- 373 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yurttaşlık Ve Halk Kavramı 2
Toplumun dili, yine bir üreten toplum ilişkilerinin bağıntı dilidir. Şarkı söyleyen dil ve kültür toplumun dili ve kültürü değildir. Toplum dili içinde “Ya Allah deyip, 600 okkalık kayayı düşmana atmanın, Nuh nebi anlatmanın dilsel anlatım kültürü ve mantığı yoktur. Bunların toplumda üretti sel yararı yoktur. Ancak bu, halk folkloru oluşla, kişi grup ve cemaat ilişkilerinin, özel hayatın cazip yaşantılaşmasıdırlar.
Bir kılıç sallayışında 80 kâfirin kellesini kopartmayı anlatan kültür öznel bilinç düzey ve anlayışlarının toplumsal olan dil ve anlatım mantığı içinde yeri yoktur. Zaten bunlar da toplum olmanın bilinç ve üretim ilişkileri değildirler. Toplumun melek cin gibi üretim dili olmayan, dil kültürü yoktur. Üreten, üretim yaptırmayı anlatan ve mesajlaşan, aklı işleten dil toplumundur. İnanan, iman eden, ikna olan anlayış ve dil anlatımları da halkın dilidir.
Toplum diliyle halk içinde, halk diliyle toplum içinde anlaşamazsınız. Alanların dilinin öyle olmasını kim belirler? Alanlar dilinin öyle olması gerektiğini, yine sosyal ve toplumsal alanlardaki kendi somut koşullarının öyle söylemesinden kaynaklanırlar. Toplumun dili zaten halkın işine yaramaz. Toplumun dili, halkının kullanım yapabileceği ve halkını devinime sokabileceği bir dil değildir.
Nasıl halk dilindeki 600 okkalık kayayı tek kolla kaldırmanın anlatımındaki espride toplum üreten bir yarar ilişkisi ortaya koyamazsa; halk ta uzayda en kısa yol bir eğridir anlatım dilindeki espriyi yaşantısı içinde kullanmayı ortaya koyamaz. İşte bu gerekçelerle dillerin toplum dili ve sosyal yapı dili olması benimsenir. Sosyal dil etnik imani olabilir. Ama toplumun dili uyrukluktan azadedir. Bilim ve tekniktir.
Halkın dilinde de izafiyet teorisi dil kültürü ve anlaması yoktur. Toplumda suç ve cezalar bellidir. Cezayı ahrete bırakmaz. Toplum suçu önce kendisinde arar. Suç kolektif olandan kişi olana doğru dağılır ve yansıtılır. Toplumlar ve yurttaşlıklar bunun bilincindedirler.
Yurttaş, toplumda sağlık talep eder, ama ibadet hane talep etmez. Yurttaş kişi toplumda eğitim, can güvenliği, yol talep eder; ama başörtüsü, muska takma, toplumun kendisine okuyup üflemesinin ve bunların ilişkiler oluşla düzenini, bunların eğitim öğretimini yapmayı; yaşam hakkı diye talep etmez.
Neden, çünkü toplumun bunlardan sağlayacağı ne bir yarar bulur; ne bir üretim ilişkisi; ne bir toplum bağıntısı; ne de yükümlensen karşılıklı bağıntıyla, her gün yeniden ve yeniden üretilir olmanın bağını bulamaz da ondan. Üstelik bunlar yaşam hakkı da değildir. Siz saçmalamayı yaşam hakkı sayarsanız, delilik kral olur. Zır deliniz vezir olur, ahmaklar da azap çeker. Akıllılar da kahrından ölür, içeride olur.
Toplumun amacı yurttaşın rahat ve gönenci olmakla, yurttaşın öznelliği; toplumun önüne geçmez. Aksine yurttaşın rahat ve gönenci, toplumsal sağlayışın paylaşılmasından sonra kişilerin tüketirken yansıttıkları bir kullanımla kendilik ya da seçenek oluşla ortaya çıkarlar.
Değilse vatandaşın rahatı gönenci olacak diye, yurttaşın öznel istemi toplumsal kural kaide ve işleyişin yerine, yanına ve önüne ikame edilemezler. Yani rahat ve gönençte, aslolan; birinci ilişki tipi olmakla üreten ilişkilerden sonra gelmesidir. Yurttaşlık görev bilincidir. Halkı ve milleti olmak, ödev bilincidir.
Sizlerin öznel oluşla rahat ve gönenç isteğiniz; otomobili bulmanın nedeni değildir. İnsan otomobili üretmeden, gönenci olur diye otomobile binmenin rahat ve gönencini yaşayamazlar.
Somutu olanın dışında hayal etme olmayacağı gibi; bir hayal etme de somut olandan hareketle yamultuluşlar yapmadan da, hayal olamaz. Hayal ile gönenç olsaydı hiç üretemezdiniz. Ürettiğiniz için gönenç vardır. Gönen için üretim ve üretimin şartları üreten ilişkiler boyunca birincil (primer) riayet edilme koşuludurlar. Bunları birbirinde ayıralım. Çapsız siyasetçi ve yöneticilerin sizi onere eder gibi bu kabilden olur gönenci söylemleri, sizi bilgisizlik aldatması içinde kılmaktan başka bir şey değildirler.
Otomobili bulmanın nedeni bambaşka şeydir. Sizin rahat ve gönenç içinde olma isteğiniz, haz elem duygusu içinde olmanızla bağıntılıdır. Bunlar da temel sağlasan ilişkilerden geçer. Ancak sizlerin otomobile binme gibi öğrenilmiş isteğiniz, otomobili üreten emek bağlamında; üretimden sonra gelir.
Bir kullanım (otomobil) ortaya çıkmışsa, ancak o kullanımdan kaynaklı aksayan tecrübelerle ya da o kullanımdan kaynaklı edinilen öznel isteklerle yeni varyasyonlar geliştirmek; o işin kendi nesnel yasallığına uygun oluşla olasıdır. Yani otomobil üretişten sonradır ki otomobilin seri üretimi boyunca sonuç olan gönenci öznel istekler de neden gibi davranabilir. Neden olan da sonuç gibi yansıyabilirler.
Açıkçası toplumun, sarmal ve çevrimleri içindeki bir üretimi seri oluşla genel kullanıma soktuğu yerde, başta, sonda olma sıralaması karıştırılabilir. Yani üretime dek öznel gönenci ya da refahı oluşlar, önde olabilecektir. Üretimse öznel gönenci oluşla, özneye dek öznel gönenci oluşu karıştırmamak gerek.
Toplumsa pragmatikte; ikincil (sekonder) olan istek ve gönenciler; birincil (primerin) olanın çevrimsel oluşundan sonraki bir noktadan itibaren, sekonder olan; çevrimi olan primer oluşun önüne, arkasına konular. Böylece sekonder ilişki vesile bir neden sonuç gibi olabilirler. Bu durumda sonuç olan istek ve gönenç neden gibi olur. Neden olan pirimer ilişki olan nesnellikte sonuç gibi yansır.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.