- 904 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnadına Yaşam, İnadına Gülmek Bu. (DENEME) Acıyı, Acı Yaşatanlar Utansın.
Bir parfüm kokusu dağılıyor pembe renkli cam şişeden, odanın dört duvarlarına doğru savrularak….
Baş ucumda yanan lambanın gülkurusu camından, kalem uçlarına doğru kızıl beyaz ışıklar yayılmaya çalışıyor.
Ve ben;
İnadına inadına ak sayfaları seninle doldurmaya çalışıyorum…
Koca duvar saatinin sarkacı, sallanışlarıyla zamanı acımasızca öldürmeye çalışıyor. Bense kendine acır gibi, çalan saatin ritmiyle dudaklarımı ısırmaya uğraşıyorum.
KOPUŞ BU, GÜNEŞİN IŞIKLARINDAN, GECENİN DİNGİNLİĞİNE KAÇIŞ, BELKİ DE.
Gizemler, bilinmeyenler sarmış düşüncelerimi hapsedilen duygularımın arasına. Yokluğunla, gidişinin çıkmazı arasında, bir ileri, bir geri sürükleniyor duygularım.
Ve,
HAPSEDİYORUM KENDİMİ ANILARIN KÜRESİNE.
İnadına inadına tutunmaya çalışıyorum boşlukta kalan düşüncelerimle.
SEVGİNİN SONSUZ BEKLEYİŞİ BU YOKSUNLUK.
Bir girdap bu düşünceler denizindeki. Tek cümleye bağlanan sonsuzluğa ulaşma çabası…
SEN YOKSAN YÜRÜMEZ OLUR AYAKLAR, durmayasıya yerinde sayan düşünceler gibi.
MUTLULUĞUN PENCERESİNDEN BAKAN, KAÇ GÖZ GÖREBİLMİŞTİR ONU?
Ve sen,
Sokak lambasının son ışık demeti,
bir köşesi açık perdemden odama girmeye çalışıyorsun…
İPİNİ KOPARAN BİR BOĞA GİBİ…
Beynimi zonklandıran çekiç darbeleri gibi, üşüşüyorsun gözlerimin dibine…
HASRETİN KUYUSU KAZINIYOR YÜREĞİMDE,
VE FIŞKIRAN BİR FISKİYE GİBİ DOLUŞUYORSUN ODAMA.
Unutulmaya çalışılan hasret kervanları sırasıyla, geçiyorsun göz uçlarımdan. Gözlerimi sıkıyorum.
BEYNİMDEN AKIYORSUN ÖNÜME.
Yutkunamıyorum, donuk hareketsiz duruyorum.
BİR ADIM SONRASI GÖRÜNMEYEN BİR YÜRÜYÜŞ BU ACIYA DOĞRU,
İNADINA VE DE İNADINA.
Mutluluk, özlemlerimin avuç diplerinden akıyor.
gözlerimden dökülenlerle.
Ve sen, bahar yeli gibi sessizlikle bakıyorsun,
göz kapaklarımı oynatmalarıma.
SENİ SEVİYORUM DİYECEĞİNİ ZANNEDEREK KANIM DONUYOR.
UMMAN GİBİ BİR BEKLEYİŞ BU SESSİZLİK,
ve,
UNUTULAN SEVGİNİN RESMİ ÇIKIYOR gözlerimden.
Karanlık, gök kubbenin ışıkları altında alaca karanlığa dönüşüyor.
Saman yolu, göz kırpıyor,
birkaç yıldız kayıyor,
kayıplar evreninde kaybolarak.
VE, YOKLUĞUN SEVGİYİ PERİŞAN EDİYOR.
Bense göz kapaklarımın ucundaki kirpiklerimle,
maytap çaktırıyorum göz bebeklerime.
SENİN RESMİNİ DAĞITIYORUM, BEYNİMİN SONSUZ KUYTULARINDAN,
alarak savuruyorum gök yüzüne.
Ve,
GÖK YÜZÜ SEN DOLUYOR ODAMDAN FIRLAYARAK.
Gülen yüzlü bir maske takıyorum yüzüme,
altında için için gülmek,
mor salkımlı akasyaların altında,
düşler görmek istiyorum.
Bir kement atıyorum hilal olmuş aya,
gülen aya doğru gülümsüyorum.
Hayatı görüyorum bana doğru gülümseyen,
sevgiyi görüyorum,
koltuk altında değneklerle yürüyor.
Ve ben,
Sevmeyi yeniden öğrenmek istiyorum,
sahiplenmek istiyorum sevgiyi,
avuçlamak,
tutunmak,
gülmek,
sevinmek için.
Seni tutmak istiyorum,
yeniden sevgiyi görmek için.
Ve ben,
bu rüyadan uyanıyorum,
imkansız, imkansız diyerek.
Uçuşan, uçarken daireler çizmeye çalışan,
yarasaları kovalıyorum.
Geceleri uyandıranları uyandırıyorum,
öğrensinler diyorum uykusuzluğu,
bir bakınsınlar, görsünler uyuyamayanları.
Ve ben,
PEMBEMSİ EFLÂTUN KOKULARI ARASINDA ŞAFAK BEKLİYORUM.
Odam kırmızı gül kokuyor,
Ben korku kokuyorum, korkuyorum.
