
Karadeniz insanı kadar güler yüzlü,
neşelisine rastlamadım.
Ama,
sizin hikayenizi sevmedim.
Trabzonlu,
burnu ile olduğu kadar esprisi ile meşhurdur.
Burun da, kendi burnudur.
Başkasının burnu büyük diye, Trabzonlu sıfatı yakıştırmak, hoş olmamış.
Karadenizli denseydi, kabul edilebilirdi.