50'LERİM BÖYLE OLSUN!
Toplamışım böyle 20-30 kadını birden bir masaya. Rakı masasına ama… Hepsi harbi kadın, tabi. Aslan gibiler, o biçim. Ne ülke meselesi var, ne koca derdi.
Donatmışız masayı, adamakıllı. ‘Kadınlar nasıl da mutlu, bir göz gezdir etrafına.’ diyor içimizden en yaşlı olanı.
O zaman yaşımız olmuş, sen de 50 ben diyeyim 60. Moruk olmuşuz yani. Emekli Hemşireler Derneği diye bir şey kurmuşuz o yıllarda, yeni nesle uyum sağlamaya çalışıyoruz. Birimizin de kitabı çıkmış, daha yeni. Onun üzerinde konuşuyoruz. Nasıl da hararetliyiz… Kahkahalar, kikirdemeler almış başını gitmiş!
Sigarayı bırakmak için çok uğraşmışım ama bırakamamışım haliyle. Ne kafasını kaldırıp ‘hop arkadaş, yaşınızdan başınızdan utanmıyor musunuz?’ diyen var ne de yerin dibine sokan, yeren bakışlar…
Bizdeki özgüveni gör sen!
Gençleri kıskandıran cinsten. Etekler diz üstü, dekolte fena. Saat de gece yarısı gibi bir şey. Zerre korku yok, düşün. Mevsim de ilkbahar… Yaz tatilinin planlarını yapıyoruz. Ben ‘Balıkesir olmalı.’ Diyorum. Çok sıcağı sevmediğimden… Hem sakin ya, ondan.
Denizi kötü, biliyorum. Ama sakin işte…
İtiraz gelmiyor kimseden.
Herkes sakinliği özlemiş demek ki diye iç geçiriyorum.
Rakıyı sevmem ben. Ama hayallerimi severim.
YORUMLAR
Sebile Hanım,
İnsanın en güzel yaşıdır belkide , hastalığı olmadan, yakınlarını,evlatlarını kaybetmeden , dostları onu silkelemeden ve çekilmez bir yaşlı olmadan dostlarıyla elli yaşı yaşayabilmek.
Hayaller hep olmalı ama rakıyı da bir kenara itmek olmaz..
Dünyada çok güzellikler var , yaşanılası ,ömür sürdükçe su gibi hava gibi tat alınası.
Saygılarımla.