- 536 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNEŞİN KADİM DOSTU HALİKARNASSOS
Sabah yine telaşla uyandı güneş.
Fırladı kalktı yerinden. Egenin mavi, beyaz cenneti Halikarnasos’ la buluşacaktı az sonra.
Tanımasalar bile onu şimdi bu isimle, o bilirdi Halikarnasos’un daha Bodrum olmadığı günleri…
Bu nedenle daha bir şevkle parlattı ışıklarını, kontrol etti son defa. Parlıyordu ihtişamla, yansıtıyordu ışığı her yana.
Artık hazırdı kadim dostu Bodrum’u kucaklayıp, ışığıyla sarmaya. Son kez baktı aynadan yansıyana ‘’göz alıcı’’ dedi gülümseyerek.
Takındı en güzel gülümsemesini yüzüne, düştü yola... Doğdu ve geçti pek çok dağın üzerinden, vardı Halikarnasos denen noktaya.
Yükseldi arkasından dağların, aydınlandı Göktepe selâm verdi Güneş’e her sabah ki gibi neşeyle. Antik Tiyatro, Myndos Kapısı ve Bodrum Kale’si de katıldı karşılamaya hemen. Güneş daha bir parlamaya başladı alınca bu yürekten selâmı. Her gün yeniden doğup geçtiği bu kente bayılıyordu sahiden...
Avaz, avaza şarkı söyleyen martıların sesini dinledi biraz, dalgalar dans ederken denizkızları saçlarını tarıyordu, kıyısında denizin. Çevirdi gözünü balıkçıların rastgele deyip attıkları umut dolu ağlara. İnsanların sımsıcak yüreğinden taşmakta olan en güzel anlar yansıyordu şu anda Halikarnassos’un bu şirin kıyılarına... Lafladılar bir süre… Güneş yükseldikçe göğün en yüksek yerine, çekildi denizkızları kıyıdan Egenin hırçın sularına...
Ve aniden bir yerlerden yükseliveren o türkü ile ’’çökertmeden çıktımda Halil’im aman başım selamet’’ her gün dinlese bile, bıkmıyordu sahiden… İçi bir hoş oldu yeniden…
Güzel beyaz evlerin, geçerken üzerinden eski dostlar el sallıyordu kendisine ezelden.
Limon ve mandalına ağaçlarının arasından geçerken kokularını çekti her günkü gibi içine derinden. Sevgiyle yasladı ışıklarını bu küçük kasabaya katıksız en güzelinden...
Gün dönüp de varınca akşamın koynuna, ayrılmak zamanı gelmişti bu sihirli yerden…
Biraz hüzünlü biraz mutlu çekti ışıklarını begonvillerin üzerinden… Bırakmak için yerini akşama salındı ağır, ağır ayrılmak zordu oradan… Giderken baktı aynı karedeki farklı izlere.
Eşlik ediyordu şimdi tüm güzellikler geçerken güneş sahilden. Her gün yaşanırken bu gün dönümü, kente başka bir siluet yerleşiyordu, veda ederken güneş gündüze...
Sokaklarda aynı telaş, aynı yoğunluk… Dinlenmiş bir günden yükselen yeni yorgunlukların telaşı…
Az ilerde denizin hemen üzerinde, denizden gelene eyvallah edip evlerine dönen balıkçılar göründü yeniden… Martılar veda şarkılarını yüksek sesle söylüyorlardı şimdi, güneş dağların arkasından kuytusuna geçerken...
Her günün ertesinde yaşanırken aynı döngü yaşam saçıyordu tarihin sayfalarından Halikarnasos.
Seslendi eski dostuna ‘’Usta eyvallah! Yarın atıverelim gari iki tek…
Hadi şimdilik hoşçakal…’’
Gülümseyerek döndü güneş yüzünü başka diyarlara…
Sevgiyle…
Maide Özgüç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.