''NE VEREYİM ABİME?''
Ne ettin Sebile? Böyle başlık mı olur demeden önce, önyargılarınızı kışkışlayınız, çok saygıdeğer edebiyat sever dostlar. Başlığı, Cem Yılmaz’ın son gösterisini izleyenler, bilirler. Lakin konumuz bu değil bu gece.
Güne çok cici uyanıp, sabahın köründen akşamın taa bilmem kaçına kadar gördüğüm halk sağlığı dersinden olacak ki, tavan yapmış olan toplumsal meselelere olan duyarlılığım bine katlandı. Rutin işleri halledip, arkadaşlarla bir güzel yemek ziyafeti çektikten sonra konakladığım öğrenci yurduna geldim. Alışkanlığımdır, gündelik olayları takip etmek. Teknolojik aletin düğmesine basınca bir tık ile dünyayı dolaşıyorsunuz artık, malum. Türkiye’den Hüseyin Çelik naraları fırladı. Pardon ‘’dekolte’’ isyanı…
Demem o ki bizim bakanın içine fena oturmuş, sunucunun dekoltesi. Öyle dekolte olmazmış, dünyada bile hoş karşılanmazmış. Bak seeen!
Ben ne kaçırdım? Ülke ne zaman bu hale geldi? Çok uyuyan bir insan da değilim hani, ne ara korkar olduk dekolteden?
Tabi ya… Kadın vücudu, en büyük düşmanıdır ya hani erkeklerin! (Bilgisayar başında kafasını aşağı yukarı sallayan, onaylayan erkek arkadaşlar, abiler varsa, lütfen yazının devamını okumasınlar.)
Çok sevdiğim yeşil askılı, hafif dekolteli bir üst giymiştim geçen yıl. (Ne kadar ayıp değil mi, söylüyorum bir de). Bizim kampüs de kızlı erkekli, malum. Daha oraya el atmadılar çok şükür(!). Erkek arkadaşlarımızın hormon ayarından mı yoksa gözlerinin aşırı bozukluğundan mı kaynaklanıyordu o bakışlar, dile gelen fanteziler, çözemedim. Aslan gibi kadına şaşı olmuşçasına bakma cesaretleri nereden geliyor dersiniz? Hiç yorulmayın, kulağınıza fısıldıyorum:
Zihniyetten efendim… (Aramızda kalsın.)
Erkek çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren ‘’Hadi delikanlı, göster bakalım pipini’’ diyerek cesaret vererek yetiştirdiğimizden, ayıp, doğru, hoşluk kavramları soldan sağa yer değiştirmiş biraz. Kız çocuklarımız regl olduğunda ise ‘’Pis’’ olarak nitelendirilmiş, çektikleri sıkıntılar hep görmezden gelinmiş. Uzun lafın kısası, erkek çocuklarımıza, kadın; ezilmesi gereken bir canlı olarak öğretilmiş, kız çocuklarımıza ise, erkek; korkulması gereken bir yaratık olarak aktarılmış… Farkına varamadığımız ve günler geçtikçe de yitirdiğimiz ‘’insanlık’’ kavramı daha çocukken bize terkedilesi olarak öğretilmiş sizin anlayacağınız.
İnsanız yahu!
Ha kadınsın, ha erkeksin! Ama önce insan ol be adam! Dekolte gördüğünde beynine kan gitmez senin bilirim ben! Nereden mi biliyorum? Hani hemşireyim ya, ondan. Kendini tutamadığından, hor gördün sen o kadını… İradene yenik düştün. Acınasısın be adam! (Cümleler, Hüseyin Çelik’e benden bayram hediyesi olsun. Bayrama kadar ancak sindirir. Çok da umurundayım ama değil mi? Hani kadınım ya ben… Kim umursar ki beni.)
