- 874 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Güldürme çocuk
.....Hayatının tamamını, eşine ve çocuklarına adamış olan yaşadığı hayattan iyicene yorgun düşmüş yaşlı bir baba, ömrünün son yıllarını üzerine gelen devasız bir derdin varlığını kabul etmiş olarak hayatını çekildiği köşesinde son zamanlarını yaşamaktadır.
.....Mevsimlerden son bahardır. Son bahar ona göre, hüzünlerin mevsimidir son bahar ona göre, sadece ağaçlardaki yaprakların sararıp döküldüğü mevsim değildir., Ona göre hastaların çoğunlukla bu mevsimde öldüğü duyguların başka mevsimlere göre daha çok yoğun yaşandığı’ da bir mevsimdir.
.....Hayattan yorulmuş yaşlı baba, yatağından erkence kalkar, balkona sabah erkenden çıkar balkonundaki her zaman kullandığı şezlonguna alaca karanlıkta uzanırdır.
.....Hava serindir, sabah ezanının ıssız şehir sokaklarında yankılanması kulaklarda hoş bir nida bırakması güzeldir.Ezan okunur koltuğundaki baba yerinden kalkar abdestini alır sabah namazını bir sandalye üzerinde kılar, tekrar geri gelir yerine uzanır ve etrafını özellikle de balkonundan görünen karşı dağları seyretmeye başlar.
.....Mevsim son bahar olduğu için,havadaki rutubetin az olması ve güneşli bir son bahar günü’ de olması nedeniyle, balkonundan karşısındaki dağlar daha net görünmektedir.Baba uzandığı şezlong üzerinden sabahın ilk ışıklarının vurduğu karşı dağları izlerken sonbaharın hüznü ile geçmişine dalar giderdir.
.....Son bahar mevsimi onun için hüzünlerin yaşandığı ölümlerin diğer mevsimlere göre daha çok olduğu bir mevsimdir. Her ne kadar ağaçların yaprakların kızıl sarı yeşil renkleriyle güzelmiş gibi görünse’ de ağaçların son baharın son zamanlarına doğru yaprakların yerlerde yağmurda yelde uçuşması pek çok insana olduğu gibi ona’ da hüzün verirdir.
.....İşte bu duyguları yaşarken babanın yanına onu çok seven, yatağından dedesi gibi erkenden kalkmış olan küçük torunu da yanına çıkar gelirdir.Her zaman torunu görünce neşesi yerine gelen o sabah neredeyse torunun yanına gelmesinden memnun olmaz ondan tarafa bile dönüp bakmadan Kafsından geçen hayalleriyle dalgın karşı dağlara doğru bakmaktadır.
.....Torun uykusunu almış sabah neşesi içinde, dedesinin kucağına sıçrayarak çıkar oturur ve onun beyaz sakallarını okşamaya başlarken dedesi gülümser, onun başını okşar ve soğuk bir yüz ifadesiyle dedesi de onu severdir.
.....Her zaman ki torununa karşı daha neşeli olan dede her ne kadar kucağındaki torununu sevse’ de, o gün fazla gülemez neşelenemez. Çünkü içinde bulunduğu yoğun duygulara kendini kaptırdığı için, geçmişin yaşantıları gözlerindeki onu meşgul eden anıları ona mani olmaktadır.
.....Torun bunu hisseder, dedesi ile daha fazla ilgilenmeye başlar onu güldürebilmek için hiç olmadık yaramazlıklar yapmaya başlardır fakat beceremez.
.....Amma torun ne yapsa nafiledir, o sabah babanın, yani çocuğun dedesinin yakın akrabalarının kardeşlerinin anne ve babasının son baharda öldüğünün hatırlanması bunların hatırlamaktan vazgeçemediği bir hüzün sabahıdır.
.....Az sonra çocuğun annesi gelir ve dedesi ile uğraşan çocuğunu dedesinin yanından alır götürür. Dede kaldığı yerden anılarından kimilerini özleyerek kimilerin de nefret edip düşünerek, ölen yakınlarını sonra kendi akıbetini düşünerek karşı dağlara vuran güneş ışınları içinde buruk hayaller kurarak, geçmişin acısını tatlısını içinde, ta yüreğinin derinliklerinde hissederek dalgın, dalgın oturmaya devam eder.
.....Güneş yavaş, yavaş karşı dağlara vururken karşı dağların güzelliği onun geçmiş yıllarına alır götürür. Götürür de kendi üzerinde hep bir eksiklik hisseder. Bir burukluk bir korku vardır içinde.
Güldürme çocuk
Güldürme çocuk.
Beni,
Boşu boşuna güldürmeye çalışma
Benim anılarım var ağlayacağım, benim mazimi anarak yaşayacağım
Çocukluğum var gençliğim var andıkça yaşatacağım,
Git…
Git buradan beni anılarımla yalnız bırak çocuk..
Git..
Güldürmeye çalışma çocuk.
Gülecek ne yüz kaldı bende ne güldürecek yüz
Acılarım çok,
Acılarım geçmişteki çektiklerim manidir gülmeme
Ne çocukluğum,
Ne de bir gençlik çağı yaşantım
Özlemim değil hiç biri benim içimde.
Git..
Git buradan beni anılarımla yalnız bırak çocuk.
Git..
Git buradan çocuk.
Senin gibi mutlu büyümedim ben.
Ve seninki gibi oyuncaklarım olmadı ne de beni seven bir babam oldu benim
Anam sevdi babam dövdü,
Tarlada bahçede çalıştım küçüksün demediler
Ahşap beşiklerde büyüdüm
Ne ninni söyleyenim oldu, masal anlatanım
Git..
Git buradan beni anılarımla yalnız bırak çocuk,
Git..
29 Eylül 13
Antalya
YORUMLAR
Çok değişik, çok anlamlı bir çalışma.
Eminim,
bu yazıda kendisini bulacak çok insan olacaktır.
Keşke diyorum,
şiir,
bu kadar yürek yakıcı olmasaydı...
Şöyle,
biraz babacan,
sevimli dede pozlarında olsaydı...
Hüzün ile torun sevgisi,
ne yalan söyleyeyim,
birbirine yakışmamış...
Anlatım dili nefisti...