Huzursuzca, ellerimle gözlerimi kapatıyorum,
Seni kokmak istiyorum odamda.
Buğulu gözlerinden acılar dökülüyordu böğürtlen taneleri gibi kızıla dönüşen. Göz yaşları, göğsünde, ipek gömleğinin üstünde renk değiştirerek birikiyordu.
Gidiyorum diyemiyordu gözleriyle bile,
gideceğini bildiği halde.
“BANA BİR ŞEY OLURSA ÜZÜLÜR MÜSÜN” DİYORDU,
hani ölüm, ölüm gibi ayrılık diyordu. Ve sesi küçülerek yok oluyordu.
SESLER GÖZLERDE BİRİKİYORDU.
Kalan, acılardan bahsederler hep, diyordu yazılanlar.
Oysa, giden gidecek acısıyla boğulur diyordu aşk.
Oysa kalan nefessiz bakıyordu, göğsünde patlayan gözyaşlarına aşkın.
GÖZYAŞLARI RENK DEĞIŞTİRİYORDU..
Giden bir bilsen, BÜTÜNÜYLE YUTULMUŞ BİR CEVİZ’İN BOĞAZDA ERİMESİ GİBİ ZORDUR DİYORDU…
Okurken yarım kalmış cümleyle kitabım düşüyor elimden.
En son okuduğum sayfada SEVGİ AKTIR DİYOR,
SEVGİ MOR PEMBEDİR, KAN KIRMIZI OLUR AVUÇLARINDA,
Pembe pembe akar yüreğe doğru.
SEVGİ KISIK SESLE SÖYLENİR.
Sevgi de çıkmaz,
sokak ortasında çıplak ayağa cam batırır diyor.
Ve sevgi erken ölür diyor, bilmezsen sevmesini.
Sonra sonra ağlarsın,
kimse duymaz hıçkırışlarını diyor.
Ve düşüyor kitap.
KİM KİME SEVGİYİ ÖĞRETİYOR DİYORUM.
En çok ben hıçkırmıyor muyum ağlarken,
kim duymuş ki diyorum, gözlerimi kapatıyorum.
Bir rüya sanki, aşk pantolon paçalarını iki kere kıvırmış, elinde bir demetçik menekşeyle gülümseyerek geliyordu. Gördün mü diyorum, gözlerimden boncuklaşan parlak sıvı tanecikleriyle yüreğime.
AŞK GELİYOR ELİNDE MENEKŞE DEMETÇİĞİ İLE, GELİYOR
ve gülümsüyor diyorum.
ŞAFAKLA BAŞLAYAN GÜN BATIMINDAN SONRA GECE YARILARINDA RÜYALARDA YÜRÜYORDU AŞK YÜREĞE DOĞRU.
Tek kişilik bir ayin bu sevmekle başlayan, sevilmekle devam eden ayrılıkla ölüme doğru yürüyen,
GÜN DOĞUMU YOKSUNLUĞU BU YÜREĞİ YALNIZLAŞTIRAN.
AŞK…
KİM KİME SEVMEYİ ÖĞRETE BİLMİŞ,
kim kimin için sevmeyi ölerek bitire bilmiş?
Hayat bir davulun tokmağı gibi, durulacak yeri bilmeden hep vurmak,
dan, dan ve de daann…
Ve biter denir aşk,
oysa yeni başlar.
Oysa yolda yürüyerek,
yeniden gelir üstüne üstüne.
Uğur böcekleri uçar,
yarasalar kol gezer karanlıklarda,
ve,
yalan mutluluklar sokulmak istenir, dibi delik yüreğe.
Sevgi kutsaldır,
Ve sevgi damar damar sarar bedeni,
VE SEVGİ ACIYLA ÖLÜMSÜZLEŞTİRİR RUHU,
İNSAN KENDİNE BİLE ÖLEMEZ,
ÖLMEK İSTEMEZ AŞK.
Var oldukça vurur yüreği,
Var oldukça inadına inadına sessiz şarkılar söyler.
SENİ AĞLATANLAR UTANSIN DER, KENDİ KENDİNE.
Ne kadar çok korkuyorduk yalnız kalmaktan,
ayrı yaşamaktan.
Şimdi karşılaşırız, yan yana geliriz diye korkuyoruz,
dön gel diyemiyoruz.
Neden gittin, neden yalnız kaldım diye birbirimize soruyoruz.
ŞİMDİ SESSİZCE BİRBİRİMİZDEN KORKUYORUZ.
BİRBİRİMİZDE SESSİZ KALIYORUZ.
BİRBİRİMİZLE KONUŞMAYA KORKUYORUZ.
Sadece uzaktan bakıp,
DÜŞÜNCELERİMİZDEN BİLE KORKUYORUZ.
Oysa,
ellerimizi ayırmaya korktuğumuz anları,
DÜŞÜNMEKTEN KORKUYORUZ.
BELKİ DE YENİDEN SEVMEKTEN KORKUYORUZ.
Bir kez bile dön bana, bana dön aşk bile diyemez,
LÂL OLUR DİLİ, SUSKUN OLUR YÜREĞİ, dalar, dalar gözleri boşluğa, boş boş, susmuş olur aşk.
Mustafa yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.