Genellemeler olduysa affola dostlar. Deliliğime verin demiyorum, ilk kez. Yazdığım en aklı başında yazıydı bu. İğnelediğime bakmayın. Her zamanki gibi içime içime oturdu haksızlıklar. Dekolte giymiş kadın gördüğünüzde İbo’nun dediği gibi ‘’Tombul tombul memeler, düğmeler’’ kısmına itibar etmektense, o kadının Türkiye gibi bir yerde özgürlüğünü korumasına, cesaretine, kendine güvenine hayran kalın. ‘Şu kadarcık yaşınla öğüt mü veriyorsun sen bakayım?’ demeyin… Ben erkek olsam, böyle olurdum, ondan. Kadınlarla, kadınlarımızla gurur duyardım işte…
Sevgiyle, SAYGIYLA kalın…
YORUMLAR
Tam ben de, '' empati yapsaydınız, böyle demezdiniz. Hatta mesela ben hemşire olsaydım da, siz erkek olsaydınız, o dediklerinizi yutmak zorunda kalırdınız. '' diyecektim ki, -ki düşündüm tabi yazınızın başlarında.
Yazınız bitmek üzereyken de, '' ben erkek olsaydım böyle düşünürdüm. '' dediniz de, kurtardınız yani. :)
Dobra bir kalemsiniz. Dikbaşlı, ama dik duruşlu.
Hep böyle kalın. Sağlıcakla...
Arf bir yazı okudum, hayatın gerçeklerine adeta ışık tutuyordu
Baktıkça insanoğlu artısı eksisi ,sinüsü, kosinüsü, tanjantı, kotenjantı, logaritması karaekökü ile kendisini aynada görür
Keşke kadın , kadınlığına sahip çıka bilse kadın ya babasının biricik kızı, ya çocuklarının sevgili anası, yada kocasının sevgili eşi oldu kadın gerçek kendisi olmadı hayatta gerçek rolünü şimdiye kadar oynamadı
çünkü hoyrat zamanın densiz insanlığın hep maşasıydı
Engin yüreğe selam saygı
ilginç bir yazı vel hasıl..sayın bakan bana kalsa öyle bir cümle kullanmamalıydı..insanların istekleri başkalarının isteklerine göre şekillenmez..sadece bastırılır..
Ben çok fazla insanla tanışıyorum..insanların giyimine bakmamak lazım..ama tabiki giyimde önemli her aklı başında bayan kendisini çevresinde bulunan erkeklere malzeme yapmamalı..
yinede herkes kendi tercihini yaşasın...
The words diye film vardı( Çalıntı hayat) şimdi bende adamların cümlesini çalmayayım,
''Hepimiz tercih yaparız,önemli olan tercihimizi yaşamaktır'' diye bir söz vardı ..bu duruma çok uyar
Bazı söylemler asıl niyeti saklamak için perdedir. Mesela sıkça namus sözü kullananların bazılarını bilirim. Bunu kendini saklamak için kullanırlar. Mesela kızların giyim kuşamıyla namusunu korumayı amaçladığını söyleyenlerin küçük yaştaki kızları yatağa atarken bir şekilde meşruiyeti sağlaması da komik değil mi? Yani iş göründüğü şekilde değil. Siz de çıplak gerçeklere baktırmışsınız.
Gel de gülme!
Gel de bu ne perhiz, bu ne turşu? deme şimdi..
" Kimseye karıştığımız " yok dendikten sonra, uğraştığımız konulara baktıkça üzülüyorum..
Sırada ne var acaba, " yok artık! " diyeceğimiz?
Hamile kadınlar sokağa çıkmasın, çok ayıp (!)..
Dekolte giyene, tecavüz sürpriz değildir..
Evet ortada bir ayıp olduğu çok açık..
O ayıp, bu devirde halâ okuma yazma bilmeyen kadınlarımızın varlığı..
Töre adı altında, katlediliyor oluşları..
Babaları hatta dedeleri yaşındaki adamlara kendi rızaları dışında satılmaları çocuk denecek yaşta..
Daha birsürü sebep var, şu an aklıma gelmeyen..
İnsanların başındakine ya da üzerindekine değil beyninin içindekilere bakmayı ne zaman öğreneceğiz merak ediyorum?
Keramet bir parça kumaşta değil, o kumaş hiçbir şeyin göstergesi değil çünkü..
Namusun asla!
Teşekkür ediyorum, gündeme dair satırlarınız için..