- 657 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
POSTA KUTUMDAKİ O YABANCI KİMDİ?- Son Bölüm-
Mesajları okur okumaz bu kişinin beni gerçek yaşamdan tanıdığını düşündüm. Yorgundum. Belleğimi eşelemeye başladım. “Gecenin Prensi” adlı kişi acaba kim olabilirdi?
Elim yüzümde sıkıntılı gezinirken 30 yılı aşkın aynı yastığı paylaştığım hayat arkadaşım; “Hala onun kim olduğunu anımsayamadın mı canım?” demez mi!
O anı nasıl anlatsam ki ben size? Gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı, eşime hiç söylememiştim ki bu mesaj konusunu! Hem O nasıl tahmin edebilirdi? Az önce düşündüğüm kafamdaki soruyu, kendime sorduğumu nasıl bilebilirdi ki? Soğukkanlılığımı koruyarak sesimi yumuşatıp sordum:
“Az önce sen ne demek istedin hayatım?”
“Günlerce seni meşgul eden o kişinin kim olduğunu!”
“Nasıl yani?!”
Eşim bir kahkaha koparttı; ardından “zınk” diye yüzüne ciddi ifade takınıp bir de susmaz mı?
Yerimden kalkıp yanına gittim: “Senn, nerden biliyorsun mesaj konusunu, açıklar mısın lütfen?”
Gözleri muzip bir ifadeyle açıldı: “Ben bilirim, çünkü o kişi bendim canım!”
Dudaklarımdaki hayret nidasının gemini tutamamıştım.
“Demek o sendin haa!”
Koltuktaki kırlentleri kapıp tek tek ona fırlattığımda eşim hala gülüyordu.
“Bunu neden yaptın, ne gerek vardı bu oyuna?” diye sorduğumda eşim, yaşamım boyunca unutamayacağım bir dersi vermişti bana.
“Sen ilk kez evlilik yıldönümümüzü unutmuştun canım. Kafanı bilgisayardan hemen hemen hiç kaldırmıyordun. Bu unutkanlığının faturasını kesmeliydim. Nete biraz ara vermeni istemiştim. Bize biraz daha zaman ayırmanı istemiştim canım. Bu nedenle sen yokken facebook şifreni değiştirdim ve hesabını geçici olarak dondurdum.”
Şaşkındım!
Pişmandım!
Vefasız ve sorumsuz davranışımdan dolayı kendimi çok kötü hissediyordum.
Eşim bu ruh halimi anlamıştı; beni kendine doğru çekti:
“Hadi gel bu şakayı unutalım, aradan epey zaman geçti ama bizim sevgimiz hala devam ettiği için evlilik yıldönümümüzü bugün de kutlayabiliriz, değil mi canım?” dediğinde gözlerim mutlulukla ışımıştı. Ona sıkıca sarıldım: Başım sevgili eşimin göğsündeyken dudaklarımdan iki sözcük dökülmüştü:
“ Özür dilerim!”
Emine pişiren-2013
YORUMLAR
Valla,
bir hikaye ancak bu kadar güzel noktalanabilirdi.
Yani,
şu anki yüz ifademizi, yazarımızın görmesini isterdim.
Tebessümlerimizin doruklarındayız...
Bu sanal alemin yazışmalarını sevmiyoruz...
O facebook'tan ise nefret ediyoruz diyebiliriz.
Buradaki gibi paylaşımlar harika oluyor ama.
Neyse...
Sözü uzatmayalım...
Güzel bir hikayeydi.
Anlatım konusunu ise, dile getirmeye bile gerek yok.
Her zamanki gibi, mükemmel.