- 953 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Barış,en güzel ülkedir."
2010 yılı nisan ayının 7’siydi.
Rus Devlet Başkanı Putin,Polonya Başbakanı ile birlikte,Katin katliamını (Katyn) anma toplantısına katılmış,geçmişte kalan bu olayla ilgili olarak da sorumluluk bütünüyle bizde,yapılanlardan dolayı üzgünüm,olayın vebali bizim omuzlarımızdadır dercesine Katin katliamı için 70 yıl sonra Polonya halkından bir tür özür diliyordu.
Tıpkı Alman şansölyesi W.Brandt’ın 1970 yılı aralık ayında "Yahudi Soykırımı" anıtında diz çöküp,özür dilemesi gibi.
Peki neydi Katin katliamı ?
2.Dünya Savaşı 1 Eylül 1939 günü çıkmış;1940 yılında da 22 bin (Resmi kayıtlarda 21.768 kişi.) Polonyalı,Smolensk şehri yakınındaki Katin ormanında başlarına birer kurşun sıkılarak öldürülmüştü.Bunların 16-17 bin kadarı asker,5 bin kadarı da Polonyalı aydın,iş adamı,doktor,mühendis,düşünce insanıydı.Ülkenin yetişmiş elemanlarıydılar.
Stalin,uzun dönem bu "katliamın" Hitler tarafından gerçekleştirildiğine neredeyse bütün dünyayı inandırmış,savaş sonrasında da bugünü unutturmak için 1 Eylülü "Dünya Barış Günü" İlan etmiş,başta Doğu Bloku olmak üzre hemen hemen bütün ülkeler bunu kabul etmiş,bu tarih 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasına kadar "Dünya Barış Günü "kutlanmıştı.
Oysa artık bugün Dünya Barış Gününü 1 Eylülde kutlayan ülke kalmamış,herkes Birleşmiş Milletlerin önce 1981 yılında,sonrasında da 2001 yılındaki kararına uyarak,"Dünya Barış Gününü "kutlamayı 21 Eylüle bırakmıştı.
21 Eylülün neredeyse 30 yıla yakın bir geçmişi olduğu karşımıza çıkmaktadır ve Dünya halklarının buna uygun davrandığı da hafızamızdadır.
Barış,sihirli bir sözcük olup,kurulması kadar devam ettirilmesi de dikkat/özen isteyen bir değerdir.
Amerikalı hukukçu-aktivist Wendell Phillips ,"Barış belki ama adalet her zaman." derken ne kadar haklıysa,ünlü bilim insanı Einstein da, "Savaşa ve barışa aynı anda hazırlanılmaz." diyerek bizi uyarmaktadır!
21 Eylül gününü "Dünya Barış Günü "olarak belirleyen Birleşmiş Milletlerin 1945’teki kuruluş gerekçesinde de şu sözler yer almaktadır:
-Savaşlar insanın düşüncesinde başladığına göre,barışın surları da insan düşüncesinin etrafına dikilmelidir.
Gelelim başlığa:
Başlıktaki söz 15 Eylül günü ulusal ölçekli bir gazetenin hafta sonu ekinin ortasında yer alan Hakkari ile ilgili bir yazıda ve oradaki röportajda yer almaktaydı.
Söz o kadar güzeldi ki başlık olarak onu seçtim,ancak sözün sahibi Hakkari Kaval köyünden Sadullah Duman idi.
Bu bilge insana haksızlık etmemek için sözünü tırnak içinde aldım ve yazıdaki güzel sözünü de "cebime" koydum.
Çünkü Nietzsche’nin "İçine koyacak bir şeyiniz varsa,bir günün bin cebi vardır." sözü de belleğimdeydi.
Ve sözün tamamı da şöyleydi:
-Unutma evlat,barış,en güzel ülkedir.
21 Eylüllerin,hepimizin bu güzel "ülkede" yani "barışta" yaşamasına fırsat vermesi dileğimle.
Ya da "barış süreci"nin bunu sağlaması.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.